kullanıcı ismi: kategori:
sıramala: bağıntılı yeniden eskiye eskiden yeniye
[]

İlişkilerde para dengesini nasıl sağlıyorsunuz?

Kadın tarafı son sınıfa gidiyor. Çalışmak istiyordu ama pandemiden dolayı iş bulamadı. Ailesinden aldığı az miktarda parayla geçinmeye çalışıyor. Kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalışan kimseye eyvallahı olmayan bir kadın. Erkek tarafı kadından yaşça büyük. İşi gücü oturmuş, belli bir hayat standartı var ve maddi durumu iyi. Gezme, yeme içme gibi ortak faaliyetleri erkek karşılamak istiyor. Hatta kadına biraz maddi yardım da yapmak istiyor. Acıdığı için değil kesinlikle yanlış anlaşılmasın. Zor durumda kalmasın ihtiyaçlarını karşılasın diye yani onu düşündüğü sevdiği için. Öbür türlü erkeğin aklı kadında kalıyor onun için endişeleniyor. Kadın bundan çok rahatsız oluyor. Gurur yapıyor erkek bütün hesapları ödediğinde ona para verdiğinde utandığını söylüyor ve kabul etmiyor. Ne ortak harcamalarda para ödemesini ne de ek olarak para vermesini istemiyor. Bu konudan dolayı ikisinin arasında sürekli kavga çıkıyor. Erkek sık sık hediye alıyor ama kadın artık erkeğin aldığı kolye gibi hediyelerde bile sorun çıkartır hale geldi. Bu konu dışında aslında hiçbir sorunları yok. Nasıl oluyor para işleri sevgililikte? Denge nasıl sağlanabilir? Kadına para almanın gurur kırıcı olmadığı nasıl anlatılabilir?




 
Onu eş gibi gördüğünü hissettirmek lazım.
Para hesabı yapılmadığını para kimde ise onun memnuniyetle harcama yapabileceği bir ilişki istediğini söyleyebilirsin
Parayı ona değil ilişkinize yatırıyor gibi düşünmeli
  • kisa  (16.04.21 21:42:51) 
Dengeyi kuramayan taraf sizsiniz. Neden sürekli her şeyi ödeyip durmadan hediye alıyorsunuz? İçten içe karşı tarafa acımanızı gerektirecek bir durum yok. Üniversitedeyken hem okudum hem çalıştım, hayatımdaki insandan da bir çöp almamışımdır. Bunlar olağan şeyler.


  • ruhen hastayim ben  (16.04.21 21:43:36 ~ 21:43:52) 
Bu arada sık sık hediye alma kısmını atlamışım o rahatsızlığın dozunu arttırabilir gerçekten


  • kisa  (16.04.21 21:45:35) 
Hediye olayi +1

Durup dururken hediye almayi birakin her seyden once. O da bir seyler almak isteyip alamiyor ve siz mutlu edeyim derken aksine mutsuz ediyorsunuz.
  • invictae  (16.04.21 21:54:25) 
eşimle çıkmaya başladığımız dönemde ben iş hayatına yeni başlamıştım. o ise yıllardır çalışıyordu ve dolayısıyla işi gücü oturmuştu. benim yaklaşık 5-6 katım kazanıyordu.

hiçbir zaman onun üzerinde bir şeyler yıkmadım, ancak aramızda sonuç itibariyle oransal ve bariz de bir fark vardı. o yüzden bu konuyu hiçibr zaman açık açık konuşmasak da biraz oransal yaklaşıyorduk sanırım. 5 yemeğin 3 ya da 4ünü o ödüyorsa 1 ya da 2sini ben ödüyordum. seyahate giderken o biletleri alıyorsa ben de oteli karşılıyordum, oradaki masrafları da bir o bir ben dengeliyorduk. hediyelere bir şey demiyordum, sonuçta bu hediye, içinden gelmiş almış, tabii ki aşırı abartılı ve pahalı bir şey olsa kızardım. o da zaten zırt pırt "aaa bak yine bir hediye hadi bakalım" modunda hediye verip durmuyordu.

cebime tutup para filan koymasını tabii ki istemezdim ve kabul etmezdim.
  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (16.04.21 22:28:13 ~ 22:29:06) 
ruhen hastayım ben güzel yazmış. zırt pırt hediye alıyorsanız doğal olarak rahatsız oluyordur karşıdaki. ama normal bir günde yemek yemeye çıkılmış vs bunları erkeğin karşılaması normal. demek ki karşı tarafı kötü hissettirecek derecede bir maddi dengesizlik yaratmışsınız ilişkide.


  • roket adam  (16.04.21 23:06:10) 
hediye almak karşı tarafı satın almak gibi. o yanlış. tüm hesapları ödeme veya kız yemek apsıb. dengeli olun


  • KaraSakall  (17.04.21 00:42:52) 
niye karşınızdaki kadının isteklerine saygı duymayı denemiyorsunuz? size açık açık ne hissettiğini söylemiş, hala inat etmeniz neden? sevgilinin cebine para sıkıştırmak nedir allah aşkına? bence siz her problemi parayla çözmeye çalışan biri gibi duruyorsunuz. dışarda, mekanda para harcamak yerine gidin piknik yapın, evde yemek hazırlayın vs. sizin davranışlarınız çok gurur kırıcı duruyor.


  • bana bir nick verin  (17.04.21 01:02:24) 
Kimseye eyvallahı olmama durumunu size karşı yapıyorsa, bu sizin birşeyleri yanlış yaptığınızı gösterir. Yaşadığınız endişeleri belirtin, onun hayatının daha kaliteli hale gelmesinin ne anlama geldiğini, büyütülmeyecek birşey olduğunu, özellikle sizin tarafınızdan olmasının ne denli doğal olduğunu öğretin. Bir kere anlatın sonra da yaptığınız şeye devam edin. Kimse ona kendi ayakları üzerinde durmasın demiyor ki. O sizin hayatınıza girmeyi kabul etmiş. Sizin hayatınızın ona sunacağı bazı imkanları da kabul edecek. Bunun altında başka birşeyler aramaya gerek yok. Daha şimdiden böyle duygusal düşünerek poz kesiyorsa Size diyeyim iki gün sonra olur da sizden çok ya da sizinkine yakın bir gelir elde ederse baş ağrıtır. Onu da suçlayamam çünkü böyle olmaları gerektiği her an empoze ediliyor. Halbuki hayatındaki erkeğe kendini bıraksa, sizinle daha kaliteli zaman geçirmeye odaklansa bunları söylemez. Burada iş sizde. Eğitmelisiniz. Öğretmelisiniz. Onun bu davranışı karşısında siz de dikkat edin feminenleşmeyin. (Ben erkek adam hep öder kafasında değilim bu arada) bu arada yorumları okuduğunuzda karşı tarafın mantığını da çözersiniz. Hemen olay nerelere gelmiş; yok karşı tarafı satın almak yok cebine para sıkıştırmak. Komik.


  • hepbiarayisicinde  (17.04.21 10:55:33) 
yemeği sen öde çayları o ödesin tarzında oranlama yapılabilir hediye almayı bırak +1


  • basond  (17.04.21 13:39:28) 
Kadın tarafı kendisine iyi davranılmasını haketmiyorum tarzı düşünüyor olabilir. Aldığınız hediyeleri beğenmiyor da olabilir ihtiyacı olan birşeyi beraber alın. Açıkcası hiç böyle ilişkiler etrafımda olmuyor kadınlar hediye alınmıyor hesap ödenmiyor diye kavga çıkarır.


  • ashleybon  (17.04.21 21:41:55) 
yukarda bazılarının dediği gibi hediyelerle kızı boğduğuna katılıyorum. fakat bunun ötesi de var bence.

sen rahat rahat gezip tozacağın, para harcayacağın bir ilişki istiyorsun. karşı taraf ise senin bu isteğine müsait değil, yakın zamanda olmayacak da. maddiyat konusunda özellikle davul dengi dengine olmalı diye düşünenlerdenim. daha fazla yıpranmamak için ayrıl coco diyeceğim.

davul dengi dengine fikrimin şu duyuruda bile öyle çok örneği var ki. daha geçen gün adamın biri karısının iki katı maaş aldığını ve karısının soba yakmalarına laf ettiğini anlatmıştı. ve o "karımın iki katı maaş alıyorum" ibaresi çok gerekli değildi o konuda ama beyfendi eklemeden geçememişti. çünkü dokunuyor. öyle veya böyle dokunuyor işte.
  • birsürüsorumvarr  (17.04.21 23:48:07) 
[]

Uk'den tr'e para gonderim ucreti

Ne kadar olur? Ufak para boyle 50-100 gbp gecmez.




 
wise.com a bakın. göndermeden önce transfer ücretini gösteriyor. ancak gpb transfer ettiğinizde alıcı TL alır. Yani TL hesabına para gönderin. en ucuz ve hızlısı bu.


  • sttc  (06.09.21 00:05:32) 
Transfergo da oldukca iyi bu arada


  • kuehles blondes  (06.09.21 01:15:58) 
Birazdan biri gelip bitcoin diyecek... Ancak ben de wise derim, çok hızlı ve uygun fiyatlı.


  • salihdt  (06.09.21 05:32:14) 
Bitcoin değil usdt tron ağından diycem


  • aligan  (06.09.21 07:28:07) 
[]

mb hangi parayı harcıyor ve nasıl bozuyor?

bankalara yatırılan dövizin %20'si falan merkez bankasına gidiyor falan. ya da bazı kurumların bildiğim kadarıyla hazine müsteşarlığı vs gibi parası orada falan. mb piyasaya müdahale ettiğinde bu paraları mı harcıyor? cevap evet ise, daha sonra bankalardan dövizler çekildiği zaman mb para basarak mı ödüyor o açığı?

bir diğer sorum da, şu an mb eksi net rezervde. swap anlaşmalarının vadesi gelince ödemeler nasıl yapılacak? para mı basılacak?

teknik olarak bu kadar para basmak daha değersiz bir tl'ye sebep olmaz mı?

 
Merkez bankası dolar basamayacağı için kendine ait olmayan bir parayı nasıl satabilir?

Kendi dolar rezervi var. Fiyat istikrarını sağlamak için arada piyasaya dolar satıyor. Piyasalar düzgün seyrediyorken de ufak ufak alıp rezervini artırıyor. Ancak şu an mb'nin rezerv doları satarak müdahale etmesi orman yangınını yelpaze ile söndürmeye benziyor.
  • himmet dayi  (04.12.21 22:36:54) 
benim söylemek istediğim tl basarak basılan tl ile dolar almaktı.

zaten şu an mb nette eksi rezervde. bazı borçlar swaplar geri verilince elde para kalmayınca kalan borçlar için ne yapılacağı soruyorum.

ilk satırda dediğim gibi netler eksilenince tl basıp onunla mı dolar alınıyor?
  • avatar is back  (04.12.21 22:51:51) 
para basılmayacak tabi ki. nasıl dolar bassın. tl basıp dolar almak istese zaten dolar fiyatını yükseltecek, değişen bir şey olmayacak.
vadesi gelince elinde yine rezerv yoksa ya vadeyi uzatacak ya da başka yerden tekrar borç bulup borcunu ödeyecek. veya brüt rezervleri kullanmaya devam edecek.

  • dafuq  (04.12.21 23:49:29) 
yapabilirse swaplıyor diğer mb'ler ile
yeni borç alcak
zaten şu an kaşla göz arasında özelleştirme yaptılar (euro)
antalya havaalanın bir kısmı
  • bir soru sorcam  (04.12.21 23:53:49) 
  • msb  (04.12.21 23:58:06) 
[]

Doktorun yazdığı magnezyumdan eczanenin para alması

Daha önce doktor reçetesiyle az para vererek aldığımız magnezyum diasporal için eczane sgk karşılamıyor diyerek eşimden az önce 150 TL para almış. Açıklama da yapmamış karşılamıyor demiş. Karşılaması gerekiyor oysa ki. Sinir oldum ama ödedikten sonra yapabileceğimiz bir şey var mı? Fark eder mi bilmiyorum ama gebelik takibinde yazıyor doktor. En son 6 hafta 3 gün önce almıştık.




 
Gidin bence paranizi talep edin. 1 hafta once anneme aldik para vermemistik.


  • sen nasıl bir insansın  (21.01.22 16:48:24) 
pastil olarak yazıldıysa sanırım karşılamıyor. zira şöyle bilgiler buldum, siz de bir bakın isterseniz:

ilacfiyati.com
www.ilacarsivi.com
  • nimberjack  (21.01.22 17:03:04) 
Aradım bunu sgk karşılıyor para almışsınız dedim, şöyle bir fotoğraf gönderdiler: www.hizliresim.com

@nimberjack pastil değil saşe yazıyor
  • gmzo  (21.01.22 17:06:04) 
bazı ilaçların ödeme statüsü sgk tarafından değiştirilebiliyor.


  • jelly bear  (21.01.22 17:09:07) 
@jelly bear bunu bizim vatandaş olarak takip edebileceğimiz resmi bir kanal yok mu acaba? eczacılara da güvenilmiyor çünkü. tekrar kontrol ettim bu takviye ile b12 takviyesine ikisine bir arada 8 aralıkta 27 tl vermişim.


  • gmzo  (21.01.22 17:11:44) 
Aynısını gebeliğim boyunca kullandım ve devlet karşılamıyor.


  • cilekli krep  (21.01.22 21:50:49) 
Yıllardır geri ödemesi yok, daha önce aldığınız ya başka bir şeydi ya da o zaman yanlışlık olmuş para almamışlar. Eczacılara niye güvenilmesin, bilgi talep ederseniz verilir kimse geri ödemesi olan ilacı size ücretli verecek değil.


  • malwethiel  (21.01.22 22:24:28) 
Mobilden editleyemedim, özel sigorta vs o şekilde almışsanız bilemem tabii ki.


  • malwethiel  (21.01.22 22:25:49) 
Çok enteresan çünkü araştırdığımda forumlarda da kimisi sgk'nın karşıladığını, kimisi karşılamadığını söylemiş. Hatta birisi eczacının önce karşılamıyor dediğini, itiraz edince a tamam karşılıyor diyerek çevirdiğini söylemiş. Daha önce aldığım takviyenin ne olduğunun gayet tabii farkındayım ne olduğunu bilmediğim ilaçları alıp içmiyorum.

@malwethiel güvenilmiyor çünkü neredeyse kimse işini düzgün yapmıyor artık bu ülkede. Kendi işinizi kendiniz araştırıp peşine düşmek zorunda kalıyorsunuz. Bu eczaneyi evime çok yakın olduğu için tercih ediyorum. Daha önce bana "muadil" olarak önerdikleri takviyenin içeriğinin doktorun önerdiği ile alakası yoktu, bunun üzerine bir süre gitmedik. Hava çok soğuk olunca bugün bir şans daha verip yine pişman olmuş olduk. Yani mesele öyle maddi çıkar sağlama olmak zorunda bile değil, iş bilmezlik.

Yarın bir önceki eczaneyi de arayıp soracağım, karşılıyor derlerse bugün aldığım takviyeyi gidip iade edeceğim.
  • gmzo  (21.01.22 23:27:02 ~ 23:32:10) 
Yarın arayacağınız eczanedekiler de bugünkü eczacı ile aynı rx dediğimiz programa bakacak ödeme bilgisi için ve size atılan görseldekini görüp geri ödenmediğini söyleyecekler.

Bu arada sgk’nın ödeme koşulları günden güne bile değişebiliyor. Bütün eczacılar her an her ilacın güncel geri ödeme durumunu ezberleyemeyip rx’teki ödeme koşulları ne ise gelen hastaya da onu söylüyor. Günde belki sizin gibi 1 hastanın alacağı bir ilacı bırakın yatan hastalara ayda binlerce adet kullanılan ilaçlarda değişiklik oluyordu ben hastanede çalışırken ve bütün ödeme koşullarını en iyi bildiğim ilacı bile hastalara düşerken sık sık kontrol ediyordum değişiklik var mı diye.
  • ms brownstone  (22.01.22 00:04:51 ~ 00:06:10) 
muadili varsa onu karşılıyor olabilirler.

geçen bana öyle oldu, eczacı bunun muadili yazdırın bunu karşılamıyor artık dedi.
  • jelly bear  (22.01.22 13:13:12) 
[]

Yasal Olmayan Apartman Yöneticiliği

Bi ev aldık, yönetici yakıt parası aidat vs için her ay para istiyor ama ne makbuz var, ne bir şey. Apartman için banka hesabı da açılmamış. yani kara düzen bir durum var. ben yazıyorum deftere biz böyle yapıyoruz yıllardır diyor. makbuz, fatura hiçbir şey yok. sizce ödeme yapmalı mıyım? bu işler böyle yapılabiliyor mu?




 
10 daireden az ise yönetim ve karar defteri vs mecburiyeti yoktu değişmediyse.


  • John Bloor  (14.03.22 12:55:22) 
@John Bloor

10 daireden fazla, en az 30 daire var.
  • ehti  (14.03.22 12:56:45) 
O zaman bir defter hazırlanmalı, noterde onaylatılmalı, yönetici seçilmeli vs.

Ama yıllardır böyle yapıyorlarsa, toplanan para da tırtıklanacak bir miktar değilse karışmam ben olsam.
  • John Bloor  (14.03.22 13:03:19) 
Hocam o işler normalde öyle yapılmıyor. @John Bloor'un dediği gibi her sene defter notere onaylatılmalı, yönetici seçilmeli vs. Ama çoğu bina yönetimi defteri notere onaylatmaz. Bir süre 24 dairelik bir blokta yöneticilik yaptım.

Sen yeni taşınan biri olarak yöneticiden gelir-giderleri gösteren bir açıklama isteyebilirsin. Dersin ki böyle yapıyor olabiirsiniz ama ben her ay ne kadar para verdim bu paralar nereye harcandı ne kadar kaldı görmek istiyorum. Buna itiraz ederse para vs verme bence. Yok itiraz etmezse ver parayı derim ben.
  • Dr_Stat  (14.03.22 13:18:48) 
en azından makbuz al. (bankadan göndermek daha iyi tabii ama)

Çok eski bi apartmanda böyle elden verirken (kapıcının kızı topluyordu saçma şekilde) verdiğimiz aidatı vermediğimiz iddia edilmişti. O günden beri en azından makbuzsuz iş yapmam.
  • nhk ni youkosu  (14.03.22 13:19:27) 
makbuz mutlaka iste.

eski oturuduğum yerde 2 aylık aidatım, verdim - vermedin muhabbetinden yalan oldu. bıraktım parasını pulunu gerizekalı veya yalancı muamelesi kızdırdı beni. o gün bugündür apatmanın hesabına eft yaparım, dekontu saklarım.
  • delidir yakalayin  (14.03.22 16:05:59) 
Abi adam yapıyor bunu bedavaya. Ben yaparım diyorsanız uğraşın adamın bırakma ihtimaline karşı.

Ben olsam kafamda gelir ve giderleri aşağı yukarı toplar çıkarırım. Çok para artmıyorsa sorun yok demektir.

Ayrıca yöneticiden sen gelir gideri gösteren bir açıklama isteyemezsin. Hesapları aç bakayım diyemezsin. Kat malikleri kurulu bunu isteyebilir veya olağanüstü toplantı için yüzde otuz çoğunluğun imzasını alıp isteyebilirsin. Tozdan nem kapan bir yapınız var gibi. Dertsiz başınıza dert arıyor gibi gibisiniz. Toplama çıkarma yönetimini uygulamanız bence sizin için daha huzurlu olacaktır. Boşuna düşman kazanmayın.

Bu işi profesyonel yaptım özelden de gelebilirsiniz.
  • Amory Lorch  (14.03.22 16:12:19 ~ 16:13:19) 
işler yürüyorsa bulaşmayın.

hesap numarası isteyin sonrasında açıklama kısmına şu ay aidati diye belirtin.
  • drako  (14.03.22 16:54:29) 
ben yöneticiyim ben de böyle yapıyorum. aidatla zar zor toplanan parayı bir de notere bayılmayalım diye.


  • reproach  (14.03.22 18:26:19) 
[]

Para olup da harcamamak mı para yokken harcamak mı?

Parası olduğu halde rahat rahat konforlu harcamak yerine hesap yapan görece daha az kaliteli yaşayan veya hiç yaşamayan mı yoksa para içinde yüzmese de bir şeylerden kısıp yine kaliteli yaşayan mı bu hayatı çözmüştür? Çevremde görüyorum parası var ama geceliği daha ucuz diye kötü hostellerde kalıyor. Pahalı diye lüks yerde yemiyor. Bir de kirada oturduğu halde yapmışken en iyisini yapalım mantığıyla imkanları zorlayıp kaliteli yaşayanlarda var. Hangisi mantıklı davranıyor cevapları görelim.




 
Su akar yolunu bulur.
Enflasyondan sonra fiyata çok bakmaz oldum, iflas da etmedim daha ama bakalım.

  • pavlis  (07.05.23 15:31:51) 
Neye harcadığıma göre değişir. Bazı şeyleri/hizmetleri alırken paraya acımam. Mesela sağlık hizmeti, güzel bir yemek, güzel bir tiyatro vs gibi.

Çok önem vermediğim, aşırı kaliteli olmasa da olur dediğim şeyler için buna bu para verilir mi hiç derim bazen
  • yazdonumu  (07.05.23 15:32:16) 
Para varken bunları yapmayan insan cimridir zaten. Bu yüzden ikinci şıkkı seçiyorum. Hayatı asıl o türden insanlar yaşıyor.


  • ruhen hastayim ben  (07.05.23 15:38:34) 
Edit yapmaya geldim ama editte yazacağımı yazmış zaten ruhen. O yüzden ruhen+1 diyeyim


  • yazdonumu  (07.05.23 15:41:43) 
yazdonumu +1
Deneyime para harcamaktan çekinmemek lazım. Kaliteli, rahat, sağlam bir ayakkabı giyme deneyimi de olabilir, konser de.

Neye para harcadığın vizyon meselesidir ayrıca, zengin olup vizyonsuz insan çok.
  • Bruce  (07.05.23 16:42:19) 
Paranin azligi coklugu goreceli bir kavram. Herkesin algisi farkli olabilir sana gore zengindir ama o kisi kendini baskalariyla kiyasliyor yetersiz goruyor belki, yarin batarsam ne olur diye korkuyor belki, bes kardesim mirastan bana bir sey kalmaz diyor, bilmemkim suna biniyor, ben binemiyorum diye kendini kucumsuyor belki. Zenginlerin cogu cimridir ve dunyayi gorme algilari carpik olabiliyor, eski patronum mesela piyasa kotu, batiyoruz, yilbasini atlatalim, bayrami atlatalim palavralarini calisanlara sikmaktan kendi bile inanmis bu yalanlara memur gibi yasiyordu hayati. Oglu Ibiza'larda, Vegaslarda geziyor ama.


  • freedonia  (07.05.23 18:28:37) 
Parası olup da "harcamayan" genelde rutin ve önemsiz gördüğü harcamalarından kısıyor. Elbette kendi için önemli gördüğü şeyler için buna ayırdığı bütçeden kendini mutlu edecek şeylere kazancına göre yüklü harcamalar yapıyor. Parası olduğu halde hiçbir koşulda lükse para ayırmayan kişi tasvirleri bana biraz hayali geliyor. Ha zar zor kazanıyordur hiç lükse para ayıramıyordur o ayrı.

Elinde para tutmayı bilmeyen insan işler yolunda gittikçe mutlu olur ama işlerin hep yolunda gitmesi çok mümkün değil. Bu insanların hayatlarının bir döneminde ne durumda olacaklarını kestirmek zor.

Sonuçta kimse sizin için birikim yapmayacak. Eğer ortada bir birikiminiz yoksa bir noktada işlerin sarpa sarması çok olası.
  • akhenaten  (07.05.23 19:16:12) 
başlığı okuyunca olup da harcamamaktı ama açıklamayı okuyunca "para içinde yüzmese de bir şeylerden kısıp yine kaliteli yaşayan" oldu.
para içinde yüzmemek paranın olmaması demek değil. bir yerde rahat etmek için başka bir yerden kısmak gayet doğal. tercih meselesi. ama gerçekten olmadığı halde harcayan insanlar var, bu kişinin hem kendisi hem de çevresi için baya zor bir durum.

  • mezzosprite  (07.05.23 19:56:07) 
simdi bence de bu asiri goreceli bir dilemma. mesela ben kendimi ilk sinifta goruyorum ama biraz saibeli cunku harcamiyorum ama param olup olmadigi da tartisilir.

Para sinirli bir kaynak ve amacli bir sekilde kullanmak lazim. Kisitli maasi olan birinin sirf "kaliteli yasamak" icin habire luks yerlerde yemek yemesi ve tum hayatini sifir birikim/borc icinde gecirmesi sacma. Veya spora egzersize para harcamakla tutup da tl kazandigi halde avrupada cogu avrupalinin kalmadigi otelde kalmak bir degil. personal finance is personal :P Biri senede 5 gun gidip otelde kalir, digeri 3-4 defa gidip hostelde kalir. Benim tercihim ikincisi.
  • hot potato  (07.05.23 20:18:19 ~ 20:20:14) 
duruma göre değişir
istanbul trafiğinde helikopter en rahat çözüm ama mercedes var diye trafiğe girip rezil olmak var, şöför tutar yorulmayabilir, en pratiği metro olur bir noktada

basit bir şey için devlet hastanesine gider
önemli bir konuda özelde prof.e danışır

vakti vardır sıra beklemesi sorun olmaz
o gün vakit önemlidir paraya kıyması gerekir

bir de çalışması ve tutumlu olması gerekiyor zenginlerin de
hazıra dağ dayanmaz
sabit gelir bile olsa gerçek lux'leri bir yere kadar kaldırır

bir deprem oldu galerim yıkıldı diyenler vardı
fabrika da yanabilir (evet sigorta)

kaliteli bir şeyi ucuza almak insana zevk verir
ama ucuza alcam diye saatlerini harcamak mantıksız olabilir

benim kanaatim sağlık ön planda tutularak para harcamak
az paran bile olsa o an rahatlığa ihtiyaç vardır seansı 1000liralık psiklogdan kurtarır
  • bir soru sorcam  (07.05.23 23:41:25 ~ 23:42:16) 
Ortam olur, arkadas edinirim diye hostelde kaliyordur belki. Otel odası yalnızlığı diye bir sey var sonucta, sozlukte 149 sayfa mesela:) Bazen de bir etkinlik, mac bir sey oluyor yer kalmiyor, sezonunda asiri pahali oluyor falan. Anladim soruyu sikinti yok:) Ilk grup fakirlikle buyumus, sonradan parayi bulanlar genelde. Can cikar huy cikmaz adamin hayati tasarrufla, ordan bundan kismayala gecmis parasi olsa da simmdi har vurup harman savuramiyor. Babadan, aileden oyle gormus de olabilir belki cocukken pahali cikolata aldi diye azarlandi, rencide edildi ailesi tarafindan, belki bir arkadasi tarafindan bir kiyafeti pahaliya almissin, enayisin, kaziklanmissin diye dalga gecildi. Gecmisteki bu tarz olaylar bile kisinin karakterinde derin izler birakabiliyor yillarca.


  • speedy  (08.05.23 00:22:36 ~ 00:32:29) 
İkisinin arası. Paran var (über zenginleri hariç tutuyorum), özel günler haricinde daha mütevazı yaşarsın, gelecek için bir kenara yedek akçe koyarsın. Paran yok ama illa Bodrum'da XYZ mekanında plajda loca ayırtayım konforlu yaşayayım diyorsun, sonuç kabarmış borçlar. Bir dengesi olmalı.


  • SiyamkedisiZorro  (08.05.23 08:22:41) 
[]

İşyerindeki en düşük maaşı ben alıyorum hissi?

Sizde de oluyor mu. Diğerlerinin instalarına bakıyorum sürekli sağda solda gezmeler, partilere gitmeler, marka kıyafetler iphone bilmemkaçlar falan. Ben marketten aldığım 2 parça şeyin hesabını yapıyorum.

Keriz yerine konduğumu hissediyorum açıkçası. Kimseye de soramıyorum ne kadar alıyorsun diye kvkk muhabbetinden dolayı.


 
Aileden para geliyordur, kirada oturmuyordur, sevgilisinden geliyordur, alternatif geliri vardır vs. bu liste uzar.

Şöyle düşünün atıyorum siz 20 alıyorsunuz diyelim, bu dediğiniz insanlar kaç almalı ki arada bu kadar fark olsun? Oynasa oynasa kıdem vs. max yüzde 50 oynar, her işin piyasası aşağı yukarı bellidir. Pek mantığı yok.
  • koskoca kirpi  (24.09.23 19:01:32 ~ 19:02:32) 
Hemen örnek verelim eski is arkadaşım;
Babasi doktor. İzmir'de birkaç daire ve yazlık var. Aldığı para normal ama hayatı süper.

Gene birkaç ikci kadın arkadas böyleydi sonra eslerinin üst düzey yönetici vs tipler olduğunu gördüm.

Kısacası bu ülkede maasla öyle yasayabilecek insan sayisi sınırlı.
  • logisticsmanager  (24.09.23 19:04:59) 
onlar zaten zengindir:) bazıları doğuştan şanslı maalesef.


  • nothing in my way  (24.09.23 19:05:12) 
o zaman aynı mantıkla bizim direktörler asgari ücret alıyor.

hiç göstermiyorlar çünkü ne yapıyorlar ne ediyorlar.

bir insanda ne kadar "yok" ise o kadar "var" gösterme eğilimindedir.

onun da bir etkisi olabilir, veya zaten durumları iyidir +1

kız spor arabayla geliyordu ik da stajyerdi mesela.

kirada oturmuyorlarsa bile başlı başına artı mesela evet.
  • ananiyimioguz  (24.09.23 20:07:25 ~ 20:08:17) 
ben hiç bir şirkette adil bir maaş sistemi olduğunu düşünmüyorum çünkü maaşlar tamamiyle kişinin önce pazarlık gücüne sonrada yeteneklerine bağlı.

Bir çok firma sahibi veya müdür eğer firma elemanının çalışmaya mecbur ,( bu borç harç , çoluk cocuk vs. ile ) gibi durumlarda anlarsa maaşını arttırmayabiliyor.

O yüzden hiç bir firmada paraya ihtiyacınız olduğunuzu veya firmaya mecbur olduğunuzu hissini vermeyip, varsa borçlarınızı
olduğu bilgisini vermeyi ben doğru bulmuyorum.

Eğer böyle bir hissiyat verdiğinizi düşünüyorsanız, bir düşünmenizi tavsiye ederim.

Onun haricinde diğer kişilerin harcaması her zaman sizden yüksek maaş aldıkları anlamına da gelmez.

Ayrıca eğer yapmıyorsanız yatırım yapmayı ve ekonomi okur yazarlık gibi konularda kendinizi bir check edebilirsiniz, çünkü şu zamanda gerçekten maaş değilde yatırımlar kazandırıyor.
  • Rao  (24.09.23 20:17:22 ~ 20:18:28) 
Ya parasi vardir ya da borc harclidir ama yine de eziyordur. Bizde 2 kiz var 300k falan borclari var kredi karti ek hesap hepsi patlak. 1 sene dislerini siksalar toparlarlar belki ama hala gidip 1500 liraya tirnak yaptiriyolar mesela. Bilmesen vay be iyi kazaniyolar dersin


  • floydian  (24.09.23 20:24:11) 
Evli değilsen, kiran yüksek değilse marketten aldığın iki şeyin hesabını yapmıyor olman gerekiyor. Maaş, pozisyon, şu anki iş yerinde çalışma süreni ve toplam çalışma süreni söylersen az çok yorumu yapabilirim özelden.


  • dissendium  (24.09.23 20:26:43) 
Yani bu konunun birçok değişkeni var. Bizim ofiste asgari ücret alıp benden çok daha rahat para harcayan bi kız var. Ailesinin durumu iyi ordan rahat çünkü. Ama benim aile desteğim yok, eşimle beraber her şeyi kendimiz yapıyoruz, kazandığımızı ful yatırım birikim vs yapmaya çalışıyoruz, o yüzden de öyle marka filan giymiyoruz hoyrat bi şekilde harcamıyoruz vs.

Ama sen yaptığın işe göre düşük maaş aldığını düşünüyorsan bunun sebepleri apayrıdır. Belki o pozisyona göre yeterli bilgi birikime sahip değilsin, ya da fazlasıyla yeterlisn ama bunun farkında değilsin kendini pazarlayamıyorsun. Bunu ancak seni yakından tanıyan biri söyleyebilir, ne iş yaptığını vs bilen biri.
  • turuncu tonlarda  (24.09.23 20:45:31) 
Benim uzman is tanimlilardan gordugum, kredi cekip instagrama resim cekmelik tatil, aman o yapmis bende eksik kalmayayim benim neyim eksik diyip borc harc icinde yasiyorlar, cogu maas avansi aliyor her ay. cogununda kredi gibi maas avansi var icerde.
Bu yeni insta kulturu cok kotu ya herkes bi yaris icinde aman kendi halimde yasayayim yok

  • eja  (24.09.23 20:53:53) 
sana şöyle anlatayım bir arkadaşım var boşanmış ailesiyle yaşıyor. asgari ücret alıyor. eve 1 kuruş vermez aldığı maaşı hep eziyor full 11 bin gezme yeme içmeye harcıyor. elde avuçta sıfır ama zaten biriktirmesine de gerek yok.


  • sizofren06  (24.09.23 21:03:36) 
Rao +1.
Aynı pozisyonda çalıştığım kişilerden daha çok çalış(tırıl)ıp daha az maaş aldığımı öğrendikten sonra ayrıldım bir önceki işimden. Ama diğer yorumlara da katılıyorum. Bazı insanlar sabit gelirleriyle orantısız harcama yapıyor. Bazısı çok kazanmasına rağmen kılı kırk yarıp harcıyor. Bazıları ise tam tersi.

  • auroraaurora  (25.09.23 12:06:21) 
Muhasebe alanında çalışıyorum, genelde küçük ofislerdeydim bu sene ilk defa kurumsal bir şirkete girdim. girdiğim gün bayram ertesiydi, herkes gittiği tatili anlatıyordu ilk girdiğim gün. sonrasında da ortamları, takılınılan mekanları görünce ulan çok ucuza girdik herhalde buraya demiştim. çünkü benden düşük pozisyondaki insanlar baya ceo yaşıyor gibiydi. ay sonu geldi, maaş ödemelerini yapınca gerçekler ortaya çıktı. :) birkaç kişi hariç herkes benden aşağıdaydı, epey aşağıda olan da vardı. desem ek gelirleri var, o da hepsi için mümkün olamaz. çünkü epey bir avans almış olan, şirkete borcu olan personel de vardı. basitçesi, çoğu kişi 25 bin alıyorsa 40 bin alıyormuş gibi harcayıp kartlarla döndürüyor işi. birikim deseniz zaten çoğu kişi 0'a yakın gidiyor artık. e bir de aile evi vs. durumu varsa çok daha mümkün böyle bol bol harcamak.


  • furry burns  (25.09.23 16:26:58) 
[]

Yamaç Paraşütü, nerden başlanır, maliyet?

Hemen yarın başlayacağım falan yok ama merak ettim. Misal şu sitede bir eğitimden bahsedilmiş: www.pusuladogasporlari.com
Bu standart bir eğitim midir, her yerde aynı eğitim mi verilir? Bu ya da benzeri bir eğitimin ücreti ne kadardır, en uygunu nerededir? Yamaç paraşütü yapmak için illa kendi ekipmanımız olmalı mıdır(paraşüt, kask vesaire)? Yoksa komşunun paraşütünü kullanabilir miyiz?

Not: Komşuda paraşüt falan olduğundan değil, madem fantezi yapıyorum dibine vurayım dedim*. tenkyu gutbay.

 
ikarus havacilik ( istanbul )
Yer egitimi aliyorsun once, sonra da hoop kuslar misali ama istersen tandemle de atlarsin once. 2 kisilik parasut bu, acemi olan arkada oturuyor. Onlari bir aramani oneririm, isini iyi yapan bi yerdir.

  • pyro clustic flow  (02.11.07 22:32:58) 
İkinize de teşekkürler...
Bu uçuş kulübü sadece Ankara'da mı?
Ben İstanbul'dayım, doğrudan ikarus'a mı gideyim?
  • late viper  (03.11.07 01:20:55) 
@mrtksn: Evet yaa, yıllar önceydi, unutmuşum. 3, 5 saat nat bekleyip sonra da süzülememiştim :s Başlamadan bitmiş bi macera işte ama atlıcam bi ara.

Üniversite olaraktan Boğaziçi'nin uçuş kulübüne de iyi derler ama okul dışından birilerini aldıklarını sanmıyorum ama yine de sormakta fayda var. Üniversite bağlantın yoksa, İkarus diycem tekrardan.
  • pyro clustic flow  (03.11.07 13:37:10) 
eğitim kampı değil,
kulüp fln lazım

bir eğitim ve atlayışa 300 500 ytl fiyat çekiyorlar yoksa..
kulüp de olmalı ki, atlayış eğitimlerin sayısı artsın...

böyle bir yer izmrde bilen varsa ben yarın yazılırım
  • demlikposet  (03.11.07 15:21:44) 
[]

Para/Emek orani en yuksek olan meslek hangisidir?

Bilgisayar muhendisi , doktor, eczaci ya da hangi meslektir bu? anketvari bir soru oldugu icin kusuruma bakmayin; merak iste...




 
eczacı dükkanı stratejik bir yerde açıp işini de bilirse istediği gibi tatilini yapar, gezer, tozar ve de sağlam para kazanır. doktorları bence doğrudan çıkaralım bu listeden. bilgisayar mühendisleri de sonuçta çoğunlukla bir patrona çalışırlar, bi sürü kısıtlamaları vardır(izin günü, oturup proje bilmemne hazırlama). eczacı kendi kendinin patronudur. ha gelecekleri açısından ne olur bilemem ama şu an için en karlısı eczacılık diye düşünüyorum. tabii ki saydığım şartlarda. yoksa çok eczane var iflas eden.

not: listeyi bu üçüyle sınırlamamışsın gerçi ama eczacılıkla alakam var, o yüzden yazdım.
  • jangara  (29.10.08 14:00:16 ~ 14:01:40) 
bir meslek olarak sayılabilir mi ilmiyorum ama gayrimenkul sahipliği.
ne kadar gayrimenkulun olursa o kadar çok para.

  • etna  (29.10.08 14:07:02) 
@want2die
devlet dairesinde emek 0 değil ki. işlem yaptırmaya gelen vatandaşları azarlıyorlar felan. emek var yani :)

  • sefapezevengi  (29.10.08 14:12:04) 
@mrtksn yatirimcilik derken, bir sektore yatirim yapilacak ise esasli ve zor bir tahmin yapilmali bence. yani emek az degil gibi geldi bana .


  • comptrol  (29.10.08 14:18:09 ~ 14:59:47) 
yerini tutturabilirsen internet kafe


  • enter saltman  (29.10.08 14:25:36) 
bir de şu var, para/emek oranı en yüksek meslekleri herkes arıyor bu devirde. saygı duyuyorum tabi, malum kapitalizmin sonuçları falan filan.. fakat bana göre bu oran 1'e ne kadar yakınsa huzur açısından o kadar iyidir. bu daha fazla mutluluk getirir diye düşünüyorum. bi işe yaradığınızı düşünürsünüz hayatta, aksi takdirde ben boşluğa düşerdim. bok gibi para var, gezsem tozsam bi süre, "ulan nereye kadar" derim. sorunun böyle bir boyutu yok ama yine de içimi dökmek istedim:)


  • jangara  (29.10.08 14:36:23) 
borsacılık sanırsam. ortada üretilebilen yada uğraşılabilecek somut bişey yok. devamlı alınıp satılan teorik bir oaly gibi geliyo dışarıdan bakınca.


  • la grande  (29.10.08 15:28:12) 
çok zengin çocuğu olup herhangi bir meslekte çalışmak.


  • şaman  (29.10.08 15:43:29) 
Ünvanı aldıktan sonra noterlik.


  • sui  (29.10.08 15:56:37) 
fatih terim? 220 bin ytl maaş alıyor


  • likeinme  (29.10.08 15:58:42) 
bir yere oturup önüne 'açım' yazılı bir kağıt ve karton kutu koyan dilenciler.


  • insanimsi  (29.10.08 18:13:38) 
Reklam ajansı stajyerliği tabiki. 2 sene filan sürüyor. Full-time mesai ve 0 (sıfır) maaş.


  • eftalit  (29.10.08 18:31:56) 
özel ders vermek. özellikle matematik ve ingilizce. tabi (futbolculuk vb gibi) extrem işleri saymıyorum. mühendislik, doktorluk vb işlerin hiç birinde 1 saat karşılığı 150-200 ytl kazanmazsınız. günde 5 saat, ayda 20 gün çalışan isimli bir matematik öğretmeni en az 10000 ytl kazanır.


  • lancelot du lac  (29.10.08 19:13:06) 
bilgisayar muhendisi degil..

her saniyesinden zevk aldigin meslektir bu, porno yildizi olabilir mi?
  • ermanen  (29.10.08 19:31:42) 
esrarengiz bi havaya bürünüp 15 ytl karşılığında karşındaki salağa yalan söle (ki biz buna falcılık diyoruz kahvedir tarottur sen bilirsin)


  • dr.ramiz  (29.10.08 23:17:20) 
there's no business like show business... neresinde olursan ol ama ekranın onunde ol... du bi olmana bile gerek yok...bir kaşe seslendirmeye 20.000 dolar aliyodu okan...


  • les  (30.10.08 00:06:12) 
zerre anlamasam da (ve biraz geç bir cevap olsa da) emlakçılıkdır gibi geliyor bana..


  • p shadow  (17.11.08 20:05:10) 
[]

Bu hareketler hoş değil !(Keriz yerine konmak)

Şöyle izah edeyim..

Önceki duyurularımdan da netleştirmiş olmakla beraber tam 6 ay önce dede yadigarı, tamiri oldukça zor olan ve hakikaten ustalık gerektiren eski bir masa saatini tamir etmesi için bu alanda uzman olduğuna inandığım antika saatleri tamir eden bir saatçiye emanet ettim.1 ay sonra beni aradı ve saatin tamir olduğunu söyleyerek gelip almamı istedi. Her ne kadar istanbul'da olsam da saatçinin bulunduğu mahale gitmem benim için en az 2 saat ve 2-3 aktarmalı bir yolculuğu gerektirdiği için zar zor fırsat bulup ''tamir edildiği'' iddia ettiği saati aldım.. Ancak tamir edildiği iddia edilen saat eve geldikten sonra çok değil 5 dakika içersinde durdu ne hikmetse..Neyse bir kere kafaya takmıştım o saati yaptıracaktım ayrıca 60 tl para vermiştim..saatçiyi bir daha aradım.. durumu izah ettikten sonra saati getirmemi istedi.. Yine o uzun ve zahmetli yolculuğu çekip saati kendisine götürdüm.. İşte bu son ziyaretten sonra garipsediğim ve art niyet aradığım olaylar patlak vermeye başladı

İkinci tamir sürecinde saatçi beyi gideceğim günün bir gün öncesinden aradım.. eğer tamir olduysa ve kendileri de dükkanındaysa ertesi gün saati almak için yanına geleceğini söyledim.. ''tamam yarın burdayım buyrun gelin saatiniz oldu'' dedi.. Gittim ancak o da ne beyefendi dükkanında yoktu.. Bana onca yolu boşuna teptirmişti.. Cebini arıyordum onu da kimse açmıyordu.. Acaip sinirlenmiştim birde o gün felaket şekilde yağan yağmur cabası..herhalde o an telefonu açsa epey dökecektim içimi ..Bu son olaydan hemen hemen 1 ay sonra başka bir sebeple saatçinin oraya yolum düştü, ters köşeye düşürme fırsatı geçmişti elime.. Gelmişken gidip alayım bari şu emaneti dedim.. Yakalamıştım saatçi ordaydı.. ama 1 ay önce saatin hazır diyen beyefendi bu seferde ''son anda yine durdu sen en iyisi ben seni aramadan uğrama, boşuna yol tepme'' demez mi ? '' bakın eğer olmayacak gibiyse hiç uğraşmayın,ben alayım saatimi gideyim'' dedim ama kendisi burdan arızalı saat çıkmaz ben muhakkak saatini tamir edeceğim gerekçesiyle vermeye yanaşmadı. Peki dedim antika ayarında saat zahmetlidir tamiratı, vardır bi bildiği.. O zamandan bu zamana dostlar 3 ay geçti.. Geçenlerde aradım kendisi yoktu.. Yanındaki kişiye hemde 2 defa not bıraktım beni araması için ama geri dönüş olmadı.. Eğer saat tamir olmadıysa bile 2 defa not bırakıp mutlaka aramasını istediği bir müşterisini herhalde normal şartlar altında araması lazımdı dimi ? İşte bütün bunlar kafamda acaip komplo teorileri üretti.. Ben ne saatteyim, ne de işin parasındayım artık.. Tek sorunum keriz yerine konmak. Şimdi sorum şu

eğer ki bu saatçi kardeş mevcut saatimi heder etmiş, parçalamış, yedek parça olarak kullanmış en geneli başına bi iş getirmişse ''dağıt, söv, ağzına geleni söyle'' dışında daha somut bir tavsiyeniz var mı ? böyle bir durum karşısında en mantıklı şekilde hakkımı nasıl ararım ? Tüketici hakları, hukuki haklar ne gibi bir süreç izlemem lazım ?

 
parasını önceden vermiş olduğunuz halde saatiniz , size söz verilen zamanda tamir edilmediği ve sürekli tamiri ertelendiği için mahkemeye başvurabilirsiniz.


  • kirophobia  (21.05.09 00:32:58) 
geçmiş olsun hayli can sıkıcı bir durummuş.

tamirciyle uğraşmak istiyorsanız, saatçiler esnaf odası olması lazım. gidin odaya anlatın durumu ama nasıl bir yaptırım uygulanır veya derdinize çözüm bulurlar mı bilmiyorum.

saatinizin heder olma konusunda ise, iki önerim var, tanıdık başka bir saatçiye danışın durumu, ondan akıl alırsanız daha sağlıklı olur. diğerinde ise bu saatçinin sizin saati bozduğunu ispat etmeniz gerekecek haliyle. çok fantastik olacak bu ama saatini götürmeden önce iç aksamının fotoğrafını filan çekmiş miydin? belki bu yolla bir delil elde edebilirsin, diğer türlü tamirci her yönden çamura yatabilir ve kıvırabilir gibi geliyor maalesef.

not: fiş, makbuz gibi bir şeyler var mı ortada tamirle alakalı ?
  • lejant  (21.05.09 00:34:11 ~ 00:35:22) 
saat antikaymış. ondan yedek parça falan çıkmaz bence. olsa olsa saat çok değerliyse satılır o. bence git al saatini. sonuçta somut bir veri yok elinde. sen bırakmışsın o da yaparım demiş, işi ağırdan almış. yada 1 hafta içerisinde saati yapın 3 ay oldu yada 60 ytl mi verin falan de. neblim biraz meşakatli geldi bana tüketici hakları falan ama sen bilirsin gene de.


  • slevinkelevra  (21.05.09 00:36:26) 
hukuki olarak bilemiyorum ama ben de çok severek aldığım, eski gümüş bir yüzüğü küçültmeleri için bir gümüşçüye bırakmıştım 1 ay önce falan.unutmuşum. geçenlerde gittiğimde yüzüğümü sattıklarını söylediler. evet çok kötü. kızdım falan ama ne yapsam nafile. onların yüzüklerinden almamı istediler bir tane, ben de bir tane seçtim ceza olsun diye onlara. ama benim yüzüğüm daha güzeldi.
belki sizin saat de satılmıştır, gidin siz de seçin bir tane, mahkemeyle falan uğraşmayacaksanız, en azından yanlarına kalmasın.

  • pinking of you  (21.05.09 00:38:09) 
Dediğim gibi parasında değilim.. Beni en çok sinirlendiren ''gelin yarın ben burdayım saatiniz hazır'' denip gidilince orda olmayan, telefonlara dahi bakmayan kısacası müşteriyi keriz yerine koyan bir esnaf anlayışı.. şöyle düşünün yoluma 1 saat daha ekleseniz nerdeyse tekirdağ'dan gideceğim..

Bu arada saat bozuktu zaten.. Bozuk saati satacağını düşünmüyorum.. 2-3 defa isteyipte vermemesi ve her seferinde benim dükkanımdan bozuk saat çıkmaz diyerek ağzıma bi parmak bal çalması inandırıcılıktan yoksun laflarmış demek.

@lejant

öyle bir şey yok ama arkasına el yazısıyla paraf attığı ve saati teslim ettiğim günün yazılı olduğu kartı bende mevcut.. 15.11.2008 imiş ilk kez verdiğim tarih..
  • joehigashi  (21.05.09 00:40:46 ~ 00:50:51) 
konunun uzmanı değilim fakat saati halen alamadığına göre o kağıt işine yarar bir şey olabilir, şu kadar zamandır tamir edil(e)miyor diye. sonuçta bu tamir süresinin belli bir standartı olması lazım. dediğim gibi uzmanı değilim ama belki işine yarayabilir o kağıt.

uğraşmak istiyorsan tüketiciyi koruma dernekleri var. onlar daha sağlam şeyler sunabilirler sana.
  • lejant  (21.05.09 00:55:44 ~ 00:56:49) 
banada bir benzeri oldu. ama böyle degerli bir saat için degilde daha çok bir futbol topu için

şunu kullanın derim : bir veya iki azman bulun . saatçiye gidip tamir edilmesi gereken saatin aslında kendilerine ait oldugunu iddia etsinler. azıcık diş göstermeleri lazım lakin. işe yarar belkide. sinir bozucu bir durum . geçmiş olsun
  • alokozay  (21.05.09 01:02:14 ~ 01:03:29) 
@alokozay

Malesef saatin dedemden kaldığını söyledim. o iş pek olmaz :)
  • joehigashi  (21.05.09 01:08:03) 
bir şekilde ulaş ve de ki; "abicim sana güvendim tek amacaım saatin çalışmasıydı sana 1 hafta süre, yaptın yaptın yapamadın 60 tl mi alıyorum, saatimi de alıyorum. çocuk mu var senin karşında, haysiyetin şerefin varsa yaparsın. yeter artık"

bunun adamın son şansı olduğu hissettir. hem saatinin geleceği için güzel bir süre olabilir bu. ha baktın aksi bir durum oluştu yine, anladığım kadarıyla son derece hümanistsin ama keriz yerine konman tasdikleniyor işte o zaman kaba kuvvete başvurmak elzem. adamı dövme. al eline bir saati indir camı. saatini de al çık.

öyle mahkeme esnaf sanatkar odası falan sökmez bu adama, eti ne budu ne sanki? ne alıcaksın adamdan? derdin hoş para da değil. sanatkarlar odasına rezil etmek mi adamı amaç? hiç bir şey elde edemezsin bence.

en iyisi göz dağı ver, süre ver, sert ol. o süre sonunda da saatsiz dönme.. saatçi mi kalmadı koca istanbulda.
  • ventiquattro  (21.05.09 01:38:13) 
muvakkit nuri beyle görüşmenizi öneririm.
bazı saatçılar cins olur. buradan bozuk saat çıkmaz dediyse bu gerçekten adamın taktığı bir şey olabilir. saat hala bozuktur, yapamıyordur bu yüzden de size geri dönmüyordur. utanıyordur.

belki de hassas bir insan? :D
  • eyke  (21.05.09 03:27:05) 
Şimdi ismini versem google'da o ismi yazdığınız an kendisi ile ilgili makaleleri, röportajları bulursunuz yani.. O derece uzman ya da öyle hissettiren bir usta.. Ama işte gel görki durum ortada.


  • joehigashi  (21.05.09 10:12:30) 
[]

sonisphere fest. prag ayağı.

az önce netten biletimi aldım. prag'a 18 haziran gibi gidip 23'ü gibi dönmeyi düşünüyorum. daha önce prag'a gidenlere birkaç soru sormak istiyorum.

1-nerde kalınır ? öyle çok lüks bir yer aramıyorum. sadece hırsızlık olayı filan olmasın. hostel tarzı olabilir.
2-uçak olayını hangi havayolundan en ucuza halledebilirim?
3-prag, yeme-içme bakımından fiyat olarak uygun mudur? festivalde harcıyacağım miktar dahil ne kadar para gerekir yeme,içme ve gezme olayı için.

şimdiden çok teşekkürler.

 
2- bratislava (skyeurope ile ucuz ucuşlar vardı sabiha gökçenden) ya da viyena ya ucuz uçak bulursanız, buradan prag'a tren ya da otobüsle rahatlıkla gidebilirsiniz. ama prag'a alacağınız ucak ile bratıslava ya da viyena'ya alacagınız ucak bileti arasında çok para farkı yoksa değmez elbette.
3- aşırı turistik bir yer, turistin olduğu yerde herşey pahalı olur, ama elbet yerli halkınında ihtiyaçlarını karşılayan yerler var, bunları da gideceğiniz yerdeki kişiler daha iyi bilir, kalacağınız hostele sorun, ya da marketten peynır ekmege abanın. ben günü birlik gittim geceleme yapmadım o nedenle ucuz neresidir pek bilgi veremiyecem.

bu arada böyle bi festival varsa yılın o vakitleri hosteller dolup taşar muhtemelen o nedenle erkenden rez. yapın.
  • hizli sperm  (14.01.10 13:14:38) 
vize alma durumum yok. çifte vatandaşlığım var ab'den. ama benimle beraber bir arkadaşım da gelecek o vize almak zorunda. yavaş derken ne kadar yavaş ?1 ay, 2 ay ?


  • telewizyon sehpasi  (14.01.10 21:40:38) 
[]

80ler parça adı (pop saati best of)

bir arkadaşım yıllardır adını bulamadığı bir parçayı sordu, şimdi onun verdiği ipuçlarını yazıyorum. umarım burdan parçanın adını buluruz. ailecek hırs yaptık çünkü
80ler
pop saati best oflarından birinde dinlemiş yıllar sonra
sarışın bir kadın bir grupla söylüyor
arkada şato gibi bişeyler vardı diyor
parça türü pop
dans müziğiydi diyor
kadın genç ve sarışın
üzerinde kot etek olabilir
veeee en önemli ayrıntı: finalde ters parande atıyorlarmış
lütfen biri bilsin bu parçayı yada beni erhan konuk'a bağlayın!!!!!

 
  • someone new  (03.08.11 02:37:52) 
malesef bunlardan biri değil :((


  • şaşkın  (04.08.11 09:34:28) 
[]

bets10 ve para çekme

selam niğde gazozu halkı!

bets10'a 1 saat önce kaydoldum. 50 tl yatırdım ve ilk yatırma bonusu 50 tl ile beraber 100 telem oldu.
gittim beşiktaş maçına 1 dedim 100'ünü birden bu maça yatırdım. kazanırsam 150 telem olacak.
ama iş para çekmeye gelince bonusu iptal ettir vs var, bu durumda işler nasıl olacak?
150 tl bakiyemden 50 tl kesip 100 tl'yi mi aktaracak hesabıma?

büyükşehir belediye yanınızda olsun!

 
bonus şartlarını incele, bir çok büroda bonusu en az 5 katıyla çevirmen gerekir, eğer öyle bir durum var ise çekim yapmadan önce en az 300 tl'lik bahis yapman gerekecektir. bir de hemen parayı alırım diye heveslenme betsson abidik gubidik evraklar falan isteyebiliyor :)


  • johndorsey  (30.10.11 17:24:12) 
[]

Sozlukte en populer/adina en cok entry girilmis olan kitaplar?

Bildigim kadariyla bunu bulmanin pratik bi yolu yok, haliyle anca cikarimlarda bulunarak bi liste olusturulabilir.

Turkce romanlardan benim bildigim Kurk Mantolu Madonna var, 689 entry girilmis. Muhtemelen hakkinda en cok yazilan cizilen Turkce kitap bu olsa gerek. Sonra Tutunamayanlar (600) ve Puslu kitalar atlasi (484) var. Benim ilk aklima gelenler bunlar.

Yabancilardan, le petit prince var 473 entry ile. nineteen eighty-four (301) ve Improbable (294) da baya entry almis.

Elbette unuttugum, gozden kacirdiklarim vardir. Sizin bildiginiz baska neler var? Soyle bi yerli/yabanci ilk 5 yapacak olsak misal, siralama nasil olur?

Ekleme: Le Petit Prince

Simdiden tesekkurler.

 
kuran-ı kerim var 1453 entry sahibi. listenin tepesine oturur heralde. kutsal kitapları eklemeyeceksen bilemiyorum tabi.


  • nickimin hakkini veremedim  (09.03.12 13:18:26) 
Evet, onu katarsak muhtemelen dedigin gibi tepeye oturur lakin ben daha ziyade roman vb. kitaplardan bahsediyorum.


  • o s c a r  (09.03.12 13:21:40) 
elif şafak - aşk 13163 entry

yersen.
  • 9uncu nesilim ama para bende  (09.03.12 13:24:23) 
Ahaha, iyiydi panpa. Tikini verdim.


  • o s c a r  (09.03.12 13:34:19) 
Kitap - Film karışık gerçi ama The Lord Of The Rings var. Hatta the lord of the rings, the lord of the rings the fellowship of the ring, the lord of the rings the two towers, the lord of the rings the return of the king başlıklarındaki kitaplarla ilgili entryleri bir şekilde toplarsak bence ilk üçe oynayabilir.


  • mridul  (09.03.12 13:34:58) 
dublörün dilemması var 225 entari
edit: bir de 1984 var (nineteen eighty-four başlığında) o da 301 entri.
edit2: masumiyet müzesi 401 entry.
  • solomon  (09.03.12 13:57:25 ~ 14:01:18) 
the hitchhiker's guide to the galaxy var 406 entrye sahip.


  • iustitia omnibus  (09.03.12 13:59:53) 
ask-i memnu var. tabii entry'lerin cogu kitap degil dizi hakkinda. ayni sekilde yaprak dokumu var.


  • cench  (09.03.12 14:01:34 ~ 14:04:05) 
@Solomon, 1984 yazili zaten sorumda:) Digerleri icin tesekkurler.

@iustitia omnibus, evet ama onun da filmi var yanlis hatirlamiyorsam. Gerci o basliktaki entrylerin cok buyuk kismi kitap icindir, fakat tam sayi veremeyiz muhtemelen.

@cench, dedigin gibi, Ask-i Memnu icin dizi gundeme gelene kadar 50 entry bile girilmemis, sonrasinda girilen entrylerin de %99.9'u muhtemelen salt dizi icindir:) Keza Yaprak Dokumu icin de az cok ayni sey gecerli.
  • o s c a r  (09.03.12 14:10:56 ~ 14:11:51) 
iustitia omnibus uyardi, 1984'un de filmi varmis. Yabanci kitaplar icin isin icinden cikilmaz o zaman, Harry Poter serisi filan da var misal.

Turkce romanlara baktigimizda ise Kurk Mantolu Madonna ve Tutunamayanlar'in yanina pek yaklasabilen yok herhalde.
  • o s c a r  (09.03.12 14:23:30) 
reserved diye de bi kitap var şimdilik 35 entry'de ama zamanla popülerleşeceğine inaniyorum.


  • isimsiz uye  (09.03.12 18:36:35) 
[]

Artık çok sık görüşül(e)meyen eski dostun arayıp para sorması.

Şimdi üniversitedeyken sıkı dost modundaydık, fakat okul bitti ben şehir değiştirdim, o evlendi derken ayrı düştük, telefonla irtibatlaşmaya ayak uyduramadık sürekli dip dibe olmaya alışkın olduğumuzdan, anlamsız geldi falan, dolayısıyla 4-5 ayda 1'e düştü görüşme sıklığımız, ki genelde o arıyordu.

Bugün de aradı zira 4-5 ay geçmişti görüşmeyeli, hayatlardaki gelişmeleri özet geçtikten sonra ev alma isteğinden bahsetti, "işim düştü aslında sana ya, tapu masraflarını düşünmemiştim de ben, 1500e ihtiyacım var"a getirdi. Ben de mayıs'ta temettü alacağımdan (ki kendisi yılda bir kere maaş dışında aldığım 3bin civarında bi şeydir, genelde 1 senede biriken borçlar falan kapatılır kendisiyle, kalanla mutlu olunur) gönderebileceğimi söyledim fakat demesin mi "Ama bir yıl içinde ancak geri ödemiş olurum." Dönemedim o an söylediim şeyden.

Şimdi bu temettü zımbırtısı insanı kendine getirir falan, şenlendirir ya, rahatlatır, onun hiçbi anlamı kalmaz gönderirsem, kaldı ki her ne kadar eski sıkı dost olsak da borç ödeme alışkanlığı hakkında en ufak bi fikrim yok adamın. Bi de sevmiyorum ya dostların veya kardeşlerin içine borç harç karışmasını.

Kısacası, ne diyosunuz yan çiziim mi?

Not: Duyuruyu tiklerden hemen sonra sileceğim.

 
direkt yan ciz, sakin verme panpa. aylar sonra borc para icin arayan adama hicbisey verilmez.


  • nawres  (19.04.12 20:40:48) 
Çiz. Direk çiz. Beraber büyüdüğüm adama son paramı verdim hor görülmesin diye. Olur dedim , arkadaştır dedim. Ödeyeceği tarihten sonra 2 ay geçti ne aradı ne sordu ne de geldi. Sadece meraktan aradım sordum," kardeşim yaşıyor musun? Nasılsın? " ki dedim ki para verdi hal hatır sormuyor demesin..
Sonuç: Cevap olarak : " 3-5 kuruş için mi aradın ? Haftaya veriyorum merak etme " gibisinden laflar. Ve devamı.
Ne olursa olsun dostluğunuza güvensen de dostluğun için verme,alma.
  • hicunutmam  (19.04.12 20:44:12) 
Verme.Verirsende o parayı unut.


  • Kierkegaard  (19.04.12 20:47:06) 
geri odenmeyecegini ve bunu sorun yapmayacagini dusunerek ver. yoksa senin icin de onun icin de sorun olacak o 1500 tl
aksi halde kusura bakma de en azindan daha kolay bicimde toparlarsiniz

  • jessie mccoy  (19.04.12 20:55:28) 
verir gibi yap ama verme.


  • ermanen  (19.04.12 20:55:44) 
ver.

hayat scrubs gibi değil üniversiteden hatta evlendikten sonra bile "ahaoahaoaha" modunda en yakın arkadaşınla takılasın

adam evlenecek akla ermiş evini de kurmuş gerçekten çok zorda olmasa ister miydi?
  • nolmus yani  (19.04.12 20:58:37) 
ya 1500 lira için adam 5 ayda bir görüştüğü kişiyi mi arar? gitsin yakın arkadaşından istesin. hem 1500 nedir? kredi çeksin.

verme. parası yoksa ev almasaymış abi. hazır değilse evlenmesin. başkasına da sıkıntı çektirmesin.
  • sttc  (19.04.12 21:11:43) 
  • jangbogo  (19.04.12 21:21:10) 
sık görüştüğünüz zamanı aklına getir, o zamanlarda istese verirmiydin? eğer cevabı evet ise şimdi verebilirsin.


  • nuisance  (19.04.12 21:32:12) 
Ev alacak adam 1500 lirayı da bir şekilde ayarlar. Tapu masrafı vs. de çoktan düşünmüştür. O "tapu masraflarını düşünenemiştim" laflarını geçiniz. Hatayı veririm diyerek yapmışsın zaten. Madem kardeşlerin/arkadaşların borç mevzularına karışmasını sevmiyorsun, en başından paran olsa da yok demeliydin. Bu saatten sonra yan çizebilir misin bilmem ama dön yolundan bence.


  • hubris  (19.04.12 23:36:26) 
[]

Bu araba hakkında ne düşünüyorsunuz? (VW Bora)

www.sahibinden.com


bu fiyatlara iyi sedan arıyordum ki bora'yı çok severim. ne dersiniz?

 
www.sahibinden.com

iki arabaya da arkadan bakın. sizinkinin bagaj kapağının alt kısmı yansımadan mı öyle yoksa kazalı da tam ayarı tutturamamışlar mı?
  • ykyt  (17.06.12 15:58:36) 
ykyt; bence yansımadan? ben öyle bir yamukluk göremedim ama. bir de açıklamada kazasız yazmış o şekilde baz alıyorum, ama ustaya gidince kazalı çıkar o zaman zaten direkt iptal olur.

bu haliyle onun dışında öneriyor musun(uz)?
  • efendy  (17.06.12 16:00:39 ~ 16:01:43) 
İllaki Bora mı alacaksın bilmiyorum ama Bora güzel arabadır. Model olarak illaki 1.9 tdi almayacaksan daha düşük kmli arabalar da bulabilirsin. Bu arabada 3 parça boya varmış, değişen yok yazınca altları okumamıştım. 3 parça olup da değişen yok yazmak Türk milletine özgü bir hareket zaten. Bence 3 parça boyalı bir araba için çok istiyor fiyat.


  • Canooo  (17.06.12 16:03:52 ~ 16:06:08) 
@Canooo baktım ama onların da hepsi benzinli. valla ben illa Bora istiyorum :)

fiyat, genişlik ve ağırlık olarak bana çok uygun geliyor
  • efendy  (17.06.12 16:04:59 ~ 16:05:20) 
güzel arabaya benziyor. sanayide de cihaza bağlatsanız cihazlarda aracın motor beynindeki km si yazıyor. gösterge ile karşılaştırın. bunu unutmayın. işte gerisi kaportacıya gösterin motorcuya gösterin falan filan. ama 1.9tdi bora harika bir seçim. bagaj istiyorsunuz galiba. isteğinizi karşılar.


  • ykyt  (17.06.12 16:09:11) 
bir de şöyle bir araba gördüm, gerçek olabilir mi bu Bora?

www.sahibinden.com

ykyt: bagaj istemek değil de başka o fiyatlardaki hiçbir araç bana alma heyecanı uyandıramıyor. golf, polo, fiesta vb. araçların hiçbirini gözüm tutmuyor. ondandır bu arabaya takıntım. yoksa tek kullanacağım, çok ailelik bi durum yok
  • efendy  (17.06.12 16:11:38 ~ 16:18:10) 
Ben bu arabayı görmüştüm hatta bunu önerecektim ama illaki 1.9 tdi olsun diyince atmamıştım. Çok araba al sat işi yapan birisi olarak ben 2. arabayı alırım. Hem boyası, kazası, değişeni yok hem de gerçekten km olarak çok düşük. Böyle arabalar çok piyasada gerçek olabilir mi diye şaşırmaya gerek yok. Memurlar genelde alıyor böyle arabaları kızı gibi bakıyorlar, sadece haftasonu özel işlerinde kullanıyorlar geri kalan günlerde toplu taşıma araçları kullanıyorlar tabi arabada tertemiz kalıyor. Ben 10-15 yıllık olup da 50000 km'yi geçmemiş çok araç gördüm bu tarzda. Zaten arabanın ne kadar temiz olduğu fotolardan bile belli, paspasları koltukları biraz inceleyince ne kadar titizlikle kullanıldığı belli. Böyle araba zor düşer illaki Bora diyorsanız.


  • Canooo  (17.06.12 16:30:49) 
boraların motorları her daim problemlidir..


  • jamswety  (17.06.12 17:20:06) 
[]

Fethiye/Ölüdeniz Yamaç Paraşütü Tavsiyeleri

Merhaba arkadaşlar,

Fethiye ölüdenize gideceğiz bir kaç gün sonra. Yamaç paraşütü olan 12+ firma olduğunu öğrendik. Fiyatların 80 ila 200 lira arasında değiştiğini söyledi bir arkadaşta.

Oralara gidenler bilirler hangi Firmadan almalıyız hizmeti. 30+ dakika/minimum ücrete uçuş verenleri tercih etmek istiyoruz.

 
Pegas'la uçtum ben. Düzgün esnaflar. Eylül ayında gitmiştim. 110 TL dedi 100 TL ısrar ettim kabul ettiler. Fotoğraf ve video için de uçuk bir para isteyip 30 TL vermiştim. Dağa tırmanırken orman bakanlığının mekanına gireceksiniz. 20 tl daha ekstra orada vereceksin ama bunun firmayla bir alakası yok. Herkesten alınıyor. Sonuç olarak Pegas iyidir. Sahilde sıra sıra dükkanlar başlayınca 3 ya da 4. dükkan. ama adamın ismini hatırlamıyorum.


  • lepetitprince  (09.08.12 12:05:15) 
hektor la uçmayın :)


  • flexin  (09.08.12 12:31:02) 
SkySports'u şiddetle önerebilirim. Belki biraz pahalı gelebilir ama adamlar hem kafa, hem de Ölüdeniz'deki paraşütçülerin en iyisi. Pazarlık da yapın.

Öteki firmalarda havada taciz edene bile rastlarsınız.
  • otonom  (09.08.12 12:41:49) 
Focus- öncelikli olarak hakan çetinkaya ya da ergin bacaksız. Onlar olmazsa focustaki diğer pilotları da tercih edebilirsiniz. Tabiki fiyatta önemli ama önce güvenilirlik+keyif. 50,100 lira için riske girmeye değmez.


  • mrs.dalloway  (09.08.12 13:25:13) 
Su anda İzmir'e geldik. Bır kaç gün içerisinde geçeceğiz Fethiye civarlarına. O zamana kadar sizin dediklerinize bakayım hangisi iyi olursa onu tercih ederiz.


  • steam  (11.08.12 11:15:13) 
[]

Yazılıma para verir misiniz vermez misiniz?

Yaklaşık 10 yıldır linux kullanıyorum ve bilgisayarıma kaynak kodu açık olmayan hiçbir program kurmamaya gayret ediyorum, alternatifsizler hariç. Sadece telefonumda kullandığım yazılımlara para verdim şimdiye kadar ve hiç gereksiz de bulmadım para vermeyi makul miktarlar içerisinde.

Siz yazılıma para ödüyor musunuz ödemiyor musunuz ve neden?


 
1-2 dolar gibi miktarlar ödüyorum onun dısında crackli kullanıyorum.


  • halitkin  (19.10.12 01:33:29) 
odemiyorum.

yillardir o kadar insanin korsan yazilim kullanmasina ragmen ekonomik olarak en buyuk firmalar hala yazilim firmalari. su anki ucretlerinden cok cok daha asagida olsaydi ucretler, parasini verip alirdim.

fiyatlar fahis oldukca korsan yazilim, korsan kitap, korsan muzik vs. kullanmaya devam.
  • nawres  (19.10.12 01:35:47) 
office 2010'a verdim. gayet de huzurluyum.


  • yalnux  (19.10.12 01:43:32) 
@nawres microsoft diyorsan adamların önceliği tekel olup endüstrü standartlarını belirlemek o yüzden korsana göz yumuyorlar. Ama başka bi firmanın yazılımlarının pahalı olmsaının bir sebebi de lisanssız kullanımın yüksekliği olabilir. Endüstrinin korsan tanımına kıl oluyorum ama bir programı acaba ben lisans ödemesem bu adam açlıktan geberir mi diye düşünmeden kullanmak da rahatsız ediyor. O yüzden elimden geldiğince bağışta bulunuyorum açık kaynak kodlu yazılımlara, hele hele de ticari bir işte kullanıyorsam kesinlikle gelirin bir kısmını kullandığım yazılımların yaratıcılarına bağışlıyorum. Vicdanım rahat oluyor o zaman da.


  • lpgli tosbaga  (19.10.12 01:47:24) 
bagis cok ayri bisey, ona 'para odemek' olarak bakmamak lazim bence. ucretsiz kullanma opsiyonu taninmis emegi takdir etmek bir bakima, guzel bisey bu iki taraf icin de.

ticari amaclarla kullanim da farkli, ben bireysel kullanimimdan bahsediyorum. odemedim hic, odmemem de.
  • nawres  (19.10.12 01:54:07) 
oyuna çok fazla para döktüm (pc ve ps3) ama yazılıma hiç para vermedim bugüne kadar.

Bu arada yazılım firmaları korsana göz yumuyorlar gibi söylemler komplo teorisidir, sürekli yeni koruma yöntemleri çıkıyor ama kırılıyorlar. kapalı sistemlerde güvenlik bir nebze daha mümkün, bakın ps3'e çıkalı yıllar oldu hala kırılamadı. bir ara sızan servis dökümanı sayesinde kırıldı, kırılır kırılmaz bu açığı gidermek için inanılmaz çalıştılar. hem firmware güncellemesi ile hem de oyunlarda belli firmware üstü isteyerek. madem göz yumuyorlar, dünyadaki şirketlerin %99'u göz yumuyor diyelim, sony mal mı o zaman?

windows xp'den vista'ya geçilirken koruma sistemi çok ciddi bir biçimde değişti, adamlar oem cihazların aktivasyon yöntemini inceleyerek bios simulator yazarak kırdılar. basit bir yazılımsal olay değildi yani.

ayrıca hatırlıyorum, splinter cell chaos theory dediğimiz oyun çıktıktan bir sene sonra falan ancak kırılabilmişti. (bkz: starforce)

yani adamlar yazılımlarını koruyabiliyorlarsa affetmiyorlar.
  • samfisher  (19.10.12 02:14:11) 
ilk indie bundle'a para verdim en son. ondan önce de winrar'a para vermiştim.

dergilerden birinin verdiği mandrake ile başlayan bir süreç var benim için. o zamandan bu yana kendime ait hiçbir bilgisayara kendim m$ windoz kurmadım. okulda, iş yerinde vs kullanmak zorunda olduğum oldu ve o kullanımlar sırasında winrar bir popup açtı ve süre doldu satın alır mısın? dedi. crack aradım o ara astalavista.box.sk vardı oradan aradım buldum bir crack ama indirince fark ettim crack de rar dosyasıydı, küfrettim nasıl açacağım bunu diye. ama açtı valla. ama hatırlatmasını da yaptı. orada bulunan arkadaşıma sordum "hacı ne iş hem süre bitti diyor hem de dosyaları açıyor?" diye. "winrar öyle" dedi. direkt satın aldım :) (para verip aldığım ilk programdı kendisi.)

indie bundle Linux sürümü yayımlandığı günde satın aldım bundle olarak. zira GNU/Linux için de oyun yapılmalı görsünler yaparlarsa satılacağını düşüncesi ile.

eğer işime yarayacak açık kaynaklı bir program varsa ve kodlayıcıları kullanmam için para istiyorsa veririm. (henüz bu şekilde olan bir programı kullanmam gerekmedi.)

Mozilla Foundation ve Debian'a ikişer, Linux Mint ve supertux ekibine birer kez yardımım dokundu.

şenliklerin ankara'da yapıldığı zamanlardan birinde sanırım ilk olanı (milli kütüphanede olan) bsd'cilerden cd pardusculardan da t-shirt almıştım.

telefonda ise google market TR'a satış yapmıyorken crackli program kullanıyordum. şimdilerde ise ücretli program kullanma gereksinimi duymuyorum. duyarsam satın alırım.

yazılım eğer sağladığı faydaya oranla uygun bir fiyatla satılıyor/paylaşılıyorsa para ödemekten imtina etmem.

örneğin grooveshark'a para ödüyorum. abonelik ama olsun.
  • cevab veremedi  (19.10.12 02:41:58 ~ 02:47:57) 
en baba oyundan windowsa kadar her şeyim crackli, hiçbirine para vermedim. office olsun abby reader olsun ad muncher olsun norton olsun beleş beleş kullanıyorum.

çünkü param yok, öğrenciyim, korsan almıyorum orjinal kitap alıyorum, olan param ona gidiyor.
  • trajikomix  (19.10.12 03:22:01) 
ha bak aklıma geldi şimdi.

dropbox'ın işime ne kadar yarayacağını biliyor olsaydım ve dropbox ilk çıktığında paralı olmuş olsaydı kesinlikle para öderdim. adamlar hak ediyor bunu.

eğer paralı olsaydı satın alırdım dediğim uygulamalar:

(aklıma geldiği sıra ve kadarıyla)

- open office/libre office.
- gnome2 / mate /cinnamon (evet bunlar "de" biliyorum ama harikalar, yerim ben onları)
- Firefox / chromium
- Pidgin (bunlara bayramdan sonra biraz destek çıkmalı, evet)
- shotwell
- vlc
- exile
- Guake
- jupiter
- supertux (çok zevkli lan)
- smc
- ubuntu-tweak
- unetbootin (hayat kurtarıcı, windoz bile yakıyor usb'ye)
- thunderbird
- gmail (evet biliyorum bu bir hizmet)
- whatsapp (ilk yıldan sonra paralıydı değil mi?)
- alien arena
- eksi duyuru (bunun da bir servis olduğunun bilincindeyim)
- paranoid android (eğer telefonunuza uygun paranoid android varsa mutlaka deneyin) (program değil evet) (servis de değil ki) (işletim sistemi port'u da denemez) (mod işte)
- dropbox
- debian, ubuntu, linux mint, fedora (şaka bir yana fedora mı kursam yeni ultrabook'a? deneme amaçlı? kaç sene oldu)
- webupd8 (evet bir blog)
- eksin (canımsın)
- adblock plus, abp element hiding helper
- gimp
- picasa (i.ne google GNU/Linux dağıtımını durdurdu)
- wine
- calibre
- transmission (programa para veririm dedim dizilere demedim)
- spb tv

fark ettim de bu liste sabaha kadar gider. yukarıda saydığım programlar/servisler/hizmetler ve şu an aklıma gelmeyen dahası çoğu ücretli uygulamadan daha fazlasını hak ediyor. elimden geldiğince ya da aklıma geldikçe yardımcı olmaya da çabalıyorum. (daha bu paragrafı yazarken aklıma gelenlere bakın; abiword, inkscape, gedit, steadyflow, (g)parted, p7zip, winrar)

oha aptitude ve apt protokolü nasıl unuturum. abi yok böyle bir rahatlık, bas f12'ye yaz apt-cache search "bla bla" sonra ahan da bunlar var desin, devam et apt-get install bla-bla hop indirsin kursun. synaptic of of of.

susayım ben yahu. bitmez bu yoksa.
  • cevab veremedi  (19.10.12 03:50:56) 
valla o kadar anlamıyorum linux falan ama office ev ve öğrenci için aldım 40 mıydı 35 miydi neydi dahada hiç vermedim. he birde watsapp indirdim telefonuma ücretli olarak etti mi 41?


  • secilmis uye  (19.10.12 15:42:37) 
birkaç ios uygulamasına 1-2 dolarlık olanlardan vermiştim. ama oyunlar falan pahalı kaçıyor. bak mesela fm 2013 ü almak isterdim 10-15 $ gibi bişi olsaydı. ama 40$ falan sanırım öğrenci adama fazla kaçıyor haliyle. daha makul olsa fiyatlar alınır her türlü.


  • xenophobe  (19.10.12 18:46:35) 
[]

yurtdışından para gönderme

almanyada yaşayan bir tanıdığımız türkiyeden çektiği kredinin taksitlerini ödemesi için her ay anneme para göndermek istiyor, gönderdiği parayı annem çekip taksitleri ödeyecekmiş her ay. ama her gönderdiğinden banka komisyon kesecek malum, ne yapalım ki ne göndericiden ne de annemden komisyon alınmadan para geldiği miktarda anneme ulaşabilsin? (banka ile gönderim şart değil, tabii her ay parayı türkiyeye gelen biriyle yollasın seçeneği de çok makul değil takdir edersiniz ki.)




 
moneygram ve western union gibi seçenekler var, ama belirli bir miktar mecburen kesilecek. kesinti olmayan bir sistem olacağını sanmıyorum. moneygram diğerlerine oranla daha uygundur.


  • lesmiserables  (07.01.13 08:26:47) 
bence en uygun yol(westernunion ne kadar kesiyor bilmiyorum), Almanyadaki tanıdığınızın banka kartını annenize vermesi, oradan parayı bankaya kendi hesabına ücretsiz yatırması. Sonra anneniz buradaki herhangi bir bankamatikten parayı çekecek, çekerken banka kur üzerinden biraz para kazanacak +5tl gibi bir kesinti vardı sanırım.

Eğer Western Union da 5-6 tl kesinti yapıyorsa anlamsız tabii, ama daha çok olabilir gibi geldi.
  • rodriguez2  (07.01.13 08:51:12) 
almanyadaki İşBank AG'ye gitsin. İşBanktan, Türkiye İş Bankasına her ay 5 sefer ücretsiz havale yapma şansın var. ( belki sayısı değişmiştir emin değilim). En yakın İşBank'a gidip bilgi alabilirsiniz.


  • Kreuzberg  (07.01.13 08:55:04 ~ 08:55:18) 
[]

iddaa'dan nasıl para kazanıyorsunuz?

canlı bahis, güzelce inceleyip tahmin yapma, yorum okuma, istatistik kasma vs yolları denedim, ara sıra para yükselsede sonuç: bakiye: 0 tl.

maç satıyorlarmış, ilkyarı-ikinci yarı sonucu. 25 oranlı falan.

nedir kazanmanın yolu yordamı?

 
şans öyle analiz falan tamam ama belli olmuyor tutmuyor şansın olacak risk alacaksın.
Sadece 1 defa 30 tl tutturdum o gün bilgisayarım bozuldu 40 tl masraf ettim ve bıraktım oynamayı.

Not: 2 yıl iddaa bayisi çalıştırdım.
  • basond  (20.01.13 20:19:25) 
iddaa'dan değil, netten oynuyorum, sadece basketbola oynuyorum, çünkü çok iyi biliyorum ve takip ediyorum. bahiste para kazanılmaz, para biriktirilir.


  • baldur  (20.01.13 20:24:37) 
basond+1

3 kere kazandım. 3unde de kazandığım para misliyle çıktı.sonrasında oynamayı bıraktım.
  • necat  (20.01.13 20:31:46) 
arada sırada bıraksam da, bir ara 2-3 senelik uzun bir ara da vermiş olsam, topladığında en az 4-5 seneyi aşan bir bahis geçmişim var. son 5-6 aydır hiç oynamadım, oynamayı da düşünmüyorum.

gayet iyi paralar kazandığım da oldu, kaybettiğim de oldu. öyle abartı rakamlar cebimden çıkmadı neyse ki ama harcadığım zamanı dengeleyecek kadar da kazanmadım. herkese göre iyi rakamlar kazandım ama yeterli seviyede değil bence. zaten toplasan uzun vadede illa ki zarar etmişimdir, çoğu profesyonel olmayan bahisci gibi.

illa oynamalıyım diyorsan da kendi kasa sistemi bulmalısın. tutturma oranın %60'lardaysa mesela gayet yeterli. yurtdışındaki profesyonel bahisciler %55'i geçen tipster'lara parasını verir ve kasalarını onlara ayırır. tabi senin benim gibi 100 lirayla başlamak yerine, çok daha yüksek paralar dönüyor. dolayısıyla sabırla sezon sonunu bekleyip, o şekilde kar elde ediyor. bahiste de tek kazanmanın yolu budur, başka bir yol yoktur, özellikle bizim gibi sabırsız, kısa sürede binlerce liralar kazanma amacında olanlar için bahiste sonuç hep aynıdır. şansmış, riskmiş, istatistikmiş, o ligi, sporu çok iyi bilmekmiş, bahiste sermayen ve o sermayeyi doğru kullanabileceğin bir kasa sistemin yoksa bu olaydan para kazanman mucizeler kalmıştır. mucize dediğim de ayda yılda bir kuponun tutmuştur, 5 bin, 10 bin vermiştir, odur hani. o da binde bir şansla olabilecek bir olay.

özetle, bahsi bırak, parana yazık. hadi parayı da geçtim, zamanına yazık. zaman şu hayatta bize verilmiş olan en önemli şey, doğru kullanmak lazım. ben anca uzun süre oynadıktan sonra anladım bunu. ne güzel kasan da sıfırlanmışken, bırak bu olayı, vaktini çok daha değerli bir şekilde geçir.

not: 25 oranlı maçları falan da satın almışlığımız vardır birkaç arkadaşla merak edip, hem de gayet güvenilir gibi gözüken yabancı sitelerden. bak site diyorum bir de, facebook falan da değil. tabi tutmamıştı. onların hepsi dolandırıcı, istisnasız hepsi.
  • soso  (20.01.13 20:51:14) 
soso güzel açıklamış. sezon başında başlıcaksın, kasa sisteminle. kendine bir hedef koymasan sene sonuna kadar oynayıp maksimum karı etmeye çalışacaksın. olay bu.

ben çok farklı sitelerden bugüne kadar 2000 lira civarı kaybetmişimdir son 3-5 senelik bahis hayatımda. bağımlısı değilim, 3 ay oynarım 5 ay bırakırım, dönem dönem oynarım yani. kaybetme nedenim sabırsızlıktan başka bir şey değil. 100 doları 1 ayda 200 dolar yapıyorum düzenli giderek, sonra neden çok yapmıyorum diyorum, önüme çıkan maça oynuyorum, zararı çıkarmak için daha fazla basıyorum bu sefer o da batıyor, en son kasayı da basında bahis maceramın sonuna geliyorum. lost serilerinde biraz dinlenmenin ve çok seçici olmanın yararı var. sonuç olarak dediğim gibi 100 doları 1 haftada 1500 dolara çıkarman için acayip sürprizler bulman gerek. ama 8 ay sonra 1500 dolara çıkabilirsin düzgün bir kasa sistemiyle.
  • baldur  (20.01.13 21:12:48) 
[]

yurtdışına para gönderme

merhaba
yurtdışı para transferi deyince aklıma direk western union geliyor. nedir bu, ne değildir?

kredi kartım çalışmıyor ve yurtdışındayım. ailem para gönderecek. fakat sabit bir adresim yok ve iki günde bir şehir ülke değiştiriyorum. bu durumda WU kullanarak para gödnermek en mantıklı seçenek mi oluyor?

para gönderilirken alacak şubesi gibi bir şey belirtilmiyor umarım. çünkü benim hangi şubeden alacağım belli değil.

bir de WU acenteleri haftasonu açık oluyor mu?

tr.den postanelerde WU ortaklığı vardı sanırım.

alternatif var mıdır? bir kaç gün yetecek kadar param olduğu için olabildiğince çabuk gelmeli.

 
garanti hesapları varsa internet bankacılığından anında yapabilirler. (diğer bankaları bilmiyorum)

ya da banka şubesine gidip yapabilirler. (alıcı için şube değil ama ülke belirtmeleri gerekiyor)

geçen çin'e 150 euro gönderdik, 20 euro masraf kestiler.(internet üzerinden)
  • brkylmz  (13.06.13 17:55:25 ~ 17:55:43) 
Paypal ile çok az komisyonla internetten gonderilebiliyor. Nasil yapilir bilmiyorum ama bir arastir


  • ceycey e  (13.06.13 18:03:17) 
Garanti, akbank ve ptt ile gonderiliyor sanirsam WU araciligiyla


  • mat couthon  (13.06.13 19:27:28) 
wu ya alternatif aynı sistemle çalışan moneygram var.. bunun masrafları biraz daha uygun wu ya göre.. moneygram da sadece gönderecekleri ülkeyi söylemeleri geterli. siz o ülkeden herhangi bir şehirdeki moneygram acentasından paranızı alabilirsiniz. bunun için tek yapılması gereken, parayı gönderdiklerinde bankanın vereceği 8 haneli referans numarasını bilmenız. gönderdikten 10 dakika sonra sisteme düşüyor.


  • copy paste  (13.06.13 20:16:59) 
[]

Compadrito ve fallofian'a teşekkürlerimle. Nasıl olmuş çoksesli parça?

Bundan bir kaç gün önce bir Romence şiir'i çevirmenizi istemiştim ve bu iki kişi yardımıma koştu, sağolsunlar.


Eseri çok seslendirdim. (soprano alto tenor bas)

Moral insanity (bkz: #36336602)

soundcloud.com

Nasıl duyuluyor sizce, midi olmasına rağmen? İyi tınlar mı?

 
çok güzel, beğendim.


  • kendi dugunune gitmeyen kamber  (23.08.13 20:40:39) 
hocam darılma ama, midi yazmak falan için çok yetenekli ve fazla eğitimlisin, bence bu işten para kazanmadıktan sonra bu kadar zaman harcamak yanlış, ben mesela hobi için yapıyorum bunu,

ha ben abi uğraşıcam, zamanım var diyorsan requiem pro kullanmanı tavsiye ederim.
www.youtube.com

bu arada çok seslendirmek dediğin nedir anlayamadım ben.

multi track midi recording diyorsan, evet yazdığın eser oldukça zor. staff üzerinden mi gittin?
  • killerbee  (23.08.13 20:44:15 ~ 20:46:25) 
@killerbee

merhaba. midi yazmadım öncelikle, finale programında nota yazdım. burda paylaşabileyim diye midi'ye, ordan da mp3'e çevirdim.

çokseslendirmekten kastettiğim, orada bas tenor alto ve soprano olmak üzre 4 ayrı ses partisi ve melodi var. midi'den anlaşılmıyor ama koro söyleyince sözlü olarak, gerçek insan sesiyle anlaşılır sanırım.


bir de, hobi olarak yapmıyorum bunu. korom istanbul senfoni orkestrasının korosu "istanbul senfoni korosu" repertuvarına girebilmesi için yazıyorum. kendi eserimin 100 kişilik bir koro tarafından seslendirilmesi. para kazandırmayan ama manevi değeri olan bir şey. ayrıca müzikle hayatımı kazanıyorum profesyonel anlamda da.


özetlicek olursam, midi programı ile alakası yok yaptığım işin. müzik defterinde ve finale programında nota yazmak. teşekkür ederim.
  • la traviata  (23.08.13 20:51:15 ~ 20:52:29) 
forum agziyla emegine saglik. sozler olsa daha guzel olurdu ama.


  • ermanen  (23.08.13 21:06:34) 
eğer koro şefim kabul ederse, kasımdaki a capella konserimizde seslendiririz. kaydedip yollarım ermanen. veya direk gelir izlersiniz misafirimiz olup.


  • la traviata  (23.08.13 21:08:27) 
Ne kadar da güzel olmuş yaa! Gecemi güzelleştirdin. Teşekkürler.


  • old possum  (23.08.13 21:50:07) 
Ne mutlu size ve ne mutlu bize!


  • compadrito  (24.08.13 04:47:21) 
bu bestenin onune hangi siir gelse etkileyici olur, tebrikler. eserinizin secilmesi dilegiyle


  • fallopian  (24.08.13 16:35:44) 
50. saniye civarında soprano peste inerken tenör biraz kalabalık gibi geldi. oraya bir göz at istersen.

bir de, sanki bunun gideri sanki adagio değil de lento mu olsa ne?
  • alperz  (25.08.13 23:41:04) 
@delirium henuz sezonumuz acilmadi.
istanbulsenfonikorosu.com dan takip edebilirsiniz.

@alperz
selam. diğer hızları da denedim ama en ideali bu gibi geldi bana.
dediğin yerle alakalı olarak da, gerçek seslerden dinleyince nasıl duyulcak bakalım bi, ona göre.
  • la traviata  (25.08.13 23:44:10 ~ 26.08.13 11:44:54) 
[]

ekşi sözlükte birden fazla nick

kullanabilir miyiz? yasak mı yoksa?




 
değil, kullanabilirsin.


  • baldur  (08.06.14 21:40:46) 
ip falan da sıkıntı değil yani ben direk yepyeni bi nick alabilirim onaylandıgı vakit her iki hesaptan da yazabilir miyim*


bazı sözlükler kabul etmiyor ya ille birini seç diyor mesela.
  • indescribable  (08.06.14 21:41:58) 
kullan kullan. kimseyi germez. o gerilenler ok gibi fırladı gitti zamanında. şimdi artık sözlük para tekkesi. ne kadar çok entari o kadar çok para.

benim 5 tane var. ama en nihayetinde anca 2 en fazla 3 tanesiyle yazabiliyorum.

nerde çokluk orda bokluk sıkıntısı var sadece. yoksa kural dışı değil. takıl istediğin gibi.
  • william wilson  (08.06.14 21:47:32) 
önceden yasaktı o. serbest olalı çok oldu.


  • kuul  (08.06.14 22:29:39) 
serbest: (bkz: #28020360)


  • xenophobe  (09.06.14 00:39:31) 
[]

parası olanın iyi adam olması?

çocukken mesela bayramda harçlık veren vermeyenden iyi gelir göze. veren kötü adam olsun, vermeyen iyi ama para kötü adamıda iyi ve düşünceli gösterir göze.

misal her geldiğinde oyuncak getiren akraba ne bileyim bir yemek yemeye, bir lunaparka götüren adamlar hep iyidir ve değerlidir.

ben bunun insan büyüdüğünde de değişmediğini fark ettim. misafirleğe gelen adamın getirdiği hediyeye göre ağırlanması gibi mesela. arkadaş ortamında yemek ısmarlayan kişinin iyi adam olması gibi.

gönüller kazanmak iki kuruştan ibaret gibi geliyor gözüme paran varsa iyi yoksa kötüsün. hatta düşünceli, yardımsever, merhamet sahibi bir adamın parası olmadığı için en yakın arkadaşını ve en yakın akrabalarını arayıp soramadığını gördü bu gözler.

sizce neden böyle ve neden göyle paraya tapan toplum olduk biz?

 
parası olan değil lafını etmeden paylaşan adam değerlidir.


  • seksen9  (02.07.14 04:24:35) 
mevcut dinim olmasa paraya tapardım ben, insanları bu kadar yöneten, bu kadar dize getiren başka bir tanrı olamaz zira.

kardeş payında bir sahne var, çok hoşuma gitti, hilmi önüne gelene vuruyo, karşısındaki sinirlenince para veriyor ve karşısındaki sesini bile çıkarmadan gidiyor. işte böyle bir toplum olduk, para verince sesini kesen, özgürlüğünü parası olmaya bağlayan bir toplum.
  • trajikomix  (02.07.14 04:43:28) 
sen paraya tapan toplum görmemişin hacıt.


  • compadrito  (02.07.14 05:03:45) 
millet oy veriyo la, mitinge fln gitmelerini saymıyorum, gizli olan işlem oy kullanmayı bile para verene yönelik yapıyorlar. daha ne görelim?


  • trajikomix  (02.07.14 05:05:36) 
Çocukları sevindiriyorsa ve sevindirmek için elinden geleni yapıyorsa ve içinde paylaşma duygusu varsa bu zaten iyi insandır kolay kolay değişmez

Ayrıca seksen9 ada katılıyorum lafını etmemesi önemli
  • basond  (02.07.14 07:40:04 ~ 07:40:55) 
Anlattigin ornekler parasi olanin sevilmesinden ziyade parasini paylasmaktan cekinmemeye ornek.


  • chavezding  (02.07.14 08:23:48) 
[]

üniversite kampüs kartı

dün trakya üniversitesi'ne kayıt için gittim.kayıt işini halledip tam gidecek iken oradaki görevli,öğrenci kartınızı almadınız dedi.baktım öğrenci kartı ayağına ziraat bankası bizden habersiz kart çıkarmış.üniversiteye girişte,üniversite içerisinde yemede içmede vs. bu kart kullanılacakmış.aynı zamanda normal kredi kartı gibi internetten alışveriş,atm üzeriden para yatırma çekme şeysi falan da yapılabiliyormuş.bu konuyla ilgili bazı sorularım olacaktı.

1-sırf üniversite ile anlaşmalı diye öğrencilerden habersiz böyle bir kart çıkarmaları yasal mı?
2-zaten şehirdışında okuyacağım için ailemin para yollaması adına banka hesabı açacaktım.kartı kullanmak istesem kartın limitini vs. nereden öğrenebilirim?
3-bu kartı illegal bahis sitelerine para yatırma amaçlı kullanabiliyor muyuz?
4-ziraatın sitesine kart numaram ve ile giremiyorum.internet bankacılığı için ekstra bir şey mi yapmam gerekiyor?
5-ziraat bankası yıl sonunda bizden yıllık kart kullanımı şeysi adı altında para filan istemesin?

not:kartın öğrenciler adına izinsiz açıldığı ile ilgili yürüyüş filan da olmuş geçen sene ama değişen bir şey olmamış anlaşılan.

www.muhalefet.org

 
1- evet
2-internet şubesinden filan öğrenebilirsin. müşt. hizm. arayıp pin numaranı filan al. atm'den de öğreirsinn.
3- nasıl yatırmak istiyorsun? havale eft filan olur elbet
4- kart numaran ile girilmez, internet bankacılığı var. şubeden başvuruluyordur muhtemelen.
5- istemezler.

bir tek o üniversite değil, pek çok farklı üniversitelerde de bu sistem var. bir yolunu bulmuşlar işte...
  • fakyoras  (03.09.14 17:16:56 ~ 17:18:12) 
nerdeyse her unıversıte acıyor kart hatta bazı unıversıtelerde onu kredı kartı arkası ogrencı kartı bırlesık. yasal olup olmadıgını bılmıyorum ama normal bır kartla yapılan herseyı yapabılırsın.


  • mymissingstars  (03.09.14 17:21:07) 
[]

çok iyi osmanlıca bilen

hacettepe üniversitesi tarih bölümünden bu sene mezun olcak, osmanlıca konusunda kendini çok iyi ilerletmiş, takılmadan osmanlıca eserleri türkçeye çevirebilen ve formasyonunuda bu sene okul içerisinde tamamlayacak olan kız kardeşime ne önerirsiniz?
malum osmanlıca artık şart :)
ne yapsın çok para kazansın?
biliyorum daha erken bişeylere atılmak için ama şimdiden bildiğiniz yollar varmı bu konuyla alakalı parayı kucaklamak için.

 
işi hazır değil mi zaten?

uzay.tubitak.gov.tr
  • ron dennis  (13.12.14 14:17:58) 
akademiye yürüsün.


  • mutlusismankedi2015  (13.12.14 14:24:02) 
cidden zaman değişmiş.
çok para kazanmak için osmanlıca öğrenmek?

sanırım yapacağı en büyük yatırım
türban takmak olur (eğer türbanlı değilse)
arkası yoksa devlette iyi yerlere pek almıyolar
(benim yeğen de arap dili-edebiyatı mezunu)
  • titiraprap  (13.12.14 14:27:06 ~ 14:29:45) 
Dedemizin mezar tasi cevirilir diye ilan versin.


  • rhollor  (13.12.14 14:29:03) 
o iste para yok onu diyim. olsa ben simdi burda baskalarina belesten osmanlica metin okuyor olmazdim.


  • shi aila  (13.12.14 14:29:23) 
@titiraprap torpille bi yerlere gelmek istemez her şeyi kendi çabalarıyla yaptı 3 senedir bölümde ilk 5 de.


  • emreozb  (13.12.14 14:33:14) 
bundan sonra olcak gibi para @shi aila


  • emreozb  (13.12.14 14:34:20) 
bölümünde derece yapan başarılı bir öğrenci ise niye buraya soruyorsunuz ki?

erasmus'a başvursun öncelikle. yurtdışına gitsin. bilgisi, görgüsü artsın. dil öğrensin.

ondan sonra hocalarla arasını iyi tutsun. yurtdışı, Amerika başta olmak üzere yüksek lisans ve doktora başvurularına başlasın.

öyle meb de üç kuruşluk Osmanlıca öğretmeni ya da orada burada Osmanlıca dersi ile ne uzar ne kısalır. kıt kanaat geçinir. kariyer filan yapamaz.
  • mea maxima culpa  (13.12.14 14:38:09 ~ 14:38:31) 
Osmanlıca özel ders verilir.


  • Cursed Chico  (13.12.14 14:48:41) 
akademik kariyer düşündün. tarihin arka odasında akademisyenlerin doğru düzgün osmanlıca bilmediğinden şikayet ediyorlar. birçok tıpkı basım da rezalet şekilde çevriliyor belki kardeşiniz iyi işler yapar.


  • kuzey li  (13.12.14 14:53:46) 
@emreozb kardeşim çevirmenlik, öğretmenlik, akademisyenlikten başka ne yapabilir ki? osmanlıcayla ticarete mi atılacak mk :D tutturmuşun bi çok para var çok para var biliyosan bize ne soruon amk :D


  • secilmis uye  (13.12.14 15:21:54) 
Çok para var mı ? demişim ben mk
Ne yapsında çok para kazansın demişim ben mk
Osmanlıcasından para kazanan adam zaten ticaret yapmıyor mu mk
Sana sormuyorum adama soruyorum amk
  • emreozb  (13.12.14 16:04:19) 
Başbakan danışmanı olabilir rahatça güzel bir yüksek lisansla.


  • solfej  (13.12.14 16:05:06) 
Sorun= ne yapsın çok para kazansın?
Birine cevabın= "bundan sonra olcak gibi para @shi aila"

kardeşinin yapacağı en iyi şey seni yönlendirmelerine kulak asmamak olur mk :D daha yazdığından haberin yok.
  • secilmis uye  (13.12.14 21:13:20 ~ 21:15:17) 
[]

Ankara değişik aktivite

Hep bara git otur, starbucksta otur, avmye git, tunalı,bahçeli,kızılay git, eymire git bitti.

Yok mu başka bir şey yahu?


 
Odadan kaçış :)


  • patiska  (16.01.15 22:15:11) 
@patiska 3. caddede açılmış. Kocaman evi yapmışlar, ama çok pahalı yapmışlar.


  • yatagants  (16.01.15 22:16:31) 
buz pateni, serbest paraşüt kulesi, bowling, paintball?


  • letheavendangered  (16.01.15 22:18:17) 
serbest paraşüt kulesi yılın 300 günü çalışmıyor yahu, rüzgar var diye.

dün belpaya gittim şu oldu :D www.eksiduyuru.com

bowling-paintball için kalabalık olmak gerekiyor o da zor yahu.
  • yatagants  (16.01.15 22:20:12) 
squasha başla :)


  • sen de git sen de unut  (16.01.15 22:25:16) 
olma mı! o kadar pavyon ve meyhane var, gece hayatı barlardan ibaret değil.


  • candanag  (16.01.15 22:25:56) 
ahah geçmiş olsun. görmemiştim o duyuruyu.

o zaman sana en ekstreminden gireyim. yamaç paraşütü öğrenmeye ne dersin?

edit: sana girmeyim. sana örnek vereyim. sana konuşayım falan. girme falan yok sorry sdadssf.
  • letheavendangered  (16.01.15 22:47:11 ~ 22:49:02) 
@letheaven scubadiving yapıyorum, yamaç masraflı olur. gir bea ne olacak.


  • yatagants  (16.01.15 22:58:15) 
kardeş scubayı angarada nerde nabıyon? yamaç olur dersen her haftasonun dolu olur artık sosyallikten ölecek noktaya bile gelirsin. uçuş olmadığı günlerde sucuk ekmek partileri falan ooh mis. vallahi özledim.


  • letheavendangered  (16.01.15 22:59:59) 
saunaya hamama git. ter at rahatla.


  • sen olmayan cocuk benim  (16.01.15 23:02:08) 
Dans kursu. Tiyatro. Comlek seramik kursu.


  • photo85  (17.01.15 07:15:16) 
Geçen fırsat kuponu vardı odadan kaçış için, baya uygun fiyata gelmişti. Takip etmekte fayda var. Görürsem haber veririm.


  • patiska  (17.01.15 14:37:48) 
Ben darta sardım Ankara'da. Pek keyifli oluyor. Profesyonel lig, ödüllü turnuvalar var.

Aslinda Sözlükte bir ekip toplayabilsem Koylu-Vampir gibi lakin daha keyifli bir oyun oynayalım diyorum ama beceremedim.

Poker, yemek, dart, Eymir, bisiklet, oyun, odadan kaçış, şarap derken sevmeye başladım şehri :)
  • jadle  (17.01.15 14:43:20) 
[]

Açıköğretim Hakkında 4 Soru

Yaş durumundan ötürü örgün eğitimle birlikte açıköğretimi de sürdüreyim, en azından oradan alacağm diplomayla askerlikte çıkabilecek sıkıntıları engelleyeyim istiyorum. Meseleyle ilgili sorularım aşağıda:

1- Olası bir "hadi eşşek kadar oldun askere alıyoruz" durumunda açıköğretim diploması almış olmam askerliği kısaltıyor mu?

2- 1-2 dersten kalırsak atılma, sınıf tekrarlama, geçtiğimiz derslerden tekrar sınava girme gibi durumlar yaşanıyor mu?

3- Geçen sene aldığım -ve örgün eğitime kayıt yaptırdığım- sınav sayesinde sorunsuz kayıt yapılabiliyor mu? Tercihler, kayıtlar ne zaman yapılıyor?

4- EN ÖNEMLİSİ DE BU ASLINDA: Eşit ağırlık öğrencisiyim. Fen bilimlerine ilgim sadece evrim boyutunda diyebilirim. İleride işime yarayabilecek, iyi ki almışım diyebileceğim açıköğreyim diploması hangisi olur, iş bulabilmek, para kazandırabilmek, bilgi sahibi olmamı sağlamak açısından?

Tecrübelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Çok teşekkürler şimdiden.

 
açıktan hiçbişiy olmaz para kazandırma, iş bulmma konusunda...

geçtiğin derslerden sınava girme olayı ortalamanın yetmediği ve şartlı geçtiğin dersler varsa o zamanlarda mevcut.

lisans bittikten sonra kısa dönem yapıyosun zaten askerliği bi de aöf düşürmez.

kayıt yaptırırsın ikinci üniversite olarak. öss lys ygs hiçbişiy istemez.

ekim sonu gibi sitesini kontrol et aöf nin.
  • scent of a pastrami  (12.06.15 02:51:41) 
Hepsi değil ama bikaç soruna cevap vereyim

4 yıllık herhangibir açıköğretim diplomasının örgün öğretimdeki bölümlerden bir fark olmuyor yani askerliği kısa dönem yapabilirsin

örgün öğretimdeki atılma kuralları aynen burdada geçerli atılma konusunda geçen sene çıkan yasa 4 yıllık bölümü 7 yıldan fazla okuyamayacagin yolunda

örgün okurken herhangibir sıkıntı çekmeden açıktan okuyabilirsin

bölüm konusunda is bulmak para kazanmak konusunda hangi diploma ise yarıyor ki
  • ulan  (12.06.15 02:55:21) 
@scent of a pastram, lisans askere alınma yaşına kadar bitmezse diye bir imdat freni aslında aradığım :) yine de şu konuda önün açık olur diyebileceğiniz alanlar varsa onları bir inceleyeyim. Açıktan sosyoloji okumak beni pek tatmin etmez gibi açıkçası.


  • sevgikusunkanadinda  (12.06.15 03:01:38) 
29 yaşına kadar lisans okuyabilirsin askere gitmeden. amaa atıyorum 23 yaşında lisansı bitirdin ve aöf lisans devam ediyor. en fazla 25'e kadar tecil ettirebiliyorsun. tecil limit yaşını yükseltmek için yüksek lisans yapman gerekir o durumda.


  • scent of a pastrami  (12.06.15 16:45:23) 
[]

Çok para kazanan yöneticiler falan çok mu çalışıyor, çok mu stresli işleri?

Yani kazandıkları para ile çok çalışma ve stres arasında bir orantı kurulabilir mi?
Hani "abi o kadar para veriliyorsa, kesin karşılığını alıyordur" bakışına ne diyorsunuz?



 
want2die +1

Xbox'ın mı ne bir konsol üretilirken 200-300 tane üründe (aynı gün aynı fabrikada üretilmiş) sorun çıktı. Sebebi de işlemcinin üzerine işlemci soğutucusu konurken aradaki jelatin sökülmemiş. Fabrikadaki işçinin gerizekalılığı tamamen.

Büyük ihtimal işçiyi de yollamışlardır ama, fabrika müdürünü mü ne (fabrikada taşaklı bir abi yani) de postalamışlardı. Adamın suçu ne lan?
  • gunde 3 litre kola icen adam  (19.10.15 15:42:38) 
sorumlulukları büyük en başta. verdikleri kararlarla iş yükünü hacmini regüle ediyorlar.
dolayısıyla stresi de çalışmayı da onlar yönetiyor.
ana taşeronda çalışan birisiyim. işverenin çok basit bir kararı 10 gündür mesai yapmamıza sebep oldu. ben 7bin civarı bi para alıyorum, adam 15k$.
  • sameidiot  (19.10.15 15:43:04) 
çok para göreceli bir kavram, benim müdür 15-20k arası kazanıyor. hiç bir iş yapmıyor, hiç, nada, niente. hiçbir sorunu çözdüğünü, bir yaralı parmağa işediğini görmedim bu güne kadar zaten kendisini de çok görmüyorum, öyle haftada bir uğruyor.
ama sorumluluğu çok, sürekli yönetim kurulunda bizim raporların hesabını veriyor, toplantılarda oturup yöneticilik oynuyor. başarılı, geleceği de parlak, yürür gider bence.

  • tiny penny  (19.10.15 16:24:03) 
[]

15000 hazır para ve eğitim

15000 lira hazır param var. Ne araba ne de baska bi sey Alasım var. Para Öylece duruyor. Biraz kredi vs çeksem bu paranın üstüne eklesem mesela. Eğitim için nasıl harcayabilirim?




 
parayı piç etme ne eğitimi olm.


  • hayvan herif  (06.11.15 14:43:38) 
  • cern de cayci olmak vardi  (06.11.15 14:47:00) 
15.000 üzerine 30.000 çek, mba yap


  • [silinmiş]  (06.11.15 15:03:07) 
yemek kursu olaplüp ilgiliysen


  • zynppp  (06.11.15 15:06:48) 
Dil durumuna bağlı olarak yurtdışında dil kursu olabilir.


  • Haldamir  (06.11.15 15:14:44) 
eğer lisansın varsa en güzel eğitim yatırımı mba olacaktır.


  • KidLazer  (06.11.15 15:24:47) 
2 senelik mezunum. Teknik ressamım. Aldığım para 2000 nin biraz üstünde. Yaşım 30.. Çok aşırı kurumsal bi yerde çalışıyorum :)


  • hede hodo  (06.11.15 15:29:42) 
o halde eğitimin dışında söyle bişe önerebilirim. kendini anlatan başarılarını ve tasarımlarını içeren bir web sitesine aktar parayı. ancak öyle afedersin skimsonik tasarımlara değil. kurumsal kimlik çalışması yapan firmalarla görüş sana profesyonel içerikli bi site hazırlasınlar. ek iş imkanı doğurur eğer ihtiyacın varsa.


  • KidLazer  (06.11.15 15:51:12) 
değişik bir şey yapayım dersen tayland'a git, yoga, masaj veya dalış eğitmenliği kursuna katıl. hem paranın büyük kısmı gene cebinde kalır, hem de mis gibi tatil yaparsın aynı zamanda. şu an bulunduğum tayland adasında arkadaşım yoga eğitmenliği kursuna katılıyor, ücreti 7000 tl civarı. dünyanın her yerinde geçerliliği olan bir sertifika. benim komşu ada da padi dalış sertifikaları almak için dünyadaki en hesaplı yerlerden.


  • gezgin rocker  (06.11.15 16:28:52 ~ 16:30:25) 
Hobi iyi hoş da. Bu kadar para bile o işlere gelmez sanki yshu :/


  • hede hodo  (06.11.15 22:56:40) 
[]

İnsanların istediği tek şeyin Aslında Para olması

Görünürde Para & Aşk. Ama belki farkında olmasalar da istedikleri aşka sahip olmak için paranın ve sunduğu imkanların yeterli olacağını düşünüyorlar. bu yüzden sorunlarının tamamında maddi durumu vurgulayan bir cümlecik geçiyor. Ve pektabi o'na fikirle yardım edebileceğiniz kanısından çok kandırılmak, ''öyle deme bak, sen yine iyi durumdasın sana kadar ne çok hayatı ziyan edilmiş insan var'' fikrini duymak ve kötü örneklemelerle ''ya bro hayat akıyor'' tiplemelerinin iteklemesiyle iyi hissetmek istiyorlar. Meseleleri; dertleri için ortak bir akıl, bakış açısı aramak değil. iyi hissetmek. rahat bir şekilde kalkmak bu ekranın önünden. sanırım günümüzün hastalığıda biraz bu, neyse ki o kısma ben çok girmeyeceğim. kaygıyı yenmek ya da sorunun bir çözümü için çalışmak çabalamak değil, sadece o kaygı unsurunu ihmal etmek.

görünürde insanlar aşk'da istiyorlar dedim, çünkü aşk kısmı görünürde sadece. O'nun betimlediği aşk, -burada kimsenin aşk tarifini yadırgayacak değilim ancak- lüks olan bir aşk değil, her insanın ihtiyacı olan güzel ve sevme/sevilme durumunda ortaya çıkarttığı bir duygu değişimi. yani, sanısı olan aşk bu. keza onu kazanım/kaybedimde de en akılcıları para ve etkenlerinin zirve yaptığı kanısındalar ve evet, hissettikleri bu duygu(ancak yanılgı onu aşk sanmaları) için haklılarda.

sanırım sırf bu yüzden bile tarkan haksız, keza lise yıllarından beri hiç sevmem kendisini ama ''... vereceksen huzur ver'' temasının dillere pelesenk olmasını gerçekci bulurdum. insan ne arar sorusunun cevabıydı bence ''huzur'' ama şu son günlerde insan davranışlarına olan at gözlüklü yaklaşımım ya da algımda ki seçicilik(ne derseniz adına) duyurudaki insanların hayati kararlarında etken ''isyan''; manita(kadın erkek farketmeksizin ama çokcası kadın) /eğitim/aile üstbaşlığında para özelinde dönüyor. bütün tembelliğimize rağmen.


cevap vermek isteyenler cevap verebilsin diye soru tip'inde açıldı bu kendini imha edecek olan duyuru.

 
Benimki para degil ozgurluk. Ben Turkiye'nin Ukrayna ya da Moldova gibi olmasina da raziyim. Kimsenin ne giyindigine kimse karismasin, isteyen istedigi gibi eglensin, kadinlar gece kulupten ciksin ve kimse onlari etiketlemesin.


  • Traveller  (23.05.16 08:28:45) 
benim huzur
daha fazla para kazanabileceğim işler var, gel diyen de var
ama şu an aldığımla, o aldığım arasında benim için fark olmayacak, o yüzden gitmiyorum.
  • Corc  (23.05.16 08:30:51) 
Öncelikle yazı çok hoşuma gitti ve kopyaladım bile, silsen de duracak. Oldukça güzel yaklaşmışsın, ilüzyonun işlemesini sağlayan mekanizma tam olarak da budur !


  • kimlanbu  (23.05.16 09:43:21) 
Çok doğru eşref

Daha çok yazar mısın duyuruya?
  • i ve been mistreated  (23.05.16 15:25:44) 
[]

İkinci el Araç Tavsiyesi.

Arkadaşlar merhaba,

İkinci el bir araç almayı düşünüyorum. Bütçe olarak beni çok zorlamaması açısından 25 bin TL tavan tutar belirledim. Elbette bu fiyata en iyi aracı almak hedefim. Sizden ricam şu; aradığım özellikler, Aracın km’si yaşına oranla maksimum ne olmalı? Yani 5 yaşında araba 200 bin km anormal ama kaç km normal? Senede 10 bin km gibi mi düşünmeliyim? Bagajı geniş araçları düşünüyorum. Bagajına bebek arabası ve bir tatil durumda oldukça çok eşya alabilmeli. Bu nedenle sedan araçları tercih ediyorum. Aracın içi de geniş olmalı. Yanımda oturan kişiyle omuz omuza gidiyormuşum gibi olmamalı ya da kafam tavana değecek gibi olmalı. Arka koltukta seyahat eden kişilerde rahat etmeli sıkışmamalı. çok yaşlı bir araç olmamalı sonuçta bende kullanıp satacağım iyice dede olmasın satarken. ben aldığımda 5-6 yaşlarında olsa herhalde uygundur. Genel hatlarıyla aradığım özellikler bunlar.

Nelere dikkat etmeliyim? Piyasada herkes çakal. Yok 2 parça değişen, yok 2 parça boya vs. bir sürü açıklamalar var. Nelerden uzak durmalıyım, neleri önemsiz sayıp, göz ardı etmeliyim. Yani şimdi sadece kapı boyanmıştır bu çok önemli olmaz ama bambaşka birşey vardır. bunu demek istiyorum. Mesela şu kadar hasar kaydı var falan yazıyorlar. Bu konuda önemli bir detay sanırım. Ne kadara kadar hasar kaydı önemsenmez ya da gerçekte hasar kaydı olup da hasar kaydı çıkmama ihtimali nedir?

Ekşi duyuru ikinci el araç eksperlerinin yardımlarını rica ediyorum. Yukarıda belirttiğim gamda ikinci el araç tavsiyeniz?

 
yıllık 10 000 - 15 000 km iyidir.
anlattığınız ve istediğiniz ozelliklere göre;
Renault fluence veya
chevrolet cruze
olabilir.
  • for the record  (27.06.16 17:10:21) 
25 bin liraya 5-6 yıllık arabada biraz çıtayı düşüreceksiniz. Hatasız, kilometresi düşük ve 6 yaşında araba doğal olarak o fiyata yok.

10 yaş civarı bir araç, 100-130 bin aralığında normaldir. 200 bine doğru çıkıyorsa yoğun kullanılmıştır. Ama bu yoğun kullanımın nerede olduğu önemli; yurt içi trafikte kullanılan 100 binlik araç ile çoğunlukla şehirlerarası kullanılan 100 binlik araç arasında tabiki fark var. Ama bunu bilebilmek mümkün degil.

Aracı almadan önce ekspertize sokacaksınız. Motorun ve genel durumun raporuna güvenmekten başka yapabileceğiniz bir şey yok.

Kapora vermemeye dikkat edin, notere gitmeden para alışverişi yapmayın.

Ağır hasar kaydı olan araçlardan uzak durun. Adı üzerinde ağır bir hasar almış ve onarılmış araçlardır. Fiyatlarının uygun olması bu yüzden. Satarken de sıkıntı yaşarsınız. Ayrıca ağır hasarın boyutuna göre araç bir daha dikiş tutmayabilir.

Aracın normal hasar kayıtları olabilir ve 10 senelik bir araç için de doğaldır. Parçası pahalı bir aracın basit bir parça değişimine bile 5-6 bin lira hasar kaydı oluşabilir.

Aracı birkaç sene sonra satarken zarar etmemek ve kolay satmak istiyorsanız piyasada az bulunan ve piyasası olmayan araçlardan uzak durun.

Kısacası sizin isteklerinize göre 25 bin lira biraz düşük. Bazı isteklerinizden feragat etmeniz şart.
  • Abdurrahman  (27.06.16 17:12:30) 
mutlaka hasar ve km mesajını at. bir sürü araç km düşürtüyor.
yıllık 15-20 bin km normal degerler.
tavan boyalı olmasın ozellıkle kaputta olmazsa dadından yenmez.
yanlarda yeme çok problem olmayabilir.
  • skyangel  (27.06.16 17:12:39) 
[]

Tüpraş'a 200 Hattıyla Nasıl Gidilir

Herkese merhaba, Tüpraş'a gideceğim. Gördüğüm kadarıyla 200 hattıyla ulaşılabiliyormuş. Bilen arkadaşlar yardım edebilir mi. Hangi durakta inmem gerekiyor, en yakın hangi duraktan geçiyorsa kalan kısmı taksiyle de gidebilirim ziyani yok.

Tekrar İstanbul'a dönüşte hangi duraktan binmem gerekiyor ayrıca. Bir de kentkart'ım yok para verip otobüse binebilir miyim, ziyani yok fazla para vermek mühim değil, önemli olan sıkıntı yaşamadan gidip dönebilmek.

Şimdiden Teşekkürler.

 
Kartal'dan İzmit'e gidiyor diye biliyorum o hat. Kartal'da metro durağından kalkıyordur herhalde. Otobüse binince kartı olan basabilir mi de, elinde bozuk para olsun ama. o zaman basabilirler. Tüpraş Körfez ilçesinde. Girişi nerede bilmiyorum ama 95 Evler'de inebilirsiniz.


  • dissendium  (19.07.16 23:43:12 ~ 23:44:16) 
[]

Muhasebeci var mı? (mikro yazılım vs paraşüt)

selam arkadaşlar.

biz 1 ocaktan itibaren earşiv faturaya geçeceğiz de şöyle bir sıkıntı var;

mikro yazılımdan teklif aldık. aşağı yukarı 16bin tl'lik bir teklifti.
paraşütten teklif aldık toplamda 2500 liraya denk geldi.

mikro yazılımı bize muhasebecimiz önerdi. benim tahminim; muhasebeci bir çok ön muhasebe işlemini kendi sistemine entegre olarak bize yaptırarak kendi işini kolaylaştırmak istiyor. o yüzden mikro yazılım konusunda ısrarcı.

bizimse böyle bir bütçemiz falan yok. biz sadece earşive geçmek istiyoruz açıkçası muhasebecinin işinin koalylaşması falan umurumuzda değil. arada böylesi bir fiyat farkı varken.

ancak anlamadığım noktalar var.
bu paraşütte eksik gedik bir şeyler var mı? bizim bastığımız earşiv faturaları muhasebeciye işletirken sorun yaşar mıyız? yoksa gayet düzenli tertipli bir şekilde earşiv faturalar muhasebeciye gidip işlenebilir mi?

mikro yazılım denen nane bize resmen eğitim verecek, bir elemanımız o işle uğraşacak. üstüne 16bin lira ödeyeceğiz.

biz alt tarafı bir e-ticaret sitesiyiz böyle alengrili işlerle uğraşamayız şu aşamada.

mikro yerine paraşütü seçersek muhasebesel anlamda bir şey kaybeder miyiz?

 
Ayda ortalama ne kadar e-fatura keseceksiniz ? Size ortalama kaç tane e-fatura gelecek ?


  • elikası  (22.11.17 09:31:28) 
1200-1500 arası keseceğiz. 100 civarı gelecek.

ama efatura değil, earşiv diyelim tabi biz buna.
  • tchuck  (22.11.17 09:43:22) 
evet kendi işini kolaylaştırmak için istiyor, 1500 fatura var ise pek de haksız sayılmaz. muhtemelen sizin entegre programla kestiğiniz e-arşiv faturaları kendi kayıtlarına tek tıkla almak istiyor.

resmi muhasebe işlemlerinizde bir değişiklik olmayacak, siz ön muhasebenizi paraşüt ile tutacaksınız. mikro yerine paraşüt seçmenin, adamın işini zorlaştırmaktan başka bir eksisi olmaz.

ama fiyat farkı da çokmuş. mikro'yu bilmiyorum ama muhasebe programları (en azından benim kullandığım) herhangi bir program ile excel tablosu olarak alınan raporu yine tek tıkla işleyebiliyor. eğer programı bunu yapabiliyorsa ve eğer paraşüt de kesilen faturaların listesini excel tablosu halinde export edip raporlayabiliyorsa (yapıyordur herhalde, 2018 yılında da yapabilsin artık programlar bunu), siz fatura listesini excel olarak kendisine gönderirsiniz, yine tek tıkla işleyebilir.
  • kibritsuyu  (22.11.17 09:56:55) 
ucuz olanı alın.

o faturalar zamanında o defterlere tek tek elle yazılıyordu, hava yapmanın gereği yok. faturaları işlemek kendi görevi. otomatik yapmak istiyorsa, kendi ödesin parasını.

bence ucuz olanı alın, işinize bakın. faturaları işlemek muhasebecinin görevi.
  • babilbaligi  (22.11.17 10:26:49) 
muhasebeyi bu kadar onemsiz gormeyin; muhasebeciniz ile anlasamiyorsaniz da baskasi ile calisin derim; artik herkes bu isi yapiyor ve de dusuk ucretlerle... ne kadar ucret oduyorsunuz bilmiyorum ama e-arsiv fatura'ya gecmis bir firma ve cok fatura kesen bir firma iseniz muhasebenizin ve muhasebeciniz de iyi olmasi sart; ucuz olsun mantigi ile de "kotu" bir muhasebeciniz varsa inanilmaz cezalar ile karsilasirsiniz ileride


  • kamyonsans  (22.11.17 10:59:32) 
bu arada normalde ben şuanki sistemde ona 1500 basılı faturanın xml çıktısını gönderiyorum. o tek tıkla import ediyor sistemine. sonra da son bi double check için basılı faturalarla karşılaştırıyor tüm işi bu.

eğer çok istiyorsa e-fatura için de aynı sistemi yapabilirim sıkıntı yok benim açımdan.
  • tchuck  (22.11.17 11:00:50) 
Geçende bir arkadaş e-arşiv'e geçti.
Şimdi sordum, Innova ile 1.000 TL'ye 30.000 e-arşiv faturası göndermek üzere anlaşmış.

Bu rakamlar biraz yüksek sanki.
  • cakabo  (22.11.17 11:21:22) 
peki arkadaşlar şu e-defter mevuzsu noluyor?

snaırım paraşütün böyle bir uygulaması yok. e-defteri nasıl alıyor ve elimzideki faturaları buna nasıl entegr ediyoruz?
  • tchuck  (22.11.17 11:47:08) 
[]

1 yaşında çocuğa hediye

Arkadaşlar şimdi benim yeğenim bir yaşına basacak yakın zamanda. Bir hediye alıcam ben de haliyle ama bu yaşta çocuğa ne alınır en ufak bir fikrim yok. Şimdi bir de şöyle bir durum var, abimin eşi tek çocuk, biz de iki kardeşiz. Yani benden başka amca, teyze falan bir şeyi yok çocuğun. Beklenti büyük, hakkını vermem lazım.

Küçük çocuklarda hep olur falan diye künye geldi aklıma ama biraz keko işi mi sanki, emin olamadım. Ne alınabilir bu yaşta çocuğa? Direkt altın falan alıp çıkayım mı bu işten, ne yapayım?

Yardımcı olur belki, kız çocuğu.

 
ikea'dan bebek sandelyesi al. annesi yemek yedirirken rahat eder. hem ekonomik, hem kalıcı hem de işlevsel bir hediye olur..

www.ikea.com.tr
  • Fayfa  (19.03.18 23:05:02) 
bez al, naşka bir şeye ihtiyacı yok ki

bez al ailesi bile memnun olur. bez masrafı çok oluyor tahmin bile edemezsin
  • zugas  (19.03.18 23:25:12) 
bankada onun için bir gelecek hesabı açın. içine bi miktar para koyun. 18 yaşına gelene kadar arada bir para yatırırsınız durumunuz el verdikçe. ailesi de yatırır. o büyüdükçe birikir para orada.


  • straight from the heart  (19.03.18 23:29:43) 
Guzel zibin, bebek sandalyesi, ya da yaz kiti. Bebek gunes kremi, mayo, sort tshirt vs.


  • kuehles blondes  (19.03.18 23:29:57) 
sürsür araba al, ayakta tutan sehpalardan al, güzel bir oyuncak al, oyun çadırı al,...

bir yaşında çocuğun mama sandalyesi olur; ek gıda 6 ay civarında başlıyor. bez alırken marka/model tutturman düşük ihtimal. tam yaşı ile yürümeye başlıyor, hareket etmesini teşvik edecek şeyler al.
  • babilbaligi  (20.03.18 10:34:25) 
Künye almayın. Bana küçükken almışlardı, hala gördükçe tiksinirim. Kimsenin bir işine yaramayan bir hediye oluyor.

Minik yavrunun yaşını göz önüne alırsak böyle çok şekilli oyuncaklar var, düğmelerine basınca sesler falan çıkarıyor, onlara bakılabilir. Şimdi yeni yeni yürüme döneminde olmalı, bisiklet/yürüteç gibi bir şey alabilirsiniz, tay tay gider. Küçükken hep özendiğim şey şu minik sallanan atlardı, o da sevimli bir hediye olabilir.

En kötü ihtimal e-bebek'ten bir hediye kartı alabilirsiniz, içine istediğiniz miktarda para yüklüyorlar. Altın ile aynı kapıya çıkacak ve altına göre çocuğun ihtiyacı olan beze vs. çevrilebilirliği daha yüksek.
  • wish i could find a way to disappear  (20.03.18 10:34:32) 
[]

bölümü bırakıyorum gaz verin lütfen. mimarlıktan tesisatçılığa....

ben yeni nesildeki okuma aşkını anlamıyorum. en başta ben olmak üzere herkes üniversite okuma derdinde. halbuki en güzel yıllar bu yüzden boş beleş akıp gidiyor.

itü mimarlık 2. sınıf öğrencisiyim. 20 ye yakın ders görüp sadece 6 sından geçtim. bu rezil geçen 2 yıla dönüp baktığımda tek tesellim 11 aylık ilişkim oldu. o da akıllı kızmış, tatlı tatlı ayrıldık. sonsuz sıkıcı dersler, aptalca sabahladığım geceler ve amaçsızlık...

bu okul sittin sene bitmeyecek, bitse ne sanki iş mi var? bu amaçsızlık beni bitiren şey oldu. tekrar sınava girip yine salak bi bölümde yılları heba etmek istemiyorum. geçen yıla kadar bi yüklensem tıp kazanırım diyodum artık doktor olmak ta istemiyorum.

18 yaşıma geldiğimde artık kitap defter işinden sıkılmış biriydim. geçer dediler geçmedi. sabah okula giderken otobüs şöförünü görüp özeniyorum. ulan adam bi işe yarıyor ben ancak kitap defter taşıyorum. durakta iniyorum inşaatçıları çöpçüleri görüp gurur duyuyorum. adamların bi gayesi var.

ben neye yarıyorum?

derdim para kazanmak değil, işe yaramak. arkadaş sen derece yapıp bu bölümü kazanmışsın lafı o kadar manasız ki. eee diyor uzaklara bakıyorum.

neyse... bölümden hayır gelmeyecek. ben bi tanıdık yoluyla su elektrik tesisatçılığı işine girmek istiyorum. irfan abi dedi ki: 1 aya işi çözersin 6 aya pratiklik kazanırsın. en beceriksiz adam bile evlere tamire gidip yolunu buluyor. sen inşaat işi de kaparsın. iş te para da çok.

sertifika, kurs işini de o ara halledip bürokrasiyi aşmak istiyorum. en basidinden sabahı kör vakti burda takılmak yerine arabaya bakır kablo yüklemek bana mantıklı geliyor.

ustalık: hem işe yarama duygusu hem hedefin olması hem para.
öğrencilik: amaçsızlık, başarı yok, okul bitmeyecek. bitse de iş yok.

son bi gaz istiyorum duyuru. bu soruyu yazmadan önce 1 yıldan fazladır düşünüyorum. çıkış maalesef yok. gerçi maalesef değil. ben gönüllüyüm bu işte.

okuyanlara teşekkürler, yardımcı olanlara şimdiden sevgilerle...

 
şöyle bir gaz vereyim ben de. fayans ustası 2 gün sürecek küçük bir iş için maaşımın yarısı kadar ücret istedi ve malzemeyi siz alırsınız dedi. 5 sene gurbette okul okuduğuma mı yanayım, ustanın 1 haftada kazandığı parayı 1 ayda kazanamadığıma mı?


  • alwayschargeneverbend  (26.07.19 06:45:52) 
arkadaşlar ne kadar iyisiniz. içim bi enerjiyle doldu nerdeyse evin içinde koşturmaya başlayacağım. küfrediyorum şu anda. niye koskoca 2 seneyi berbat etmişim diye.

evet bitiyor bu iş. arkama bile bakmaycağım artık.
  • luluki  (26.07.19 06:56:46) 
mimarlik eger hakkini vereceksen zorla olacak is degil. 20 ders alip 14unden caktiysan birakmak dogru karar.
eger gelecegi olabilecek ve severek yapabilecegin bir bolume gecis yapma olasiligin var ise bir dene derim zira okul itu, dandik bir kurum degil. yok eger seni acmiyor ise, bende usta ol derim. hem ise yararsin, hem de bir suru mimarin kazanamadigi parayi kazanirsin. bir tanidik var itu maden mezunu, babasi demir ustasiydi. okuli bitirdi babasinin yanina girdi, isi sirtladi simdi babasi emekli oldu cocuk devam ediyor. ustaligin iyi ise, fayansci ol, kaportaci ol fark etmez, hayal edemeyecegin paralari kazanirsin.

  • cooperr  (26.07.19 07:11:40) 
İtü mimarlıkta olduğuna göre ilk 10.000'e girdin, merkezi puanınla bir tıp fakültesine geçiş yapabilirsin. Bir değişiklik olmazsa iş garantin de olur, işe yaradığını da hissedersin hastalarla iç içe olup.


  • signore  (26.07.19 07:22:27) 
@signore: ilk 15000 deyim. doktorluk güzel ama memleket şartlarında istemiyorum.
@sagasen: artık yurtdışına gitmek epey zorlaştı. doktorsan belki ama mimarsan çok çok zor.

  • luluki  (26.07.19 07:30:26) 
Merkezi yatay geçişle başka bir bölüme geç kesinlikle.

Istersen yine bahsettiğin işlere başla ama okumayı da arkanda bırakma. Her zaman yani basında olsun.

Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.

Senin de fikirlerin değişebilir yarın bir gün. Bugün vermiş olduğum kararın pişmanlığını yaşayabilirsin.

Belli ki mimarlık sana göre değil, olabilir. Sevebileceğin bir bölüm arayışına gir.

Okuduktan sonra yurtdışına gitmek hiç de zor değil. Daha yolun çok başındasın.

Not:sana göre yolun biraz daha ilerisinde olan birisiyim. Gelecekten konuşuyorum sana.
  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (26.07.19 07:44:13) 
Senin başka problemlerin var, buraya yazmamışsın. İTÜ mimarlık kolay girilen bir bölüm değil. Orayı kazanacaksın ve sonra da ilkokul mezunu Cemal ustanın tavsiyesiyle tesisatçı olacaksın. Olacaksan da, bence bölümünü bitir ve sonra ol.

Ülkede mimara mühendise iş yok doğru, fakat bu gelip geçecek. Sen mezun olduğunda şartlar çok değişmiş, mimarların çok iyi kazanmaya başladıkları dönem olabilir. O zaman kafanı duvarlara vurursun, çünkü 23-24 yaşında tekrar itü'ye girme şansım yoktur ve hayatının geri kalanını tesisatçılığı yaparak geçireceksindir.

Eğer ailenin durumu kötü değilse okulunu bitir. Ailenden daha fazla destek al, gidip de ustanın formenin söyledikleriyle hayatına yön verme.

Burada sana "çok doğru yoldasınız" diyenler sana büyük kötülük yapıyorlar.
  • malheiros  (26.07.19 07:55:20 ~ 07:58:00) 
ben sana gaz veremem ama burada bu yazıyı okuyan gençler ve ebeveynlere, seni örnek olarak kullanacağım. eminim tesisatçı olsan çok iyi bir tesisatçı olursun zaten ülkenin ihtiyacı da bu(işini severek yapabilecek, vizyon sahibi insan). sırf sıralama ile tercih yapıp, bir yere yerleşip, hayatını mutsuz (belki paralı - belki parasız) geçirmektense herkesin doğru seçim için tek parametreye bakmaması gerektiğinin örneği olursun, okulunu bırakırsan. Şu tercih dönemi gösteriyor ki, ilk bir kaç binde olup, ösym kılavuzundan, seçmek istediği bölümden, üniversiteden, kısacası sıralama dışında hiçbir şeyden haberdar olmayan tonla adam var.


  • jenasinans  (26.07.19 08:38:14 ~ 08:41:25) 
Tesisatçılığı seveceğinin garantisi var mı? Fiziksel olarak zorlanmaya ne kadar açıksın? Arkadaş çevren, yapacağın evlilik vs bundan etkilenecek buna hazır mısın?


  • mobildeyim  (26.07.19 09:04:18) 
Bu kadar insanın gaz vermesine çok şaşırdım... Hayatımda duyduğum en saçma fikirlerden biri bu çünkü.

İTÜ Mimarlık gibi bir bölümü bırakıp tesisatçı olmak istemek?! Okul, üniversite vakit kaybı değildir. Bu dönemlerde öğrendiklerin, tecrübelerin ufkunu genişletir ve karakterini biçimlendirir, seni sen yapan şeylerin çoğu bu dönemde edinilir. Tesisat ustası olarak insanların gözünde bir ameleden öteye gidemezsin ve hayatın da bu doğrultuda ilerler. Statü, paradan çok daha önemlidir.

İnsanlar 30 yaşında sektör değiştiriyor, sen daha yolun başındasın. Bölümünü sevmiyorsan, değiştir. Ama sakın üniversiteyi bırakıp milletin evine kıç çatalını göstermeye gitme.
  • jacque  (26.07.19 09:06:23) 
bu ne sacmalik birakma sakin okulu


  • pgup  (26.07.19 09:14:01) 
12 yıllık mimar bi abin olarak söyleyeyim, dünyada mimarlık, mekan üretme işi artık fsrklı bir tabana kayıyor. Kodlama, BIM sistemleri, akıllı yapılar, yeni nesil materyaller derken klasik mimarlık eğtimi, en azından Türkiyedekinin pek bir anlamı kalmadı artık. Han Tümertekinden, Cengiz Bektaştan sıtkı sıyrıldı insanların. senden ricam Branko Kolarevic, Elizabeth Diller okumaları yap, BIM ile üretilmiş binaları incele, özellikle Zaha Hadid, Morphoisis, Mario Cuccinella, Sanaa, Kengo Kuma ekibinin ürettiği işlere bak. Hala içerisinde yer alamayacağını düşünüyorsan bırak.



Ha bu arada benim de çok arkadaşım mesleğini yapmıypr.Pilot olan bile var. sektör sıçtı 2015ten sonra. bence de meslek değiştirebilecek yaştasın, ama mimarlığın da çokyönlülüğünü unutma.
  • same idiot  (26.07.19 09:16:51 ~ 09:28:00) 
tesisatçılık işinden iyi para kazanırsın. ancak bizim ülkemizdeki vizyonsuz insanlar seni yıldırmasın. göreceğin saygı o anki üstün başının ne kadar janti olduğuyla paralellik gösteriyor.

eski bir komşumuz senin heveslendiğin işi yapıp cidden iyi para kazanıyordu (kızı özel okulda okuyordu). bir gün kızını okuldan almaya gidiyor iş kıyafetiyle. ertesi gün arkadaşları soruyorlar, dün seni okuldan almaya gelen kimdi diye. kız babasından utandığı için "şoförümüz.." diye cevap veriyor assdafdsf yani düşün.

ama güzel iş, teyzemin eşi de tesisatçı, başka bir şehirde. ama şuan oturdukları evi, hemen yanındaki evi, bahçesini, çardağını vsvs herşeyi kendisi yaptı, içini dışını. acayip zevk alıyor. bize misafirliğe gelip, boya badanaya kalkışmışlığı vardır. çok severiz, çoook sevilir etrafındaki insanlar tarafından.

muhtemelen bir süre sonra sen de elinden her iş gelen kişi olucaksın. gaz vermek istemiyorum. bu tarz şeyler gaz vererek yürümez çünkü. iyi düşünüp karar vermelisin. keskin dönüşler yapmadan önce birkaç ustanın yanına girip çalış.
  • füt  (26.07.19 09:44:03) 
hayatımda duyduğum en saçma fikirlerden biri +1
bu kadar insanın gaz vermesine çok şaşırdım +1
kısaca jacque +1

okulu bitir sonra tesisatçı ol. bakalım onu sevicek misin. ayrıca hepimiz ders bırakıyoruz, bıraktık. son yıllarda toparlanıyor onlar. bitirirsin, umutsuzluğa kapılma. ne saçma konuşmuş bırak, okuma diyenler ya. iş yoksa yok, yine bir yolunu bulursun. eğitim önemli.
  • xvyz  (26.07.19 09:47:46) 
valla bu ulkedeki ustaların buyuk kısmı ac gozlu ve beceriksiz kisiler. eger ben milleti dolandırmadan daha iyisini yaparım diyorsan ve bu isi seveceksen git usta ol derim. ama gozun yurt dısında ise sevecegin bir muhendisligi bitirip yurt dısında master yapmanı tavsiye ederim. bildigim kadarıyla yurt dısında tesisatcı olarak calısma imkanın da var onu da bir arastır derim. yasını dert etme, daha gencsin.


  • s0phiesw0rld  (26.07.19 09:51:24) 
Çok saçma bir fikir. Muhtemelen şu an 20-23 yaşlarındasın. 40 yıl tesisatçılık yapma ve kazancının değişmemesi işi sana mantıklı geliyorsa bilemem. ben ilk cevaptaki arkadaşın tariflediği "5/6 yıldır sanat tarihi gibi saçma salak bölüm okuyan" biri de değilim. mühendisim. 8 yıldır otomotiv sektöründe çalışıyorum. Açıkçası bazen nefret ediyorum bu işten. Kazancım sınırlı (yine de terfi vs. alınca artış imkanı oluyor. şu an 10k civarı kazanıyorum, yaşım 30, müdür değilim). Ama tesisatçılık, operatörlük vb. gibi operasyonel işlerde çalışmayı asla istemem. Her gün rutin aynı şeyleri 50 yıl boyunca yapmak bana hiç de çekici gelmiyor açıkçası.

İş hayatında hırsları, büyük idealleri olan biri değilim. Hatta şu an kazandığım parayı bana havadan verseler asla çalışmam. Ama yaptığım işin zevkli tarafları da oldukça fazla. Yurtdışında çıkıyorum sürekli iş için. Cebimden 5 kuruş para çıkmıyor bu seyahatler için mesela. Tamam uzun uzun tatil yapamıyorum belki bu seyahatler sırasında ama seviyorum yine de. Yabancı insanlarla tanışmak, birlikte güzel bir akşam yemeği yemek vs. bunlar tesisatçı olunca yapılabilecek şeyler değil. Kusura bakma.

Okumanın abartıldığını düşünmen normal. Çünkü iş hayatını görmedin. Okumamış olanlarla bir konuş bence istersen.
  • himmet dayi  (26.07.19 10:00:00 ~ 10:03:52) 
kuaförlüğü düşün derim.
Ha ben okulu bırakmazdım orası ayrı.

  • liberal  (26.07.19 10:00:01) 
yasin coktan gecti ama cirak olarak bir yere gir, 6 ay calis bakalim.
6 ay sonra ayni fikirdeysen tam gaz devam.

  • rm  (26.07.19 10:04:25) 
baskan bi bolumunu bitir de ne yaparsan yap.ben de insaatciyim. yakin sayiliriz. sektor durumunu biliyorum. herkesin okumasini herkese bunu dayatmalarini yanlis bulmusumdur. herkese doktor ol denilirse orada da issizlik yasanir. herkes ayni yere yonlendirilmez.

evet su an kaynakcilar 5000 tl formenler 4000 tl falan aliyor. en azindan is oldugu zaman.
senin dedigin isi biz insaatta mekanik diye yapiyoruz. sen mimar olacaksin kismetse isinde bu zaten olacak.
o isin icinde olacaksin zaten. sen diplomani alirsan o para diye dusundugun seyin iki katini kazanirsin hatta 3 katini. kesinlikle birakma hocam. ke sin lik le. evet benimle yasit olup liseden sonra mezun olan calisan arkadaslar su an araba ev sahibi cocugu vs var ama, bu isler boyle dumduz dusunulmuyor.

sana suser tavsiyesi para calisarak kazanilmaz hocam. ben bunu cok aci tecrubelerle ogrendim. 5 sene esek gibi calistim esek gibi. pazar gunleri dahil yilbasi dahil. sabah sekiz aksam 10-11, sadece ramazan ve kurban bayraminda calismadim
para kazandim ama sonra benden olmayan bir sebeple tum para ucup gitti. calisicam para kazanacam degil o olay.
bizde ustalar var bilgileri muhendislerden de fazla. sadece diplomasi yok diye daha az kazanip milletten emir aliyor.
sen ustalik isini sevebilirsin ben de severim. ama diplomali usta bambaska oluyor diyim.
diplomasiz olmaz hocam. ol maz. diplomani al da sonra ne istersen yap. 6 ay falan da surmez. sana yaptiracagi sey pprc dosemek sprink atmak havalandirma kanali yapmak genlesme tanki kaynak geberit montasi musluk klozet. bunlar icin 6 aya gerek yok. 5 yilda 11 tane hastane yaptim anahtar teslim. simdi elimde usta da muhendis de olmasin, tek basima mekanik isini kimseye tasere etmeden yaparim. ki son santiyemi kendim yaptim batinca. hastanenin mekanigi zordur oyle yapsatlardakine benzemez.
ustalik yapabilirsin sorumluluk yap istedigin zaman ise gitmezsin istedigin zaman istedigin yerde calisirsin kafan eserse cikmazsin sorumluluk yok. dogrudur ama bunu diplomali sekilde yapman senin faydana.
ha para kazanman icin diplomana da gerek yok. sadece dil bilerek 7000 8000 alanlar var diplomasi olmayip program bildigi icin ama senin kazanmis oldugun bir sey var kaybetme. okulunu birakma ustaliga da giris. hem paran olur hem santiye tecruben sonra kendi yerini acarsin. projeni de cizersin. cevren de olur.
ben santiyede is yetismeyecegi zaman kalip cakiyorum demir de baglarim. genelde betonu da ben dokerim. duyurudan bazilari beni tanir bilirler yaparim da. operator olmayinca kulevinc kullanirim, jcb kullaniyorum, tira cikarim hepsinin belgesini aldim altindan da kalkiyorum, ama hepsi hobi gibi. diplomandan vazgecme. ustaliga da yonel derim. ama okulu birakma.

edit: demeyeyim demeyeyim diyorum da yapamıyorum. ben başlığı ilk okuduğumda mesela troll falan sanmıştım. arkadaşlar siz divane misiniz adama ciddi ciddi okulu bırak ustalık yap diyorsunuz. sizi mahkemeye veririm bak taksirle adamın hayatını karartmaktan. :P. arkadaş belli ki vizyon sahibi değil. küçük düşünen bi kardeşimiz. okul bırakmak nedir. bunu ailesine nasıl diyecek. derken hastane önünde falan söyle bari çünkü sıkıntı yaşanabilir.
o ki 4000 5000 e hatta ne bileyim 3000 e fitsin. sen 15000 e girmiş insansın. okuldan ayrıl. gir abicim kpss'ye lise mezunlarının girdiği kpss vardı benim zamanımda. sen oradan ilk 1000'e çok rahat girersin 15000 e girmiş birisi olarak. giremezsen gel suratıma tükür. cumartesi pazarın tatil oh yeşil pasaportun var. sabah sekiz akşam 5.
usta olacam ne yav. abi tuvalet taşı yapıyorsun orada başka çalışan kara kuru eleman ne konuştuğu belli değil. senin yaptığın tuvaletten çıkıyor ana bitmemiş tuvalete sıçmış. onu sen temizliyorsun. hadi ben dokunmam dedin.
şantiyelerde çalışacaksan başka işçilerle kalacan kimi horluyor kiminin ayağı kokuyor. ortam leş yemekler leş.

gir kpss'ye hatta ikinci sınıfta iken de kpss;'ye giriliyordu galiba. gir. oradan da mimarlığı bitirirsin geçersin mimarlık kadrosuna. ya da tapu bölümü var açık var. 70 alan giriyordu. böyle basit şeyler varken yaşın gençken usta olacam okulu bırakcem ben. nedir allah aşkına.

benim arkadaşım kimya müh okurken gitti dediğim kpssye girdi lise mezunu için olanlara. sonra memur oldu. oradan kimyayı bitirdi. kurumlar arası geçiş falan derken bir de yüksek patlattı şimdi 7000 alıyor. haftada 4 gün de işe gitmiyor. senin bunları araştırman lazım.
işe yaramak falan. bi sen mi düşüneceksin bunu. kalemi masadan aşağı düşünce eğilip almak yerine yenisi sipariş eden memurlar var. bu düşünce geride kaldı. mimar ol bakalım bi. bi firma kur. taşeron ol. 150 kişiyi çalıştır. insanlara ekmek kapısı aç. her birisi 3 kişi olsa aileden. 450 kişi ekmek yer senden. bundan büyük mutluluk mu var.
ben de işe başlarken cebimde cebimizde 1 kuruş yoktu bir kuruş. anamızdan babamızdan destek göremedik onlar da bitmişti çünkü.
çok çalıştık güzel paralar kazandık ha kaybettik battık. batabiliriz. insanlar sanıyor mu ki, bir daha kazanamayacağz o paraları. yooo yine kazanacağız.

bunları yaparken çok iyi insanlar tanıyorsun. güzel yerlere gidiyorsun. usta iken olabileceğin sosyal ortam belli. sen belirli seviyeye gelmişsin görmüşsün. ustalarla işçilerle yapamazsın,ya ben 2.5 litrelik pet şişe içine sıçan usta gordum. okulu bırakacam diyorsun.
kimle evleneceksin allah aşkına köyünden kız mı bulacaksın. seni tatmin edecek mi?

çok ustalığa meraksan ben seni bizim arkadaşların şantiyeyesinden bir tanesine yollayayım akşama kadar 300'lük yangın borularını taşı da aklın başına gelir.

sakın kardeşim sakın, öyle okulu bırakacağım usta olacağım falan. onlar öngörüsüz işler allah daş eder adamı daaaş.

dediğim şeyleri kovala kontenjanlara bak. ilk 1000'e girip de atanamam diye korkma torpile gerek yok.

yıkarlar valla orayı. ekşide başlık düşünsene ilk 1000 e girip atanamayan diye. sonrasında olanları düşün. örnekleri var çünkü.

bitir okulu pilot ol. bitir okulu isg uzmanı ol. deli gibi iş var hocam. program bil dil bil yeter.

senin kafan acayip dağılmış umitsizsın suç sende değil ama sistemde gençliği böyle böyle bitirdiler.

aman hocam aman. okulu bıraktım usta oldum falan. aman diyim aman. gelirim ıslak odunla dalarım sana :) lulukinin annesi babası bak oğlunuz böyle diyor diye şikayet ederim seni.

millet o diplomayı almak için ilkokuldan beri para ve zaman harcıyor, özel üniversitelere gidiyor 100 150 bin harcıyor bizimki istemiyorum diyor.
  • dionisis  (26.07.19 10:15:50 ~ 13:06:13) 
Bence başka bir bölüm için tekrar uğraşın.

İtü mimarlığa giren insan kafası çalışan insandır ilk 15 bindeyim demişsiniz de. Yani isterseniz topluma faydalı bir alanda en azından üretecek bir şeyler yapsanız?

Tesisat sizi nasıl mutlu edebilir ki onu kapasitesi daha sınırlı insanlar da yapabilir en azından. Siz fayans döşerken nasıl bir işe yaradığınızı düşüneceksiniz? Sırf bir işle meşgul olmak mı yoksa bir işe yaradığınızı düşünmek mi istiyorsunuz. Mesela ben de muhasebe yapıyorum patrona sorsan onun çok işine yarıyorum ya da diğer müşterilere sorsam öyle ama bu kadar. düzene hizmet sadece bu da beni her gün yiyip bitiriyor neden daha işe yarar bir şeyler yapmadım diye.
  • Kediyi üzdün  (26.07.19 10:45:14) 
İdris usta'nın abdde çim biçme işinden kazandığı parayı duyunca böyle düşünmüştüm ben de, o gemide çalışırken denize atlayıp yüzerek Amerikaya gidip yıllarca kaçak yaşayıp çim biçtikten sonra vatandaş olmuş birisi.
Kaçak veya legal, tesisat gibi bi iş yapacaksanız İdris ustanın yolundan gidin

  • owaki  (26.07.19 11:01:39) 
Avrupada amerikada olsan eyvallah da bu kadar simif farki olan bir ulkede cevreyle iletisim anlaminda ciddi sikinti yasayacagin bir is olur. Faydali olmak istiyorsan, İngilizcen iyidir diye tahmin ediyorum stklara gir once gonullu, sonra o ise dair raporlama, planlama ogren hem para kazanirsin hem de gercekten ise yararsin.
Bi de tabii su an tatildeyiz 2-3 ay söylediğin isi dene sonra karar ver, seversen ne ala.

  • red g  (26.07.19 11:10:37) 
Yukardakilerin gazına gelme, okulu falan bırakma, pişman olursun, geri dönmek istersin 40 yaşında af çıkar, senden 20 yaş küçüklerle daha azalmış hafızan ve öğrenme yeteneğinle sınıf geçmeye çalışırsın.
Türkiye'de işsizlik var doğru, lakin diploman yoksa da bir hiçsin. Aşağılanırsın, pişman olursun. O diplomayı al eline. Majör dillerden bir ikisini öğren. Mesleğinle ilgili programlara hakim ol. Bir şekilde yolunu bulursun.
Diğer bahsettiğin şeyler tükenmişlik sendromu, depresyon gibi psikolojik durumlara benziyor. İşe yarama isteği ne demek? İşe yarıyorsun şu an öğrenci olarak zaten. Mezun olunca daha da yarayacaksın.
Senin yerinde olmak isteyip olamayan milyon kişi var.
  • Trene çelme atan adam  (26.07.19 12:01:04) 
yazdıklarımı sildim. diyeceğim şeylerin özü aslında şu: "ne de olsa atanamam" ya da "ders çalışmak bana göre değil" diye okumaktan vazgeçme. sadece "parası bol" diye bir işe de girme. sadece şu anda zorlanmamayı, sadece dersleri düşünme.

asıl sorun, senin ne istediğin. ne olmak istiyorsun? tamirci olmak isteyip ailesi tarafından zorla okutulan bir arkadaşım vardı. balerin olmak isteyeni memur yapamazsın. ama memur kafasını da alıp sanatçı yapamazsın. "memur kafası" tanımı bende hakaret değil. düzgün iş ve düzgün gelir istemek, iş yerinde sürprizlere açık olmamak kötü bir şey değil.

insan istediği amaç uğruna dünyanın en kazık derslerine de girer. o derslerin zorluğunu geç. çok mu para kazanacakmışsın, onu da geç. enes batur kazandıklarını sayamıyor. işe yaramak duygunu da 4 yıl erteleyemeyecek kadar yoğun mu yaşıyorsun, bu senin bileceğin iş.

şahsen ben eğer apartman görevlisi olmak isteseydim, işten anında istifa eder, gider başvuru yapardım. para her zaman kazanılır. okurken bir yandan sokak çocukları için karton toplarsın, işe yine yaranılır. birkaç seneyi değil, hayatını düşün. genel karar ver bence. sevgiler.
  • lovemyself  (26.07.19 13:38:46) 
okulların açılmasına 2 ay var, bir ustanın yanında çalış öyle karar ver
elin yatkın mı öğrenmiş olursun

  • bir soru sorcam  (26.07.19 14:25:13) 
Sevdiğin işi bulmak çok zor. Çalışanların çoğu mutsuz. Sokakta 5 kişiyi çevir, 4'ü yapmadıklarına pişman.
Sen sevebilme ihtimalinin olduğu dair bir şey bulmuşsun. Kesinlikle peşinden gitmelisin bunun.
Ne kaybedersin ki? İleride fikrin değişirse tekrar girersin üniversiteye, yapamayacağın şey mi sanki. Okul okumanın yaşı yok, üstelik daha çok gençsin.
  • anx  (26.07.19 14:36:22) 
insanların okumak, üniversiteye gitmek istemesinin bu kadar eleştirildiği ve hor görüldüğü başka bir ülke yoktur sanırım. evet sistem bozuk, çoğu okul işsizliği erteliyor ve çoğu öğrenci bomboş teneke olarak derse gidip geliyor ama itü mimarlık okuyan adama bari bunu demeyin. ülkedeki herkes otobüs şoförü, çöpçü, tesisatçı mı olsun? diplomanın, üniversite eğitiminin hâlâ işe yaradığı ve hatta gerekli olduğu bir sürü alan var.

inanamıyorum şurada okuduklarıma. "okumak boş" diyen adamlar hayatlarında ne başarmış, ne yapmış da nereye gelmiş, bunları da göz önünde bulundurmanı öneririm. ben çok görüyorum çünkü. kendisi iki üniversite bitirmiş, iyi şirkette iş bulmuş, adam internette soranlara "okuyup napcaksınız" diyor. haydaa.

bir de öyle anlatıyorlar ki sanki türkiye'de işçi hakları çok iyi, meslek okulları muazzam kaliteli, üniversiteye gitmeyip de fayans döşemeyi öğrenen adam bir eli yağda bir eli balda çalışıyor. tamam belki senden daha fazla para kazanıyordur da sabahtan akşama bokun püsürün içinde fiziksel güç kullanarak iş yapıyor adam. omzu sakatlansa, bi' şey olsa belki işsiz kalacak.

insan okurken kendini gerçekten çok boş hissediyor, "hiçbi halta yaramıyorum, keşke iş bilsem" diyor ama baktığın zaman fayans döşeyen adamın olayı da fayans döşemek abi. okulu bitirince sen de iş bulacaksın zaten, alanınla alakalı ya da alakasız... çok ekstrem durumlar dışında hiçbirimiz özel değiliz. herkesin işini bir başkası öğrenebilir ve yapabilir. senin sorunun bence psikolojik bu açıdan. bölümü sevmiyorsun ya da. öyleyse bölüm değiştirmeyi düşün mesela, niye okumaktan vazgeçiyorsun tamamen?

kaldı ki burada şimdi sikik kapitalist hikayeleri anlatmak istemiyorum ama fayans döşeyen adamın başka bir şey yapması belli bir yaştan sonra çok zorlaşır. okumuş adamın sektör değiştirme ya da çalıştığı yerde terfi alma/başka alanlara kayma açısından şansı daha fazladır.

şu an otobüs şoförüne özeniyorsun, ki seni çok iyi anlıyorum ben de özendiğim için ama bundan 6 sene sonra sen itü mezunu çatır çatır iş yapan bir mimar olabilir veya belki bağlantıların/cv'n sayesinde oradan tırıs tırıs başka alanlara kayabilirsin. otobüs şoförü adam ne yapacak? 42 yaşında "ulan sıkıldım ben, her allahın günü direksiyon sallıyorum" dese ne yapabilecek? sektör değiştirip savaş pilotu mu olacak adam?

kaldı ki bu kadar faydasız hissediyorsan okurken çalışıp paranı kazanabilirsin. 20 dersin 6'sını verdim diyorsun. çalışsan daha kötü olmazdı bence. garsonluk yap, başka bi' şey yap, senin tabirinle "işe yaramış ol", paranı kazan. 3-4 sene sonra da al diplomanı, istiyorsan yine tesisatçı ol.

abi çok tuhaf ya. gerçi neyse bana hava hoş, sanki üniversite okumayan herkes milyoner oluyormuş gibi "okuma ya okuyup ne yapcan" deyip duruyorlar. okumayın da üniversite okumuş olmanın büyüsü geri gelsin hehe.
  • der meister  (26.07.19 14:38:06) 
okulu bırakmadan bir dene istersen sonra geri döneceksin zaten. dondur okulu 1 yıl dene. işin zorluğu değil mevzu ama hamurunda yok. sertifika mertifika demenden belli. bu işler biraz çıraklıktan gelinerek yapılır. o sosyal çevreye bile ait değilsin.

ayrıca işe yaramak istiyorsan git bir mimarlık ofisinde şimdiden çalışmaya başla. 3d modelleme falan yap. işe yararsın. ya da git part time iş bul.

onun dışında belki yanlış bir alandasındır. şu fikre katılıyorum. üniversite okumak zorunda değilsin. alaksız bir alana da yönelebilirsin. ama senin gerekçelerin pek yere sağlam basmıyor.
  • black mamba  (26.07.19 14:53:35) 
Itu mimarlik mezunuyum. Itude fazlasiyla tasarim odakli bir egitim var, su kafa yapisindan cikman gerekli devam etmek icin basta. Kendi adamalisin, cunku seni yontacak baska birine donusturecek, dunyaya daha farkli bakman gerekecek. muhendislik istiyormus da zorla mimarlik yazdirmislar gibi geldi okuyunca. Oyleyse merkezi gecisle muhendislik bolumlerine gecmeyi dusunebilirsin. Tasarim dersleri gereksiz sacma geliyorsa simdiden yap bunu. Muhtemelen 4. yilin sonunda da ayni seyi dusuneceksin. 1. Sinif zahmetlidir alışma sureci gerektirir ve ders programi belirli oldugundan yorucu gecer. Ilk siniflarda ozellikle kasman saglam gitmen gerekir. Sende hic hırs olmadigi icin derslerden kalman normal gorunuyor. Ozellikle herkes projelerde hocayla iletisim gelistirmeye calisir ve ust uste ayni hocadan 4 kez proje alanlari biliyorum, önleri de açık oluyor. Hocalara kendini sevdirmek icin oncelikle hevesli olman gerekiyor. Calismayan veya bir ders de dahi gelmeyen ogrenciye tutum degisiyor. Proje harici derslerle zaten kimse ugrasmadigi icin vermesen de olur ama projeleri vermeye bak. Yeniden hevesle baslayip kaldigin dersleri ver, her donem kaldirabilecegin kadar ders al. 8-9 ders alip 2sinden kalmaktan iyidir. Bolume genelde hevesli insanlar geliyor, taskisla hevesi, mimarligi bilmeyenler icin mimarlık hevesi. Kampüs icinde kal. Arkadasliklar kur, okul hayati boyunca okuldan arkadaslarinla sosyallesecek ve sorunlarini paylasacaksin. Projeler haric tek basina okumaya calisma surekli birlikte calisacak birilerini bulmaya calis, dersler konusunda iletisimde kal. Isini kolaylastir. Zaten yipratici bir surec, kolaylastirmadan ders gecilmiyor.

Boyle dusunmenin tek sebebinin istediğin kadar basarili olmaman oldugunu dusunuyorum. Su anda piyasa cok kotu ama ben baslarken iyiydi, bitirdim isim yok. Staj donemimde kotulesmisti, tek kisilik calisani olan ofisteydim, sonra duzeldi. Yine bu hale geldi. Bu durgunluk uzun surecek gibi gorunuyor ama sen mezun olana kadar duzelir, dusunmen gereken bu degil. Onceligini belirle, calismak istiyosan calis bir yandan. Ama bu kadar kolay vazgecme daha yolun basindasin. Bırakıp calisan ve basarili olan arkadaslarim da oldu ama senelerce kalip gercekten yapamayanlar ve bunlar da tesisatci olmak icin birakmadilar. Yillar sonra geri dönen olan arkadaslarim oldu, cok pisman olduklarını soylediler. Kolay degil ama derste kalabildigin surece en kotu projeyle de gecebilirsin derslerinden. Oteki derslerden gecmek de 1 gece calismaya bakar.

Tesisatcilik icin meslek lisesinde okuyup universiteye hazirlanmayabilirdin. Buraya kadar da azimsanmayacak emeklerin var. Senin yaptigindan azini yapip da seni kucumseyecek insanlarla muhatap olmaktansa devam etmen veya kendine uygun bir bolum bulman daha mantikli. Oyle ortamlara ve insanlara dayanamazsin muhtemelen.
  • cilekesgargi  (26.07.19 16:21:18 ~ 16:33:41) 
Tesisatciligi bilemiyorum ama isletme mezunuyum,bankada gun geciriyorum. Sektor nankor. Yani bana mantikli geliyor dedigin sey dahasi aptal bir ekrana bakip durmassin.. genc olsam alternatif seceneklere daha acik olurdum ama mumkunse okulunu da bitir, canin isterse o isi yaparsin...


  • chezsoi  (26.07.19 16:57:08) 
o sektördeki insanlarla anlaşamazsın büyük ihtimalle. Ama iyi para kazanırsın evet. Madem böyle radikal bir şey yapacaksın, daha radikalini yap bu işi öğrenip Kanada'ya vb. bu tür çalışan arayan ülkeye git. Onlar da tesisatçı, marangoz vs. arıyor ve hayvan gibi para ödüyorlardı bildiğim kadarıyla.


  • nhk ni youkosu  (26.07.19 17:00:53) 
bırak diyenler itü mimarlığı kazanamayacak ve seni kıskanan kişiler bence. internette çok rastladım bu tiplere, şaşırıyorum. sözlükte bir başlık var mesela, e5'te eds yok, hiç ceza almıyorsunuz basın gaza diyor adam. olmaz olur mu? keyif alıyorlar, umursamıyorlar. trollük. çok var örneği. burada sana bırak diyor hatta direkt ilişiğini kes diyor bak dondur, dene, olmazsa dönersin demiyor. ilişiğini kes, akıllı adam olmuşsun sen, olgunlaşmışsın diyor. asla dinleme. senin aldığın kararları üstlenmeyecek ki bu adam. 10 yıl sonra kafanı duvarlara vururken o sana verdiği bu tavsiyeyi hatırlamayacak bile, tavsiye aldığın, sözüyle hayatını şekillendireceğin insanın kim olduğunu bilmiyorsun bile. yazıyor geçiyor "bırak". ne bırakması ya? türkiye burası! abd, kanada değil.

al diplomanı, sonra denersin. diplomalı da tesisatçı olabilirsin ama diplomasız tersini yapamazsın. seçeneklerini açık tut. sık dişini, derslerini geç.
  • deartheodosia  (26.07.19 17:25:43) 
Ayrıca diğer konu,
İtü mimarlıktasın, anadolunun ücra bir köşesindeki tabela üniversitesinde değilsin. Öyle olsa da okulu bitir derdim ama şu an daha da diyorum bitir diye.

  • Trene çelme atan adam  (26.07.19 17:36:42) 
Eğer okuduğunuz bölümü sevmiyorsanız, bunun da ötesinde çoğu dersten kalıyorsanız,o bölümü olabildiğince hızlı bir şekilde bırakın. Kaybettiğiniz her yıl zarar. Fakat eğer içinizde o bölümü bitirebilme enerjisi bulabiliyorsanız,derslerinizde ite kaka da olsa başarılı olup bölümü bitirebilecekseniz zorlayıp bitirmeyi de deneyebilirsiniz. Ama notlarınız facia ise, devamsızlıklarınız had safhada ise kesinlikle ama kesinlikle bırakın.

Fakat, kesinliklikle bir üniversite diplomanız olsun. Ülkede malesef ön yargıları aşamazsınız, gidin iş imkanı olmayan bir alan da olsa, sevdiğiniz bir bölümde okuyun, bir yandan da çalışırsınız. Sevdiğiniz bir bölüm olduğu için kısmen keyifle okur, kafanıza göre insanlarla tanışırsınız. Sevmediğiniz ve başarısız olduğunuz bir üniversite hayatının ömrünüzü yemesine izin vermeyin.
  • kitap gibi sessiz  (26.07.19 17:42:37) 
[]

Blog açarken para ödemek zorunda mıyız?

Merhaba Arkadaşlar

Bu aralar kocaman bir boşluktayım. Bu boşluğu ufak bir ümit de olsa blog yazarak değerlendirmek istiyorum.

Blog yazarak para kazanma olayına göz atmak istedim aşırı kaynak var. Ama onca yazıdan kafam daha çok karışıyor.

Ben basit ücretsiz bir WordPress sayfasıyla adsense olayına girerek para kazanamaz mıyım? (atıyorum konu tuttu diyelim)

Neden ısrarla hiç anlamadığım hosting-domain işine girmek zorundayım. Zaten o olaydan anlamadığım için işin teknik açısından ortalarda patlama ihtimalim de yüksek.

Bedava WordPress hesabı açmanın para kazanma açısından zararı nedir basit bir şekilde açıklayabilir misiniz?

 
alanadi ve hosting almadan, ucretsiz sayfalarda devam edebilirsiniz, para odemek zorunda degilsiniz. daha profesyonel olacagi icin aliniyor genelde bu hesaplar


  • sweetoffice  (05.12.19 15:05:27) 
Ücretli blog açarsanız google aramalarında üst sıralarda çıkıyor diye biliyorum.


  • komando kani var bende  (05.12.19 15:21:58) 
sitenin ücretli veya ücretsiz olması para kazanmak konusunda büyük fark yaratan etmen değildir, en azından direkt sebep değildir. işin okuyucu tarafında yarattığı imaj konusunda değişkenler mevcuttur.

blogactimbakin.wordpress.com şeklinde bir siteyi pek az kullanıcı adres satırınıa yazıp tekrar inceleyecektir. güzel bir şekilde işlenmiş dahi olsa konu, yalnızca googledan gelen ziyaretçiler tek seferlik bilgiyi alıp ayrılacaklardır. elbette bu her zaman böyle olmak zorunda olmasa da genellikle böyle.

ikinci olarak google konunun tutmasına bağlı bir algoritmayla çalışmıyor. google sitenizin özgünlüğü, ne kadar emek verildiği, ne kadar değer kattığı gibi kriterlerle sitenizi yükseltiyor. burada da domain, tasarım, sunucu yani sizin durumunuzda hostinge bağlı olarak site hızı gibi konular önem kazanıyor. girdiğiniz makalelerin kaç harf olduğu, anahtar kelimeleri nasıl işlediğiniz gibi konular dahi önemli hale geliyor. çünkü milyonlarca site ile rekabet ediyorsunuz. haliyle 50 lira verip domain almış bir site karşısında daha güçsüz bir konumdasınız google'ın gözünde.

şöyle düşünün. bir vücut geliştirme yarışmasına katılacaksınız. 10 tane ödül var. platin, altın, gümüş, bronz, alüminyum, mermer vs şeklinde gidiyor. onbinlerce de yarışmacı var. bu yarışmacıların bir kısmı sabahtan akşama kadar hem deli gibi çalışıyor hem de dinlendikleri sırada bu işten optimum verim alabilmek için kafa patlatıyorlar. "şu hareketi şu şekilde yaparsam buramdaki kas şu harekete göre daha hızlı gelişir" şeklinde yeni yeni yöntemler geliştiriyorlar. siz ise hocanın verdiği standart programa göre çalışıyorsunuz, yemeğinizi pek kısıtlamıyor, "olacağına varır her şey" diyerek normal programınızın üzerine ek bir çaba göstermiyorsunuz çünkü size göre yarışmaya katılmak asıl önemli olan. sizce hanginizin ödül alması daha olası olurdu?

google'ın sistemi de buna benziyor. en fazla emek gösteren, en fazla kafa yoran kazanıyor. daha doğrusu kazanmaya çalışıyor çünkü türkiye'de o kadar da yüksek değil adsense gelirleri.

size tavsiyem para kazanma ümidi ile başlayacaksanız işin bu noktalarını detaylıca öğrenmeniz. domain ve hosting çok basit konular. ikisini de satın aldıktan sonra hosting'in ip adreslerini domain paneline girip birbirine bağlıyorsunuz. hostingde cpanelden wordpress kuruyorsunuz ve büyük oranda bunlarla bir daha ilgilenmek zorunda kalmıyorsunuz. orası işin kolay kısmı. önemli olan ve emek isteyen kısmı ise seo. bunu araştırın.

domain, hosting almaya karar verirseniz sözlükten mesaj atın kurulumunu ben yaparım. 5 dakikalık iş o.
  • kahverengi mont  (05.12.19 15:23:18) 
Şu sorun ki sadece host almak yetmiyor içerik eklemek bir sorun çıkınca web tasarımcı vs aramak eziyet olabilir. Ödemek de..
Hadi para kazansak neyse de kazanamama ihtimalimiz de var :)

  • crysisanthem  (07.12.19 18:17:52) 
[]

Uçaklarda neden paraşüt yok?

Neden yolcular için, uçak kurtulamayacak duruma girdiğinde en azından yolcular ölmesin diye her yolcu için paraşüt ve deniz üstü için can yeleği (bu belki vardır) olsa daha mantıklı değil mi?
Uçakta da maske yerine paraşüt takma ve kullanma eğitimi verilse...

Yazılacak sebeplerden;
-paraşüt kontrolü tecrübe ister: çakılarak ölmektense bir şansı olur
-yüksek irtifadan atlanmaz: uçak alçalınca atlanır.
-panik ve diğer durumlarda iyi bir plan değil: yangın durumu için de aynı şartlar mevcut
-o kadar yolcunun atlayabileceği süre sağlanamaz oluşan panik yüzünden: yolcuları aşağı iterek panik halini çözerler:)

 
Yüksek irtifada kabin basıncı sorunu var, alçak irtifaya gelince de işler 2-3 dakika içinde nihayete eriyor. O ara kaç kişi atlayacak da kurtulacak? Paraşüt verdiğiniz yolcuları kontrol altına tutamazsınız acil durumlarda bir de, üstesinden gelinecek acil durum faciaya döner. İlk türbülansta millet 9000 metre irtifa demeden kapıya koşar

Can yeleği var bu arada, her yolculuk başında nasıl şişireceğinizi anlatırlar
  • panzerkampfwagen iv  (06.09.20 22:20:46 ~ 22:21:52) 
  • freebird5406_2  (06.09.20 22:21:09) 
uçakta 200 kişi var diyelim.

uçakta bir sorun oldu ve uçak sallandı düşüşe geçti. yolcular durumun farkında.

o 200 kişiyi kontrollü bir şekilde paraşüt giydirip sırası ile uçaktan atabileceğini düşünüyor musun gerçekten?

insanlar valiz bile yerleştiremezken? sadece o panik anında çocuk, yaşlı üç beş kişi gider zaten.

yolcu kısmını konteynır gibi düşünüp sadece ona devasa bir paraşüt koyma fikri var mesela. o olabilir.
  • duyurukullanıcısı  (06.09.20 22:24:08) 
Paraşüt kontrolü tecrübe değil eğitim ister eğitimsiz insan açamaz dahi ve siz uçağa paraşüt koyup “bunu koyuyoruz ama %95iniz kullanamayacak”. biz koyduk nolur nolmaz diyemezsiniz eğitimini vermek zorundasınız.

Ayrıca atlayış için uygun irtifa ve hız gerekli. Adam başı paraşütün oluşturacağı alan ve ağırlığı bahsetmiyorum bile.

Havacılıkta hiç bisey göründüğü kadar kolay değildir.
  • Mcfly  (06.09.20 22:26:03) 
her yolcu için can yeleği var.
uçağın düşmesi anlık bir olay değil bir silsiledir. düşene kadar düşüyoruz diyemezsin yolculara da zaten bu durumu söyleyecek vaktin olmaz.

uçak düşmeye başladığı zaman pilotlar düşüyoruz demez ne oluyor kontrolü kaybettik der olayı çözmek yerine önce stabil uçmaya çalışırlar son ana kadar kontolü sağlamaya çalışırlar yolcuya düşüyoruz vs demek akıllarına bile gelmez şanslı iseniz brace for impact diyecek kadar vakti olur ki dedikten sonra da zaten ayağa kalakacak kadar vaktin bile olmaz.
  • basond  (06.09.20 22:27:27) 
öncelikle olasılıktan dolayı, düşme ihtimali çok düşük, düşenlerin de bir kısmını pilot suya veya ormana indirebiliyor.

Böyle küçük olasılık için her uçağa paraşüt koymak aşırı maliyet, ayrıca çok küçük azınlık harici kimse takıp atlayacak vakti bulamaz.
  • nhk ni youkosu  (06.09.20 23:12:05) 
uçağı yerde bile 200 kişiyi tahliye etmek ciddi bir zaman alırken havada dakikada 3-4 bin hatta daha fazla irtifa kaybeden, spine giren, anormal bir posizyona giren bir uçakta bu şekilde tahliye imkansız olur. Ayrıca herkesi arka kapılardan paraşütle atmanız gerekirki, ön kapıdan veya orta kapıdan paraşütle atlayanlar motorlardan dolayı kızaracaklardır. zaten atlamayı bilmeyenler uçağın herhangi bir uzuvuna çarpıp ölecektir. birbirlerini ezeceklerdir, uçağın içinde paraşütü açan fln olacaktır. tam bir kaos ortamı.

diğer bir konu yolcu uçakları maksimum 38-40 bin ile en az 18 bin feet yükseklikten uçarlar. 10 bin feet üzerinde dışarda oksijen desteği olmadan bir insan yaşayamaz. 10 bin feet altında atlamaları lazım.

2 kişilik eğitim uçaklarında bile paraşüt bulunmaz. sadece bazı ultralight uçaklarda kuyruk bölümünde paraşüt bulunur. motorunu kaybedince paraşütü açıp güvenlice indirir. Adı üzerinde zaten. ultralight. 10 bin üzerine çıkamaz, max 300-500 kg olan tek motorlu hava aracıdır.

bunun dışında ekstra maliyet, ekstra yük birde bunlar var.
  • morcivert  (07.09.20 09:59:47 ~ 10:00:19) 
[]

Oto Ekspertiz Hatası Yaşasanız

Selamlar. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Araçta sorun olmadığını tesbit ettim ancak, olsaydı bu gibi durumlarda öfke kontrolü yapamayan biri olarak başıma iş alabilirdim. Siz nasıl davranırdınız bunu merak ediyorum. Öfke kontrolü gerektiren durumlarda önceden insanların davranışlarını kafamda canlandırarak kontrol sağlamak amacıyla soruyorum bu soruyu. (en alttaki editi okuyunuz)

Şu an başta gerçek olarak yaşanmış fakat çözülmüş olayı çözülmemiş bir senaryo ile devam edelim:


Geçen sene eşime otomatik, uygun fiyatlı bir araba bakacaktım. Bir tane toyota yaris buldum. Satıcının dediğine göre komple boyalı (ön direkler dahil), 4-5 parça da değişen var. Motor, şanzıman kusursuz (gerçekten de öyle; zaten aradığım da buydu).

Tavanda da boya olması dolayısıyla zaten uygun fiyat yazılmış olan bu aracı, daha da uygun fiyata almayı düşündüm. Şase vb. yerlerde sorujn var mı diye ekspertize sokacağım dedim. Satıcı istediğim yerde sokalım dedi. Gün içinde de araba alma işini bitirmek istiyordum. Biraz acelem de vardı. Satıcıyla yola çıktık. İstediğim yere doğru gidiyorduk. "Abi yetişsin istiyorsan ta Avrupa yakasına geçmeyelim. Bu bölge e5 üzerinde ekspertizcilerle dolu. Gir istediğine yaptıralım" dedi. Oradan buradan dönerken bak burada ben daha önce birkaç defa yaptırdım. "İstiyorsan buraya girelim fiyatları da makul oluyor, sen bilirsin" dedi.

Girdik, yaptırdık. Araç satıcının dediği gibi çıktı. Bir sene bindik. Araba o kadar sorunsuz ki. Neyse aracı malum siteye bile değil whatsapp durumumuzda satılık olarak paylaştık. Yakın sayılabilecek arkadaşlarımızdan biri hemen alıyorum dedi. Sabah buluştuk. O da ileride satarken elimde evrak olsun, ekspertize sokayım dedi. Aracı bir soktuk eskpertize tavan değişmiş çıktı. O esnada ben yoktum. Eşimin arkadaşı olduğu için beraber gidebilirsiniz demiştim. Neyse eşim itiraz vs. edememiş. Arabayı satma, al gel. Ben çözerim bu işi dedim.

Ertesi gün kendi ekspertizcime gittim. Sert bir giriş yaptım. Başta onlar da sert karşılık verecekken bir sebepten dolayı benden çekinerek hemen ağam paşam durumuna geçtiler. Dedim siz organize misiniz? Bana satan elemana da gideceğim buradan. Benim canım yanarsa çok canlar yanacak diye.

Anlattılar, abi birinden alınacak 3-5 kuruş avanta için 20-30 bayisi olan kurumsal bir şirketi hangi yakın arkaba, arkadaş için riske atarız? En fazla şu olmuştur, sonuçta maaşlı eleman. Aklı bu işe kaydıysa tesbit edelim tüm değer kaybını karşılatalım. Eski sahibini aradım. Abi eksperde çıkacağını bile bile neden gizleyeyim. Ben de bilmiyordum. Öyle olsa, eksper benim tanıdığım olsa tavandaki boyayı da saklardım. Eksper hatası bu dedi.

Eksper inceleme yaptı. Elemanla satıcının arasında herhangi bir iz bulamıyoruz. Kameradan incelediğimiz kadarıyla eleman yorgunluk, bezginlik yahut herhangi bir başka sebepten çok dikkatli incelememiş arabayı. Vermemiz gereken hizmeti verememişiz. Biz ekspertiz ücretini size iade edelim. Zaten zaman eski zaman değil. Araba fiyatları uçtu. 30'a aldığınız araba şu an bu haliyle 60 bin lira. En fazla kardan zararınız olur ama sinir harbi yaşamayın. Bize kalsa size güveniyoruz. Kardan ettiğiniz zararı da verelim ama siz güvenilirsiniz de, bu yolu bir açarsak bu işten bile para kazanmaya çalışacakların önünü açmış oluruz. Bizden hata kollayıp gelip para koparmaya çalışandan tutun, bize getirdiğinde hatasız olup, kendi hasar yaptığında bu zaten vardı, siz görmediniz diyenlere kapı aralamış oluruz. Şirket olarak bunun önüne geçmek için mahkeme yoluna sevk etmek zorundayız sizi. Mahkeme de üzerinden 1 sene geçtiği için bizim kaygılarımızı taşıyacak. Bu tavanın sizde değişmediğini ispatlamanızı isteyecek. Tüm maddi zararınızı karşılamak istiyoruz ama başkalarının suistimaline yol da açamayız dediler ve eskpertiz ücretini iade ettiler.

Neyse ben emin olamadım. Başka yerlere gösterdim tavan değişmemiş. Fakat değişmiş olsaydı ve ben şu an 60 bine satacağım arabayı mecburen 40-50 bine satsaydım kardan zararım olacaktı. İstesem kendimi ve ailemi riske atıp pislikleşebilir, hem ekspertiz şirketini hem eski satıcıyı bir şekilde kardan zararımı tazmin edecek notkaya getirebilirdim. Ama çoluk çocuk sahibi insanız ve 3-5 kuruş için mafyacılık oynamak işime gelmezdi. Ama kardan zarar da olsa sebepsiz bu zararı da sindiremezdim. Yani yeni alacağım arabaya 10-20 bin daha cebimden az para çıkma imkanını elimden almış olacaklardı. (Hatta paranın değerini düşünürsek kardan zarar bile değil. Direkt zarar...)

Siz olsanız ne yapardınız böyle bir durumda?


Edit:daha önce açtığım duyuruda senaryo gereği yazdığım şeyler yanlış anlaşılabileceği için bazı kısımlaro düzelterek tekrar açmam icap etti duyuruyu.

 
1. kendi seçmediğim yere gitmem.
2. satıcının dediği yere hiç gitmem.
3. kendi seçtiğim exper ile sorun olursa ve kesme tavanı anlamadı ise onu üzebilrim :) ama daha gizli bir kusur için daha ılıman olabilirim.
4. bence o tavan değişmiştir.
  • helenart  (16.10.20 09:55:05) 
memlekette güvenilecek adam kalmadı arkadaş yaa.şaka gibi.uzman bilirkişi diye gidiyorsun onlar bile yalan söylüyor.kazandıkları kuruş haram zıkkım olsun.


  • since1907  (16.10.20 10:14:37) 
1. eğer aldığınız aracın sahibi ilk sahibi ise ve el değiştirmemişse
2. ilan vermiş ve ilan içinde tavan veya hangi hasarsa işte onunla ilgili bilgi vermemişse

dava açardım

yoksa, mesela aracın ikinci sahibi ise, ben de böyle aldım der ve belki de gerçekten öyle almıştır, hasardan haberi yoktur bilemezsiniz ki. veya ilan vb. mahkemede delil olarak sunulacak bir belge yoksa, "ben tavan değiştir demiştim, öyle kabul etti" der ve olay biter.
  • malheiros  (16.10.20 10:46:12 ~ 10:47:20) 
1) Ekspertize çok anlam yüklüyorsun, o kadar profesyonel değiller, gözden kaçan çok noktaları oluyor, hukuk da tamamen onların yanında. Ben ekspertiz şirketinin yerinde olsam aradan 1 sene geçmiş kardeş, tavanı senin değiştirmediğin ne malum derdim.
2) İkinci el araç almanın riskleri bunlar. Bunun hiç bir garantisi yok maalesef. Ekspertizde asgari ücretle çalışan çocuklar bu işi nasıl hakkıyla çözebilirler.
3) Öfke kontrolü başına kötü şeyler gelmemiş insanlar içindir. Kendinizin ve ailenizin başına gerçekten bir şeyler getirecek şeyleri bi kere deneseniz, öfkenizi çok güzel kontrol edebilecek noktaya gelirsiniz diye düşünüyorum allah korusun.
  • roket adam  (16.10.20 13:04:00 ~ 13:06:16) 
eksperden önce tanıdığım kaportacıya daha sonrada motor kontrolü için tanıdığım yere giderim. eğer bunlar yoksa tabi ki ekspere giderim.

@roket adam +1 2. el her zaman risktir.
  • mikahakkinen  (16.10.20 15:03:48) 
[]

Paranın Payoneer'de durmasının bir sakıncası var mı?

Durdukça yapılan bir kesinti vesaire var mı mesela? Ya da aklıma gelmeyen başka bir dezavantaj?




 
Bilmiyorum kanka. Benim de 1 yılı aşkın süredir 500 dolara yakın para var. Hiç kesinti görmedim.


  • allah yazdiysa bozsun  (18.02.21 21:44:16) 
kesinti duymadım hiç çünkü hesaptan para çekerken komisyon kesiyor, ayrıca paranın orada durması günlük faiz vb gibi işlemler için de işlerine gelir.

dezavantaj paypal gibi aniden yasaklanırsa o olur, onda da zaten 1 sefere mahsus para çekmeye izin verirler paypal gibi.
  • killerbee  (18.02.21 22:57:11) 
şu var (12 ay hiçbir işlem yoksa fee kesiyor. Ama sana para yatmasını da işlem sayıyordur mesela herhalde)

"Annual account fee
If your account is active, you’ll never pay this fee.

If you keep your account open for 12 months without making a transaction in your Payoneer account or on your Payoneer card, you’ll be charged a $29.95 fee."

www.payoneer.com
(en altlarda)
  • nhk ni youkosu  (18.02.21 23:39:23) 
[]

Fotoğrafçılıktan para kazanmak için yol gösterir misiniz

Sözlüğe yazdım burada da sormak istedim. Çünkü benim için vakit çok kıymetli. Ne kadar çabuk öğrenirsem o kadar iyi.

Ciddi anlamda bu işten para kazanmak için en az kaç sene gider, nereden başlanır, ne kadar para harcanır vs konularda yol gostermek isteyen olursa tavsiyelerini, deneyimlerini paylaşabilir.

Kısaca kendimden bahsedeyim. Ben artık ciddi anlamda kendime farklı bir yol çizmeyi düşünen 30 yaşlarında, kendi mesleğininin azizliğine ugramış ve bir türlü hayatını bir düzene sokamamış ve bu düzensizlikten artık nefes alacak hali kalmamış biriyim.

Dediğim gibi farklı bir yol çizmek istiyorum. Bu saatten sonra ne yapılır aklıma bir tek fotoğraf geldi. Çünkü hem ilgiliyim hem çok seviyorum. Baktığımızda bir sürü alt dalı var bu fotoğrafçılığın. Düğün, doğum, ürün, yemek, belgesel fotoğrafçılığı ilk aklıma gelenler. Neden bir tanesine karar verip onda geliştirmeyeyim ki kendimi. Tabii ki eminim kolay değildir ama neden olmasın. Amatörce çektiklerimi herkes beğenirdi fakat yalan yok henüz ne adamakıllı temel fotoğraf bilgim var ne adobe photosop bilgim ne baska bi uzmanlik. Profesyonel fotoğrafçılara fotoğraflarımı yorumlatınca aslında birçok hatamın, bilgi eksikliğimin farkına vardım. Ama gelişmek öğrenmek için ne gerekiyorsa elimden geleni yaparım. 5 senem mi gidecek gitsin. Boşa gitse bile sevdigim bi konubi ilgi alanı olduğu için en azından kendimi geliştirdim derim. 10 yilim kpss saçmalığıyla boşa gitti mesela. Elde ne var sifir. Artik kendi meslegime dair ne inancim ne hevesim kaldi. Şimdi oturdum bu hayali kurdum. Ciddi emek vermek istiyorum. Nereden başlanacak nasıl olacak tam bilmesem de adım atmaya hazırım.


Tavsiyesi olanlar (kurs, eğitim veya başka hangi konuda olursa olur) varsa çok memnun olurum.

 
Öncelikle şunu söyleyeyim, artık profesyonel fotoğraf makineleri çok yaygınlaştı. Eline makine olan ahmet photography diye sayfa açıp düğün dernek fotoğrafı işine girdi. Orda fark yaratıp öne çıkmanız için çok ciddi makine/ekipman yatırımı da gerekiyor. Doğum fotoğrafçılığında rekabwt biraz daha düşük olabilir zira erkekler çok tercih edilmiyor bu noktada. Kadınsanız bir adım öne çıkarabilir sizi. İyi bir reklam ve çevre gerek.
Hangi dal olursa olsun çok iyi fotoğraf bilgisi ve photoshop becerisi gerekecek yalnız. Bu ikisinin eğitimi için zaman ve kaynak ayırmanız şart. Online eğitimlerle olacak işler değil pek.

  • cowboy  (01.05.21 11:43:39) 
Artık imza işleri ön plana çıktı. Nasıl bir font'u gördünüzde şu kişinin veya şirketin diyorsanız, çekilen tarzda fotolar bir kişi tarafından görüldüğünde ...'nın demesi gibi olursa bir hatta iki sıfır öndesiniz. Aydın Büyükbaş mıydı, yanılmıyorsam bu adam bükülebilir fotolar çekiyor drone ile. Adam baya ilerletti, firmalardan teklif geliyor. Belirli konular hakkında seriler yapabilirseniz, bu da dikkatleri çeker. Bol bol yarışmalar kovalayın. Bazen firmaların bile fotografcılık yarışmaları oluyor. Stock işlere de girebilirsiniz.


  • evimin paspasi  (01.05.21 12:02:16) 
yazın ben de düğün fotoğrafı çekmek istiyorum. eskiden zordu. çok kaynak yoktu ve makineler pahalıydı. son model makine almana gerek yok. 2500 liraya 5d mark ii alıp çekebilirsin. lightroom kullanmayı öğren. preset kavramını araştır. kurstan ziyade kendin araştırıp öğrenmen daha faydalı olabilir. her alanda geçerli bence bu. aslında doğru insanları takip edip bakış açısı kazanmak çok önemli.

düğün fotoğrafı için 1 ayda kurdu olursun. zaten fotoğrafçıların %90'ı bırak fotoğrafı görsel sanatların temelini bilmiyor. ilker canikligil'in sanat eğitimi ile ilgili bir videosu vardı. orada bahsettiği temel tasarım eğitimini her fotoğrafçı almalı ama millet 2 düğün çekeyim yoluma bakayım derdinde. gerçi insanlar da pek bir şey aramıyor. o yüzden 1 ayda düğün fotoğrafı çekecek noktaya gelirsin. ben bu yüzden uzun vadede çok para kazandırmayacağını düşünüyorum. çünkü 10 yıl önce işini görecek en ucuz makina 5 bin liraydı belki ama o makina şu an 2000-3000 lira. ya da 10 yıl önce video kameralarla bile iyi görüntüler çekilemiyordu şu an iphone 12 ile film çekebilirsin bir noktada. bir de insanlar youtube'tan dolayı da daha çok alıştı bu işlere. işsizlik de tavan zaten. o yüzden daha fazla fotoğrafçı arz edilecek piyasaya ve uzun vadede çok kazandıracağını düşünmüyorum ama şu an bile iyi kazanılıyor sanırım. 1 düğün albümünü 1000 liradan aşağı yapan yok. 10 yıl sonrası için fotoğrafçılık da çok kazandırmayacak bence. o yüzden 10 yıl sonrası için bence fotoğrafçılık dışında da hedefler belirle. ama bir süre daha kazandırır sanırım. hem hobin olur.

haftalık bir program belirle bence. 3 gün 2 saat fotoğraf eğitime ayır mesela. yavaş yavaş geliştir kendini. behance, 500px, deviantart falan takip et.
  • black mamba  (01.05.21 12:24:06) 
Evde her gün denemeler yapmanızı tavsiye ederim. Ürün fotoğrafçılığı, e-ticaret siteleri yükselişte olduğu için tutuluyor. Ancak az para veriyorlar. Buralarda kendinizi geliştirip, sosyal medya için konsept ürün fotoğrafları çekebilirsiniz.

Artık her şey e-ticaret ve sosyal medya, öleceğini düşünmüyorum. Herkes Shopier, Etsy hesabı açıyor, buralarda öne çıkmak için ilgi çekici fotoğraf gerekli.

Bunun için önerilerim:

Light box alın ya da yapın
Işık alın
İyi bir makine alın
Farklı dekorasyon malzemeleri alabilirsiniz, ücretsiz de bulabilirsiniz. Örneğin Tahta bir platform, duvar kağıtları, kuru çiçek, mücevher kutusu gibi...
Sevdiğiniz çok teferruatlı olmayan, basit konsept fotoğrafları taklit edin, en az 6 ay bu şekilde ilerleyin. Benzerini çekebiliyor musunuz görün. Öğrenmenin en iyi yolu taklittir.

www.pinterest.co.uk
Dekorasyon, kıyafet vb markaların Instagram hesaplarını takip edin. Buradaki konsept çalışmaları takip edin. Örn:
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com

Bahsettiğim fotoğrafları çekerek portfolyonuzu oluşturun. Instagram hesabı açarak kendinizi tanıtabilirsiniz. Sosyal medyayi, buradaki ölçüleri öğrenmiş olursunuz.

Evdeki ürünlerle, arkadaşlarınızdan, eskicilerden aldığınız ürünlerle fotoğraf çekebilirsiniz. Arkadaşlarınız modellik yapabilir. Yüzlerinin görünmesine gerek yok.

Kursa gitmek yerine Youtube'dan öğrenebilirsiniz. Dediğim gibi her gün evde olabildiğince vaktinizi ayırın. Lİghtroom ve Photoshopta uzmanlaşın. Bunu kendiniz yapabilirsiniz.

Fotoğraf forumları aktif mi bilmiyorum, Facebook grupları olabilir, burada çektiğiniz fotoğrafları yorumlatabilirsiniz.

Diğer bahsettiğiniz dallar için yine denemeler yapıp sevip sevmediğinize bakmanızı öneririm. Bir yerden başlamak en iyi çözüm. Mehmet Ateş'in yemek fotoğrafları Youtube kanalını tavsiye ederim. Dersler veriyor. www.youtube.com

Minomano, Etsy, Pinterest gibi fotoğrafları da ürün fotoğrafı için tavsiye ederim.

Bilgeiş'ten ücretsiz fotoğraf kursuna katılabilirsiniz.

Kendinizi geliştirdikten sonra stock işine girebilirsiniz. Ayrıca mockup'lar çekip ücretsiz satabilirsiniz, böylece kendinizi tanıtırsınız. Dribble, Behance'a düzenli bakın. Bunları hepsi zamanınızı alacak ve her gün düzenli çalışmanız gerekecek.
  • kaset  (01.05.21 12:30:57 ~ 12:41:26) 
Arkadaşlar hepinize çok tesekkur ederim degerli bilgileriniz tavsiyeleriniz için.


  • pikap  (01.05.21 12:36:03) 
merhaba
kimse yazmamış ama belirli bir alanda uzmanlaşmanızı öneririm.
dizi cenneti ülkemiz için headshot çekimler veya oyuncu fotoğrafçılığı, videographerlığı sizi alır götürür uzun süre.
piyasa şu an tekelde resmen. tekelde derken baya baya tek kişiden bahsediyorum. biraz biraz benzeyenler yine de ekmek yiyor. ama bu alanda özgün yolunuzu bulursanız alır yürürsünüz.
  • rewlack  (01.05.21 13:33:35) 
Fotoğrafçılıkta hala para var. Ama daha ne kadar sure olur bilemem. Onu da sizin orijinalliginiz belirler.

Dugun fotografi bile cekerken orijinal Bir format sizi ayristirir.

Bu arada airbnb uerinden falan da turistlere fotograf turu yaptiranlar var. Ama bunlar gunluk gecici isler.

Moda fotografciligi turkiye gibi tekstilin on planda oldugu bir ulkede cok para kazandiriyor.

Su orneklere bakabilirsiniz





expertphotography.com

akillibutce.com

blog.sellfy.com
  • anten  (01.05.21 17:42:33) 
Bu arada sektoru az bucuk bilen biri olarak, belli kategorlierde yogunlasmak cok onemli.

Mesela her kategorinin fotograf dinamiklri farkli.

Gida fotografciligi cok nis bir alan. Iyi bir food stylist ile ortak olursaniz cok para kazanirsiniz.

Ayni sekilde moda fotografi oyle.

Otomotiv az ama iyi paralarla is getiren bir alan.

Mekan fotografciligi eger guzel isik yapabilirseniz turkiyede a sayida ismin yogunlastigi bir alan.
  • anten  (01.05.21 17:47:11) 
[]

toprağa ekebileceğim en pahalı meyve/sebze hangisidir?

toprağa ekip ürününü alabileceğim en pahalı meyve/sebze hangisidir?




 
İklime göre değişir.
Nereye ekeceğinizi de Söylerseniz ona göre cevaplar gelebilir.

  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (07.06.21 23:10:15) 
Diğer cevaplar gelene kadar, meyve sebze sayılmaz belki ama
safran otu şurada bir dursun.

  • Erva  (07.06.21 23:12:39 ~ 23:13:34) 
@emcekare olmadi einstein olsun bari evin kenarında bomboş bekleyen bir bahçe var. dönüm ne kadar bilmiyorum ama toplam 50 metre uzunluğunda 50 metre genişliğinde çok verimli toprak, istanbul'da.. şimdi bahçeye bişeyler ekmek istiyorum ama ürün pahalı olsun istiyorum hatta çıkan ürünü kendim de kullanmayayım gidip satayım manava/tüccara :)


  • ayseee  (07.06.21 23:29:21) 
şu an karpuz. tanesi 35 tl.


  • mikahakkinen  (07.06.21 23:33:53) 
çok uzun vadede fıstık çamı :)
ama net para kazanmak için arsayı 6-7 parça olacak şekilde şehir bahçesi olarak insanlara kiralayın, eksinler biçsinler. Meraklısı çok.

  • whoosie  (08.06.21 09:00:03) 
[]

Suya Düşen Telefon

Elimizde suya düşmüş ve pirince yatırılmış bir adet telefon var, şimdilik bi yaşam belirtisi yok 3-4 saat oldu, yarına kadar bu şekilde bekleyeceğiz açılırsa açılır, açılmazsa eğer yapacak bir şey var mı acaba düzelmesi için? Teşekkür ederim.




 
En az 2 gün prinçte bekletin 2 günden önce asla şarja takmayın su hasarı alan belki bir iki parça değişecekken şarja taktığınızda ana kartı yakarsınız. En etkili çözüm pirinç.


  • ceann deas  (05.01.22 01:41:19) 
Model ve düştüğü su?


  • excespeace  (07.01.22 01:27:00) 
[]

evlilik...işsizlik.. ne yapacağını bilememek..

uzun yıllardır işsizim ve yine uzun yıllardır süren bir ilişkim var. kız arkadaşım işim olmasa bile evlenelim diyor ancak ben bir türlü kafam rahat olmadığı için bunu öteliyordum. evlensek bile eğer hala iş sorunu olacaksa büyük sıkıntı olacağını düşünüyorum. zaman zaman ayrılık aşamasına da geldik bu nedenle. kafamda birkaç düşünce dolaşıp duruyor.

ailemin eski bir ev satışından kalan kullanabileceğim 500bin civarında bir para var. bunu nikah, ev eşyası vs için kullanmak.. bir yatırım yaparak veya iş kurarak değerlendirmek. ancak herhangi bir ticaret tecrübem de yok. para pul olup gider korkusu da var elbette. ticarete atılsam bana yardımcı olacak etrafımda güvenebileceğim kimse yok. yaparsam yine araştırarak online satış vs.. gibi daha az riskli işler olabilir gibi.

bu paraya 20-25 yıllık bir ev alınabiliyor ya da peşinat sayıp krediyle ev alsak hem kendimi iyi hissetmek hem de müstakbel akrabaların diline düşmemek için işim olmasa bile en azından evi ben almış olurum diye düşünüyorum.

işsiz bir şekilde evlenip tecrübe eden var mı?

edit: sırf evlenmek için evlenmek istemiyorum. öyle bir şey yok. gerçekten sevdiğim ve anlaştığım kişiyle evlenme çabasındayım.

30'lu yaşlardan sonra yeni bir meslek edinmek veya kurs biraz zor oluyor. bir de süreci daha da uzatan bir durum. iş garantisi de yok çoğu bölümde. elbette iş sorununu çözdükten sonra yeni meslek edinmek de faydalı olacaktır.

 
Kişisel görüşüm
1)parayı kesinlikle nikah vs şeylere kullanma. Bu gibi şeylere olabildiğince az para harca, yoksa evliliğin boyunca borcunu ödersin, çok pişman ediyor. Bir kere evleniyorum düşüncesi kadar saçma bir düşünce yok bence.
2) ticareti bilmiyorsun. Belki belli bir alanda uzun süre calıssaydın orada yapılacak bir iş tanımı da bulurdun ama bu da yoksa iş kurma bence, aşırı risk.
3) ev almak en mantıklı seçim. Hem kiralar uçtu gitti, yatırım istediğin zaman satabilirsin. Ev konusunda kız arkadaşınla ortak para koyup ev alın, gerekirse sonradan başka eve geçersiniz.

İşsiz bir şekilde evlenmek konusu kişiye göre değişir o yüzden yorum yapamıyorum
  • monicapp  (21.02.22 19:54:20) 
Evlenme bence, ev olur iş olur bir şeye sahip olmak en iyisi.


  • olaylar olaylar  (21.02.22 19:54:29) 
evlenme


  • do you remember me  (21.02.22 19:59:14) 
Eğitim almayı neden düşünmüyorsunuz? Kaynakçı olun, iki yıllık bölüm okuyun, muhasebe öğrenin. 40 bin liraya 4 yıllık üniversite masrafını çıkarırsınız. Bence iş bulmadan evlenmeyin.


  • dissendium  (21.02.22 20:04:30) 
Sizin durumunuzda evlenilmez. Ama kızın evlenme isteğini uzun yıllardır iş bulamayıp ve hala iş konusunda belirsizlik varken ertelemek anlamsız. Kızın yıllarına yazık. Sürekli şimdi işim yok, biraz daha bekleyelim vs vs kızı harcamak olur. Sizin niyetiniz evlenmek olsa, birde uzun yıllardır işsiz olduğunuz halde birikmiş bir para varsa, hepsini harcamadan ufak bir kısmıyla küçükte olsa bir işe girişirdiniz.


  • GoodMorningTeacher  (21.02.22 20:06:32) 
Siz bence iş bulup, evlenip yeni bir düzeninin sorumluluklarını üstlenmek istemiyorsunuz. Hani istememek olmasa bile cesaret edemiyor olabilirsiniz.

Hazırda bir miktar parası olup, uzun yıllar işsiz olan biri çoktan bu parayı değerlendirirdi isteseydi. E ticarete girişirdi, yeni bir meslek edinirdi vs vs. Yani sonuçta tüm parayı harcamadan da ufak tefek işlere girişebilirdiniz.
  • GoodMorningTeacher  (21.02.22 20:17:49) 
Bir araba yada motor alıp kuryelik, taksicilik tarzı işler yapılabilir. İşsiz olmaktan ya da iş aramaktan iyidir. Hazırda para da varmış. Paranın geri kalanı ile 1+1 alınır. Kendi yağınızda kavrulursunuz.


  • anarsika  (21.02.22 21:48:34) 
kesinlikle evlenme. kız bişey demez sonra demeye başlar kaldıramazsın. ailesi söylenir cevap veremezsin.


  • ayseee  (21.02.22 21:56:32) 
İş olmadan evlenirseniz evi nasıl geçindireceksiniz? Kız 10 bin lira maaş almıyorsa ülkenin şu şartlarında tek eş çalışarak ev geçindiremiyor.

O parayla ev alın. Kiradan kurtulursunuz. Sonra da asgari ücretli bile olsa bir işe girin derim ben. Migros'ta mesela...

Yukarıda da denmiş, katılıyorum, yazıdan göründüğü kadarıyla yeni bir düzenin sorumluluğunu üstlenmek size zor geliyor. Üstlenmek istemiyorsunuz demeyeceğim belli ki kızı seviyor ve istiyorsunuz. Biraz cesaret lazım ve bir yerlerden başlamak... İnanın gerisi gelir. Hem siz hem de arkadaşınız mutlu olursunuz. :)
  • invictae  (21.02.22 22:48:28) 
hatun ile ciddi isen nisan yap, is bulana kadar parayi dovize cevir bekle.
is bulduktan sonra ev isine maasa gore bakarsin, pesinat + taksit yaparsin.

is bulmadan ben olsam evlenmem cunku iliskiyi ciddi zorlayan iki buyuk mesele var, bunlardan biri para sikintisi digeri cocuk.
  • cooperr  (21.02.22 23:06:14) 
Bence de evliliği işe girdikten sonra düşünün derim, maaşın eve yetmemesi bile evliliğin tadını kaçırıyor.


  • esinikaybetmiscorap  (21.02.22 23:10:52) 
Şimdiden müstakbel akraba baskısıni üzerinizde hissetmissiniz ve işsizim bari ev alayım diyorsunuz ya, işte o baskı hissi evi alınca bitmeyecek öyle düşünün.

Ben çocukken babam 2 yıl falan issiz kalmıştı. Annemse devlet memuru. Nerdeyse 60 yaşında oldular hala tartışmada oradan laf sokar babama annem. Müstakbel eşiniz yapacaktir diye demiyorum da annemin tavrinda o akrabaların söylediklerinin de etkisi vardı.
  • encokbenisevinnolur  (22.02.22 03:08:00) 
Evlensen de evlenmesen de önce evi al, kredi filan gerek yok o paraya ortalama bir ev alınır, biraz merkezden uzak bir semt olsa da 15 yıldan eski ev alma. Deprem güvenliği açısından.

Evi mutlaka evlenmeden önce al, evlensen de evlenmesen de.

Müstakbel eşe de de ki;

"bütün paramla ev aldım, param da yok işim de. İlla evlenmek istiyorsan başımızı sokacağımız evimiz var, nikahı kıyalım oturalım, eşyamızı eksiğimizi zamanla tamamlarız"

"bu ekonomide hele ki işsizken düğün ve saçma geleneklere harcayacak 150-200 bin liram yok maalesef, ama seni de seviyorum, evlenmek istiyorsan hemen yarın kıyarım nikahı kaçmam hiç bir zorluktan"
  • John Bloor  (22.02.22 12:11:25) 
Kız arkadaşın toplum baskısından dolayı böyle düşünüyor fakat evlenip işsiz kalmaya devam edersen çok daha büyük sıkıntılar çekersin. Şimdi bu şekilde ertelemeye devam edersen de kız daha ne kadar bu isteğini törpüleyebilir bilmiyorum. Bence bu sorunun temeli son paragrafla alakalı.

Şu an bir işin yoksa neden meslek edinmek zor olsun, bir kursa gitmek yerine ne yapıyorsunuz ki? En kötü ihtimalle bir işi öğrenebileceğiniz yere vasıfsız olarak girebilirsiniz, network çalıştırmak lazım. Ticaret konusu için de yapmak istediğiniz işte tecrübe edinip sonra o sektörde girişimde bulunabilirsiniz. Çok temel bir örnek vereyim, bir tanıdık küçük çaplı bileklik,kolye vs takı satan bir takıcıda işe girdi. 4-5 ay sonra kendisi bir takıcı açtı ve işletiyor. Takıcı kısmını çıkarıp herhangi bir iş yazarsanız mantık aynı.
  • biravekahve  (22.02.22 12:27:03) 
Dugun ve esya icin parayi carcur etme. Ev ya da baska bir yatirim icin kullan. Ev alacaksan eski ev alma, zamanla masraflari cikar. Sevdigin kisi varsa ve iyi gunde kotu gunde bir arada yasamak istiyorsaniz bekletmeyin sartlariniz dahilnde evlenin. Onun disinda sag sol ne der kulagini kapatmaya calis. Hangi alanda yetenek, tecrube ya da ilgin varsa ya da ne yapabileceksen online yerine sahaya in ve o alandaki insanlardan yardim iste ve yapabilecegin bir sey var mi sor.


  • dunal  (22.02.22 13:33:03 ~ 13:34:16) 
yahu evlenme tabi ki. işsizken evlenilir mi? elektrik faturası geldiğinde bankadaki 500binden mi çekip vereceksiniz?

hazır parayla en mantıklı iş ev almak ya da iş kurmak. ama bence senin niyetin olsaydı çoktan iş kurardın bu parayla. ayrıca ne işi kurabilirsin, ona bakmak lazım. çiğköfteci mi açacaksın? getirisi seni tatmin edecek mi?

ev alsan desek bu da evlilik açısından işe yaramıyor. bi arkadaş ev al, nikahı kıyıp oturalım de demiş ama kız arkadaşın çalışıyorsa o sabah işe gidecek sen de evde iş mi bakacaksın? inan 2 ayda kavga dövüş kıvamına gelirsiniz.

bence sen bir şekilde iş bul. yani artık standarlarını mı düşürürsün, kursa mı gidersin bilmiyorum. ama şu an için en mantıklısı bu.
  • elorelia  (22.02.22 13:46:05) 
bir fabrikaya işçi olarak girebiliyorsanız girin.tercihen otomotiv fabrikasına. fazla mesai vs. kazanırsınız da fena değil ücretleri.

paranızla da ev alın derim.bunları raya oturttuktan sonra ise evlilik işini düşünürsünüz.
  • drako  (22.02.22 13:53:36 ~ 13:53:49) 
[]

Çalışan öğrenci kıza teşekkür hediyesi, bahşiş nasıl verilebilir?

Bugün ibb'nin çiçekçisinden çiçek aldım, çalışan kız üniversite öğrencisiymiş, benim siparişimle baya uğraştı, sohbette ettik biraz, sabah 7den akşam 8 buçuğa kadar çalışıyormuş, üniversite öğrencisiymiş, okuyup çalışıyormuş. Evden makyajsız, ev haliyle çıkmıştım, makyajsız yaşım baya genç duruyor kıza öyle bahşiş vermeye çekindim, sanki yaşıtı veriyormuş gibi hisseder rahatsız olur diye düşündüm. Benden 6-7 yaş küçük çıktı.

Pazar günü ya da pazartesi tatlı yapıp götürmeyi düşünüyorum, poşetin içine teşekkür yazısı yazıp, yazının arasına 50 lira kadar para koyacağım ama emin olamadım, bu şekilde teşekkür etmem doğru olur mu? Ya da hediye çeki mi alıp versem ama nakit bu zamanda herkesin en çok ihtiyacı diye de düşünüyorum.


 
tatlı+kitap hediye çeki olur.


  • baylarbayi  (07.05.22 23:42:03) 
Bence doğru değil. Restoran, kafe olsa neyse. Orada kutuya atabiliyorsun. Bir de yanlış anlamayın ama 50 TL şu an para değil. En az 100 olsa daha iyi. Bence bir kitap hediye edip arasına sıkıştırırsan daha iyi olabilir.


  • dissendium  (07.05.22 23:44:22) 
Ben olsam hediye çeki almak yerine direkt olarak para verirdim. Tatlı poşetinin içine teşekkür kartı onun da arasına para şeklinde. Öğrenci kişinin her şeyden evvel paraya ihtiyacı vardır. Çünkü gençlik var bedende. Hem onun neye ihtiyacı olacağını ondan başka kimse bilemez, parayı verin neye nasıl ihtiyacı varsa o şekilde kullansın.


  • skzr  (07.05.22 23:44:52) 
Öncelikle çok ince duşunmuşsunuz, keşke bu dunyada sizin gibi hoş duşunenler çogalarak artsa :)

Hangi okulda okuyor bilmiyorum ama aileden uzaksa bir ögrenci için yeme/içme masrafı çok gidiyor. Ben olsam bu marketlerin hediye kartları var, içlerine bakiye yukleniyor ya da hazır bakiye yuklenmiş şekilde satılıyor. Onlardan alıp tatlının yanına koyabilirsiniz gibi geldi. İhtiyacı olan neyse gider alır marketten.
  • e mice  (08.05.22 00:40:32) 
Nakit para yerine hediye kartı olabilir.
Yalnız ibb'de vs nasıl oluyor bilmiyorum ama çoğu firmada bu tarz seyler normal karsilanmaz, niyetiniz iyi bile olsa. Misal bana gelen her hediye tarzı şeyi hediye biriminden onaylatmam lazım yoksa alamam.
Bence ibb ile alakalı bir birimden bir onay alırsanız kizin da başı yanmasın sonra böyle bir düşünceden. O yüzden nakitten uzak durun bence.
  • logisticsmanager  (08.05.22 01:24:04) 
Ya o gün yaptığın çiçek çok beğenildi ben de teşekkür etmek istedim. Bir arkadaşınla birer kahve icersiniz deyip parayı verin bence. Tatlı da olursa süper olur. Herkesin parayı ihtiyacı var. Amerikalı tipler bile işini yapan kasiyerlere 1 dolar vererek geziyor. Hiç utanılacak bir durum yok. Hediye çeki falan vermeyin, para verin ki işine yarasın.


  • baal  (08.05.22 08:01:30) 
Bahşiş genelde hizmeti aldıktan sonra verilir usulüen. Aradan biraz zaman geçtikten sonra bir hediye ya da bahşiş götürmek tuhaf anlaşılabilir. İnce bir çizgi var. Özellikle karşı cinstenseniz konu çok farklı noktalara gidebilir. İyi düşünün derim.

Belki başka bir sipariş daha alıp, onu hazırlarken her ikisini de kapsayacak şekilde bir hediye ya da bahşiş bırakabilirsiniz.
  • anten  (08.05.22 23:37:53) 
[]

Yazılım Geliştiriciliğinin Manevi Tatminsizliği Hakkında

17 yıldır yazılımcılık yapıyorum. Bir süredir "sektörden ayrılsam mı?" diye düşünüyorum.

Üzerinde kafa yorunca benim için şu nedenler ortaya çıkıyor:

- Sürekli "teknik ve sıkıcı" konularda öğrenmeyi gerektirdiği için çok yoğun bir iş hayatına (mesai dışında bile öğrenmek için vakit harcamaya) yol açıyor.

- Sosyalleşmenin çok sınırlı olduğu (ya kendi başına ya da birbirine benzeyen, sosyal becerileri pek gelişmemiş insanlarla iletişimin olduğu) bir meslek.

- İnsana, gerçekliğe pek dokunmuyor, manevi tatmin vermiyor. Bunun aksi olan alanlar mesela psikoloji, beslenme, sağlık, spor, felsefe, dil. (Belki de bu maddede asıl sorun başkası adına çalışıyor olmak, çalışma alanını, amacını seçemiyor olmak.)

Başka bakış açılarını merak ediyorum.

 
beni işte en çok tatmin eden şey para. bana göre düzenli yapmak zorunda olduğun her iş kötüdür, it ile en azından ortalamanın üstünde para kazanıyorsun. felsefe dil vs alanında çalışsan şu anda parasızlıktan depresyona girmiştin.


  • sir gawain  (28.03.23 10:05:44) 
Bi önceki cevabımı beğenmediğim için sildim.

"Bu yaptığım iş ne işe yarayacak" kısmını boşverip, teknik mükemmelliğe odaklanır, oradan tatmin sağlamaya çalışırsanız sorunlar çözülür. Ama düşünce yapısını bu şekilde değiştirebilmek lazım.

Niye kod yazıyorum? Kod yazmak için. Tertemiz.
  • plutongezegendegilmi  (28.03.23 10:20:56) 
- Sürekli "teknik ve sıkıcı" konularda öğrenmeyi gerektirdiği için çok yoğun bir iş hayatına (mesai dışında bile öğrenmek için vakit harcamaya) yol açıyor.

yoo mesai disinda beynimi kapatiyorum hatta yetmezse yine tamami muhendis arkadaslarla shot atiyoruz sagda solda. bana para odenmeyen saatte gidip kod yazmam bir sey de ogrenmem. cok ihtiyacim olan kisisel bir projem vardir onu yaparim en fazla ama o da cok sik olmuyor.


- Sosyalleşmenin çok sınırlı olduğu (ya kendi başına ya da birbirine benzeyen, sosyal becerileri pek gelişmemiş insanlarla iletişimin olduğu) bir meslek.

yine ilk maddeye refer edicem. dunyanin en ciddili olmasi beklenen isyerinde tanistik bu insanlarla. karisik cinsiyetlerden kucuk bir grup, sabah 5te clubdan ciktigimiz da oluyor, sehir disina kultur turuna gittigimiz de.



- İnsana, gerçekliğe pek dokunmuyor, manevi tatmin vermiyor. Bunun aksi olan alanlar mesela psikoloji, beslenme, sağlık, spor, felsefe, dil. (Belki de bu maddede asıl sorun başkası adına çalışıyor olmak, çalışma alanını, amacını seçemiyor olmak.)

Hicbir is ayni degil ki. Beslenme saglik spor dil de bu tatmini bana vermez. Kalan secenek akademi. Ama orada hic hic hic mutlu olamayacagimi bildigim icin kactim gittim. Tum isler kotu su an en azindan gozyasimi paraya silebiliyorum.

Katilmiyorum uc fikrinize de. Ayrica yine ucuncu madde icin kendi isinizi kurup kendi projenizde calisabilirsiniz istediginiz konuda. Cogu meslek dalindan daha cok sansiniz var insanliga faydali olmak icin :)


Ben sektorden ayrilmayi dusunmuyorum ama ulke duzelmezse ulkeden ayrilicam
  • aguen  (28.03.23 10:30:08) 
+ iş lineer ilerlemiyor. 1 haftalık dediğin iş, bazen 1 ay sürebiliyor.
+ öğrenme zorunluluğunun hiç bitmemesi.

  • vizivozo  (28.03.23 11:18:40) 
yani zevk meselesi ama şu sürekli teknik ve sıkıcı şeyleri öğrenmek benim için çok zevkli. yani işim olmasa da zaten bilgisayarı ve teknolojiyi seviyorum. o yüzden bu işi sırf para var diye seçenlerde böyle bir tatminsizlik oluyor ama ben bunu hiç yaşamadım şu ana kadar.
keza sosyalleşme, manevi tatmin, bunların hepsi seninle ilgili konular. ıvır zıvır bir ton iş arkadaşıyla ve şirket içi politikayla uğraşacağıma, tercih ettiğim arkadaşlarımla sosyalleşme yaşamayı tercih ederim.

  • roket adam  (28.03.23 11:35:31) 
- Sıkıcılık konusu: hangi iş sıkıcı değil ki? Mesela spor demişsin benim birlikte çalıştığım spor hocası her gün saat 06:00'da kalkıp salona geliyor, akşam kimi zaman 22:00'de çıkıyor. Ona göre de ben çok şanslıyım ister ofis ister ev ister bir cafe istediğim yerden çalışabiliyorum, mesaim 09:00 dan önce başlamıyor, haftasonu serbest..

- Sosyalleşme konusu: Buna katılmıyorum yazılımcı tayfası genellikle aklı başında, eğlenceli profillerden oluşuyor. Mesleki olarak iletişimin artması yönünde düşüncen varsa iş analistliği veya proje yönetimi daha iletişim odaklı ki biliyorsundur.

- İnsana dokunmama konusu: buna hiç katılmıyorum. Geliştirdiğimiz ürünler kimi zaman binlerce insanın bankacılık işlerini kolaylıkla ve güvenle yürütmesini sağlıyor, kimi zaman bulunduğu ilçe veya bölgede bulunması imkansız ürünlerin insanlara ulaşmasına aracılık ediyor. Hayatımızı birçok yönden kolaylaştıran sayısız uygulama var,, Getir'inden taksi çağırma uygulamalara, sağlık destek uygulamalarından otopark bulduranlara kadar. Yazılımcılar cebimize dünyayı sığdırıyor.

Başkası adına çalışmakla kendi adına çalışmak arasında maddi farklar olabilir ama günün sonunda herkes birilerine hizmet ediyor. Sen yöneticine, yöneticin müşterine.

Şu an yazılımcılar bana göre dünyanın en şanslı mesleğini icra ediyor; birçok yer tamamen uzaktan çalışmaya geçti, bir binanın içine tıkılma ve akşama kadar gün yüzü görmeme dönemi bitti. Gelirleri Türk toplumunun geneline göre daha yüksek. Avrupa/ABD imkanları çok fazla. İstersen dövizle getiri elde et Türkiye'de veya dünyanın neresinde istiyorsan yaşa (dijital göçebe vizeleri). Alan çeşitliliği çok fazla; savunma sanayinden finansa, e-ticaretinden şans oyunlarına, telekom sektöründen mobil oyunlara.. Günümüzde hiçbir meslek bu ayrıcalıklara sahip değil.

Sektörü bırakma değil de, belli ki içinde bulunduğun alan seni biraz sıkmış. Son derece normal. Daha farklı alanlara yönelip yine yazılım geliştirebilir veya daha yönetsel işler de yapabilirsin, iş daha iletişim odaklı oluyor. Kimisi bankacılıktan çok sıkıldığını söyleyip şans oyunları tarafında yazılım yapıyor. Kimisi telekom şirketlerinden sıkılıp mobil oyun geliştirici oluyor. Böyle de esnek bir alan canım sektörüm <3
  • Lethe  (28.03.23 12:47:39) 
Mesleğinin insana dokunmadığını düşünüyorsan o zaman mesleğini değil de sektörünü değiştirebilirsin.
E ticaret sana çok yüzeysel geliyosa, telekominikasyona geçebilirsin, ya da sağlık sektöründe it işi yapabilirsin.
Bankacılıkta çalışırken ben de kendimi çok amaçsız hissediyordum. İnsanlığa fayda sağladığımı asla hissetmiyordum, aksine bankacılık sektörünün insanlığı kötü etkilediğini düşünmeye başlamıştım.
Otomotivde çalışıyorum şimdi. Daha rahatım.

İşe iş gibi bakmak lazım. Mesai sonrası seni oyalamayan bi iş bulup hobilerine vakit ayırırsan daha rahat edersin. İşi işte bırakmak lazım.
  • zimbirik  (28.03.23 13:36:07) 
"developer burnout" diye oldukça çok bahsedilen bir konu var. Herhangi bir meslek değil özellikle yazılımcılara özgü bir durum. Daha önce araştırmadıysanız bir bakın derim, fikir verici olabilir.


  • mikro patlama  (28.03.23 15:44:32) 
Hackerspace kuralim?


  • lapaz  (28.03.23 20:26:33) 
@lapaz Hiç duymamıştım. İnceliyorum. Teşekkürler.


  • pantepember  (29.03.23 08:04:33) 
[]

Bugüne kadar en boşa harcadığınız para ?

Neye ve ne kadar harcadınız ?




 
Memurluk için gerekli olur deyip online bilgisayar işletmenliği sertifikası almıştım. Tam hatırlamıyorum ama 400 500 TL seviyesindeydi.


  • dissendium  (01.04.23 22:57:12) 
Kumara
6 haneyi çoktan geçti

  • etna  (01.04.23 23:02:08) 
İzlemediğim udemy eğitimleri - bikaç yüz lita
Randımansız geçen 1 yıllık amerika macesrasi - yaklaşık 50bin $

  • gadlemler  (01.04.23 23:02:49) 
Eski karıma yaptığım bütün masraflar.

Mesela öğrenciydi evlendiğimizde. Tüm okul masrafları der başlarım.
  • Mirket  (01.04.23 23:16:03) 
Öğrencilerime harcadığım paralar.


  • ruhen hastayim ben  (01.04.23 23:24:33) 
Bunalim, moral bozuklugu vs olunca kafa dagitmak icin gittigim yurt disi tatilleri. Nereye gidersen git sorunlarin da seninle birlikte geliyor. Benim 1 milyon tane sorunum var, benim burada ne isim var tuzukuru insanlarin yaninda diye sorgularken gecen zaman, bosluk, para, anlamsizlik vs. Tatil tuzukuru insan isi kisaca, kafa dagitma diye opsiyon yok bende bunu anlayana kadar bosa gecen 3-4 tane tatil, 3-4 bin eurolar gitti.


  • freedonia  (01.04.23 23:41:19 ~ 23:43:18) 
benim de bi yere gitmek herhalde freedonia gibi. zorla geziyorum, yapmaya da devam :d bi de geçen sene hisse alma olayına girdim acayip zarar ziyan bişi ama totalde 12bin tl oldugu icin üzülmeyeceğim


  • ala09  (02.04.23 00:34:07) 
Maviden 500 liraya pantolon aldım bi kaç kez giyip çöpe attım


  • olaylar olaylar  (02.04.23 02:01:12) 
askerliği erteleme amaçlı yaptığım ve bıraktığım iki yüksek lisans. bu askerlik erteleme olayına rahat 6-7 bin dolar harcamışmdır, üstelik bir de bedelli ücreti, askere gidince keşke zamanında kısa dönem gitseydim dedim çok büyütmüşüm


  • roket adam  (02.04.23 02:08:36) 
belki 150 tane gomlegim vardir, 40 tane pantolonum, 30 tane ayakkabim vardir su anda, onlari alacagima bir tane rolex alsam daha fazla havam olurdu uasduausda.


  • baldur2  (02.04.23 03:15:12) 
Ipod classic. Almakta gec kaldim. Bir sene icinde stream muzik patladi


  • bir ileti paylastim  (02.04.23 08:45:34) 
Saten gömlek. 260 tl.


  • Kahvedesu  (02.04.23 09:18:15) 
ufo almıştım işe yaramadı sadece kendini ısıtıyordu. birde portakal sıkacağı, birde arçelik buharika, birde elektrikli doğal gaz bunlar işime yaramayanlar. ha dönen mop. sapı elimde kaldı.


  • sanemz  (02.04.23 10:08:42) 
ingilizcem çok iyi olmasına rağmen kötüyüm ben ya diyip bilmem kaç kurs ingilizce eğitimi almıştım. sonra baktım ben hocadan da iyi biliyorum bir kaç yabancı hoca da senin gelmene gerek yok falan dedi özelden. çok garip mesela yabancı hoca senin gelmene gerek yok diyordu türk hocalar ise böyle spesifik gramer sorusu soruyordu bak bunları bilmiyorsun diye.

neyse dedim ben işte paramı geri istiyorum ben gelmiycem falan dedim. onlarda belli bir kesinti yapıp paramı geri yatırmışlardı.

hala üzülürüm o paraya.
  • duyurukullanıcısı  (02.04.23 10:46:57) 
bir ay önce almanya'da ehliyet sınavından kaldım. o ufacık hata yüzünden 350 eurom çöpe gitti. ikinci sınavda bu üzerimde aşırı baskı oluşturdu ve çok gergindim ama neyse ki geçtim.


  • bohr atom modeli  (02.04.23 12:20:58) 
Apple watch


  • kafasizbiri  (13.04.23 15:11:44) 
kaybettiğimi sandığım kimlik bedeli 166 tl


  • bir soru sorcam  (13.04.23 16:12:58) 
[]

Futures (Vadeli İşlemler) ya da Forex'te gerçekten para kazanan var mı?

Yoksa Twitter'da falan gördüklerimiz 1 kazanıp 10 kaybeden ama kazandığını gösterip kaybettiğini saklayan tipler mi.

özellikle price Action tayfa kazandığını söylüyor.


 
fx'te pariteden liq olmuşluğum var. yaklaşık orta sınıf bir araba parası kaybettim. yıprattı tabi ama öldürmedi. şimdi binance vadelide daha akıllı işlem açıyorum, işlemler de karda şimdilik bakalım. hayırlısı :D


  • vayanasinisayinseyirciler  (21.06.23 22:57:27) 
rr sistemi kullanırsan ve gerçekten "pa" biliyorsan kaybetmen çok zor ama bu dediğim dilim %1'i geçmez.


  • sta  (21.06.23 23:37:52) 
bu futures'a ne para attiysam hava oldu. inanmıyorum kazanana da, şöyle inanmıyorum bilinçli olarak kazanmamıştır. şansa kazanılır, denk gelir kazanır. bu futures aklı olan adamın gireceği mecra değil.

futures harici coin borsasında da dürüst olmak gerekirse eksideyim fakat burada kazanılabilir futures'in tersine. bu yüzden ben kazanamadım kimse kazanamaz gibi bir şeyden ötürü söylemiyorum futures için söylediklerimi.

buraya para atacağına vegas'a, kıbrıs'a git ye parayı daha iyi en azından gözler grafik takip etmekten kızarmaz.
  • gule gule  (22.06.23 03:47:16) 
ben kazanmaya çalışıyorum diyelim, vadeli işlemlerde uğraşıyorum. ocak 1 deki 40 bini 80bin yapmışım. ama tabi 40ın 10 nu hep boşta yedek olarak bekliyor. bir prensipte gitmeye çalışıyorum hep.


  • vincenzo  (22.06.23 20:18:39 ~ 20:19:36) 
[]

Ülkede çoğu kişinin paradan para kazanıyor olması?

yani bir düşünün;

bir çok kişi ucuz kredilerle aldıkları evlerin al/satı veya kiralamasıyla geçiniyor,
aynı tayfanın diğer uzantıları ucuz kredilerle şirketlerini döndürüyor,
bir diğer uzantısı ucuz kredilerle aldıkları paraları borsa ve altında işletiyorlar.

ve bir şekilde kazanıyorlar. parası olanlar bunları daha kolay yapıyor, olmayanlar daha zor.

yani teorik olarka; ülkede bir değer üretilmiyor çok. ve sürekli paradan para kazanmak sürdürülüyor. bu iş sonsuza kadar devam edebilir mi?

"resesyon gelince ev sahipleri evlerini satmak zorunda kalacak" gibi asla inanmadığım bir inanış var. 3 sene önce aylık 3000tl krediyle aldığı evi, işsiz de kalsa aç da kalsa kimse satmak zorunda kalmaz. hiçbir zaman da kalmayacak. ucuz krediden kazanan da kazandı.

ve bu para dönüp duruyor bir şekilde.

bu da mantıklı gelmiyor. çünkü "neden para basıp borç ödemiyoruz" lafının hayata geçmişi gibi şuanki durum. içerde sürekli para basılıp insanlar arasında takas ediliyor. böyle nasıl devam eder bu iş?

 
hocam bunu sadece diyelim ki 3 adet kiralık evi olan insan üzerinden düşünmemek gerek

geçen migros un yıllık gelir gideri açıklandı

karının %27 sini yaptığı satışlardan %25 ini de kur ve finansal hareketlerden kazanmış, yani neredeyse asıl işi kadar paradan para kazanma işi yapmış

bunun gibi bir çok marka fabrika şirket vs var

buna servet transferi deniyor işte, çözümü de gelire göre vergilendirme fakat hükümetin böyle bir politikası yok, tam tersi vergiyi çalışan kesim üzerinden topluyor buna devam ediyor
  • freebird5406_2  (18.08.23 15:12:51) 
yatırım için değil ticaret için enflasyondan düşük faizle kredi verilirse normal
yine migros'un karı: TL'nin değer kaybından daha yükske değildir

  • bir soru sorcam  (18.08.23 15:25:50) 
tchuck,

Haklisin. Paradan para kazanmak en kolay para kazanma yolu. Birikiminiz varsa, yatirim icin gerekli miktarlara birikimini kullanmadan, sadece birkiminizi teminat olarak gostererek dahi ulasabiliyorsunuz. Bunda siradisi bir sey yok, dunyanin her yerinde bu sekilde. Ben de Kuzey Amerika'da, isimin yaninda, bu sekilde para kazaniyorum. Yalniz bu konular konusulurken genellikle parasi olanlarin, para kazanmak icin aldiklari risk ve finansal disiplin goz ardi ediliyor.

Turkiye'de durum biraz tuhaf. Duyuruda da denk gelmissindir, yatirimlik ev, yatirimlik araba hatta yatirimlik motorsiklet bile aldigini yazanlar oluyor. Aslinda dolar bazinda fiyatlarda ya degisiklik olmuyor ya da cok cuzi bir degisiklik oluyor. Yani 2020 yilindaki senin cebindeki 100.000 try 2023 yilindaki alim gucu 30.000 try. Borsa zaten halka arzlarla ilerliyor. Borsa'nin yukseldigine sevinip mutlu olanlar burda yine kazanclarindan bahsediyorlar. Borsa artiyor ama gercek enflasyon oraninin uzerinde artiyor mu? Halka arzlar bitince sicak para nerden girecek borsaya?

Boyle paradan para kazanmanin bizim ekonomide sonu var. Boyle devam edemez. Cikarilan bir kararla alinan evin kirasi %25 uzerinde arttirilamiyor. Evin degeri 3 milyon da olsa 5 milyon da olsa kaybettirecek. Satmak isteseler de satamayacaklar zaten cunku hem pahaliya aldilar hem ev almak isteyenlere kredi de verilmiyor artik...

Ben surdurulebilirlik gormuyorum.
  • thetruenorthstrongandfree  (18.08.23 16:30:07) 
ben sürdürülebilirlik görüyorum.
bir kesimin devletin verdiği ucuz krediler ile servetine servet kattığı doğru.
ancak ülkede bir değer üretilmediği yanlış.
ülkede değer üretiliyor ancak değer üretenler hak ettiklerini kazanmıyorlar. sorun burada.
yani çalışan kesim, bir katma değer üreten, ülkeye döviz getiren, ülkedeki çarkların dönmesini sağlayan bir kesim var. ancak bu kesimin emekleri vergilerle, ucuz kredilerin yarattıgı enflasyon ile yukarıda bahsedilen ilk kesime aktarılıyor. yani bir emek ve servet transferi var
emeği ve serveti sömürülen kesim bu konuda bir şey yapmadıkça bu transfer devam edecek diye düşünüyorum. zaten bu servet transferinin toplum hayatında ve siyasal hayatta yıllar içerisinde nasıl bir dönüşüm yaptığı çok net ortada
  • abelardo  (18.08.23 20:30:21 ~ 20:31:11) 
[]

Vadesiz hesap günlük faiz veren bankalar

selamlar, normalde garanti kullanıyoruz ama bazen vadeli hesaba geçirirken para vadesizde öyle duruyor. bazı bankalarda vadesiz hesaba eğer o gün dokunmadıysan paraya günlük faiz işleniyordu.
zamanında cebteteb de vardı bu durum. şu anda en iyi faiz veren hangisi veya şunu kullanıyorum memnunum da diyebilirsiniz.
çok teşekkürler şimdiden cevaplarınız için


 
cepteteb de ve enpara da var ancak faizler biraz daha dusuk


  • foster  (06.12.23 12:35:07) 
Enpara iyi


  • Mirket  (06.12.23 12:44:07) 
aktifbank n kolay kullanıyorum yıllardır hem faiz oranları yüksek hemde işlem ücreti almaması her atmden sınırsız para çekme gibi özellikleri çok işe yarıyor. altın gümüş hesabı vadeli vadesiz döviz hisse senedi her ihtiyacı karşılıyor. pasoligte cabası tabi


  • gencfb  (06.12.23 13:32:06) 
en iyiler burgan(on hesap) -sınırsız gün- %45 pasif bakiyeli herkes yararlanır
alternatif bank vov hesap -90 gün- %45-pasif bakiyeli -herkes yararlanır
akbank serbest hesap(1 aydan sonra düşer) %43 -kişiye özel
enpara (kişiye özel)-sınırsız gün- %42 - kişiye özel. ama enparada oranlar çok değişiyor aydan aya. diğerleri nispeteden daha stabil.
  • jelly bear  (06.12.23 14:00:23 ~ 14:03:46) 
Garantide 1. para piyasası fonuna aktarabilirsiniz. Fonun birim fiyatı 0,042 kuruş zaten. Ufak miktar da olsa geçiyor. Lazım olunca da bozdurursunuz, valörü yok zaten anlık alınıp satılıyor.


  • akhenaten  (07.12.23 06:13:45) 
123456789• ... 176   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.